Jack Russell nasıl olmuş

Madonna elbette teşrif etmedi.
Muhtemelen dün geceki konseri nedeniyle erkenden uyumuştu.
Jack Russell, şık ve yüksek tavanından dolayı ferah feza bir bar olmuş.
Üstelik içeride sıkılanlara soluklanmak için dışarıda bir avlusu da var. Keza insan soluklanmak da istiyor. Çünkü önceki gece içerisi tıklım tıklımdı ve gel gör ki havalandırma pek çalışmıyordu. Öldük bittik terden...
Bu arada mekanda müzik 01.00 dolaylarında bitti.
Hep mi böyle olacak acaba? İlerleyen günlerde göreceğiz...
Unutmadan, Jack Russell’a ulaşmadan hemen önce bir avlu daha var. Orası da Chapelle adında bir brasserie. Eskiden şapelmiş zaten (bir nevi küçük kilise).
Kısacası, hali hazırda bir mekan cenneti olan Tepebaşı civarı bu mekanlar sayesinde daha da hareketlendi.
Geceleri trafik keşmekeşi beş-altı katına çıkacaktır, hiç kuşku yok.

Hakikisi, sahte Emre Ergani’ye karşı

Jack Russell ve Chapelle’in başında kim var? Emre Ergani. Ergani o gece biraz dertliydi. Çünkü sahtesiyle uğraşıyormuş!
Sahtesi dediysem, Twitter’da adına açılan hesaptan bahsediyorum tabii.
Bu sahte profilden öyle küfürlü cümleler yazılmaya başlanmış ki, Emre Ergani geç de olsa durumu fark etmiş ve hemen avukatı aracılığıyla şikayetçi olmuş.
“Sonra ne oldu?” dedim Ergani’ye. Malum, Twitter üzerinden yapılan hakaretleri herkes şikayet ediyor, ama sonuçta hiçbir şey elde edilmiyor.
“Şikayetimin ertesi günü Bilişim Suçları’ndan iki polis geldi” dedi Ergani, “Uzun uzun şikayetimi dinlediler. Doğrusu her şey Amerikan filmlerindeki gibiydi, çok etkilendim”.
Umarım sonrası da aynı şekilde olur ve sahte hesaptan Ergani adına sağa sola küfür yağdıran sanal kişilik bulunur.

Geceler katran karası geceler

- ARAP RÜZGARLARI... Hilton içindeki Al Bushra fazla ciddi bir Lübnan restoranı. Otel içinde konuşlanmış olmasının bunda payı olabilir elbet. Neyse ki Al Bushra’nın gizemli ciddiyeti, çarşamba gecesi DJ kabinine geçen Savaş Özbey’in Arapça hitleri arka arkaya savurmasıyla son buldu. Fütursuzca göbek atanları ve kendinden geçenleri gördüm...
- GEYİK RÜZGARLARI... Fikret Ercan liderliğindeki meşhur Chivas Deer Night, yani geyik gecesi, kadrosunu giderek genişletiyor her yapılışında. Salı gecesi yapılan üçüncü geyik gecesinde mesela Özcan Deniz ve Ali Ağaoğlu gibi medya dışı isimler de vardı. Bilmeyenlere not: Bu geyik gecesine sadece erkekler davetli. Kadın sinek içeri sokulmuyor.
- SUŞİ PARTİSİ... Şehrin İstinye sırtlarında, havasından geçilmeyen bir rezidans L’ist İstinye Suites. Geçenlerde bu şahane hava cıva içinde bir şube açan memleketin ilk Uzakdoğu projelerinden Sushico’nun partisi vardı.Suşicinin verdiği parti sıkıcı olabilirdi, ama pek öyle olmadı. Ummadığım kadar eğlenceli ve kalabalıktı. Nedeni de belli: Sushico’nun ortaklarından Selim Yalın’ın tam bir parti adamı olmasından dolayı...
Sahi Selim Yalın neden Sushico’lardan birini kulüp yapmıyor? Bu da günün çağrısı olsun...

Ali, Ayşe ve huzur

Evlilikleri romantik komediyle sit-com arasında bir tattaydı.
Hızlı, eğlenceli, şaşaalı...
Sonradan ağır drama dönüştü. Selma Hanım’ın ölümü nedeniyle... Şimdilerde ise mahalle dizisi kıvamında.
“Mutsuzdum, oh boşandım” atışmalarıyla, ofis basmalarla, “hayatımı mahvettin” söylenmeleriyle süslenen...
Yanisi: Ali ve Ayşe’nin bitmeyen pembe dizisi bir türlü yayından kalkamadı.
Seyirci olarak biz de huzur arıyoruz hani.
Huzur yoksa eğer, yeni karakterlerle sürsün bari bu gelgitli pembe dizi. Ona da razıyız.