İstedikleri düğünü yapmak için bağış topluyorlar

Yaz geldi, düğün sezonu açıldı. Peki siz hâlâ istediğiniz düğünü yapabilmek için eş-dost-akrabadan borç alanlardan mısınız? Üzgünüm, çok demodesiniz! Şimdi sizi bir çiftle tanıştıracağım: Elif ve Levent. Bu tatlı çift düğünleri için internet üzerinden bağış topluyor! Çünkü öyle sıradan bir düğün yapmak istemiyorlar. Peki nasıl bir şey yapacaklar? O da aşağıda yazıyor işte...

Haberin Devamı

Elif İleriye ve Levent Girgin.
Biri gayrimenkul uzmanı, diğeri reklamcı.
18 Temmuz’da evleniyorlar.
Hayır, arkadaşım filan değiller. Ünlü hiç değiller.
Ama günümüz için az bulunur bir özelliğe sahipler: Özgünler.
Neden mi? Şu gerekçeyle: Elif ve Levent, düğünlerini Alice Harikalar Diyarı, steampunk ve victorian konseptlerinde gerçekleştirmeyi kafaya koymuş, bunun için yardım kampanyası başlatmış bir çift!
Birçok bağış kampanyasının yer aldığı indiegogo.com’da kampanyaları halen sürüyor.
İsteyenler, çiftin hayalindeki düğünü gerçekleştirmek için onlara katkıda bulunmaya devam ediyor.
En son baktığımda sadece 393 dolar toplayabilmişlerdi.
Peki Elif ve Levent neden bu düğün konseptine bu kadar takık? Dertleri ne?
Bizzat kendilerine sordum. Buyrunuz...

ALICE SEN BİZİM HER ŞEYİMİZSİN!

* Yahu neden bu konsepte takılıp kaldınız? Sade bir şekilde evlenin gitsin işte...

- Levent: Gündelik hayatta her işimiz, her hareketimiz kişiliğimizden dokunuşlar içeriyor. Ben mesela fantastik edebiyat ve bilimkurgu hayranı biriyim. Gördüğüm her şey hakkında, “Elif’le beraber yapsak nasıl olur?” diye düşünüyorum. Steampunk zaten ilgili olduğum, çokça gördüğüm ve bir gün illa ki bir yerde kullanacağım dediğim bir olgu. Alice Harikalar Diyarı konseptini ise Tim Burton versiyonundan etkilendiğimiz için seçtik.

- Elif: Küçükken Alice’in çizgi filmini hep izlerdim ama diğerleri gibi olmadığını, farklı bir şeyler olduğunu düşünürdüm bu çizgi filmde. Büyüyüp kitabı okuduğumda bu eserin çocuklar için yazılmadığını, yetişkinlerin anlayabileceği gizemlerle dolu olduğunu fark ettim.
Romanda bahsi geçen düşler hayal ürünü gibi olsa da aslında beynin bunu durup dururken uydurmadığını, bu kadar alakasız şeyler arasında kurulmuş ilginç bağlantıların bilinçaltımıza gönderme yaptığını anladıkça masalın aslında fazlasıyla gerçek olduğunu gördüm.
İşte tam da bu noktada Levent’le beni birleştiren şey, hayatımızın renkliliği ve hareketinin benzerliğini Alice’in dünyasıyla ilişkilendirmemiz... Düğünümüzde bizi en iyi ifade edecek olan konseptin Alice In Wonderland olacağına böyle karar verdik.

45 BİN LİRAYA İHTİYAÇ VAR!

* Bu konseptteki düğün için yaklaşık ne kadar paraya ihtiyacınız var?

- Levent: Standart bir düğün normal şartlarda 40 bin liraya mâl oluyor. Biz sıfırdan tüm mekan ve organizasyon konseptini belirlediğimiz için yaklaşık 45 bin lira gibi bir rakama ihtiyacımız var.

- Elif: Türkiye’de daha önce yapılmamış bir konsept yaptığımız için zaten organizatörlerde istediğimiz gibi materyaller bulunmuyor. Yani normalde kiraladığınız süsleme araçlarını bu sefer satın almak durumunda kalıyorsunuz. Bununla birlikte bu konsept çok farklı olduğu ve detay içerdiği için maliyetler tahminlerimizi aştı, bizim için ciddi bir yük oldu.

DESTEK OLANLARA HEDİYE VERECEKLER!

* Zaman çok azaldı. O kadar para toplayabilecek misiniz?

- Levent: Bağış toplama sitelerinde her türlü projeye yer verildiğini gördük. Kendini iyi duyuran ve iyi teklifler sunan kampanyalar yeterli desteği görüyor. Bizim de destek olacak kişiler için çeşitli hediyelerimiz var. Belli miktarda bağış yapanlara, el yapımı gözlük, broş, düğüne katılım hakkı, İstanbul’daki evimizde konaklama gibi karşılıklar sunuyoruz.
- Elif: Olumlu geri dönüşler alıyoruz. Açıkçası övgüye doyduk. Ama artık biraz da paraya ihtiyacımız var!
https://www.indiegogo.com/projects/elif-levent-s-dream-wedding#/story

Haberin Devamı

Bizim ünlülerin küçük dünyasının özellikleri!

Haberin Devamı

* Etraflarında her daim onları öven birer yalakaları vardır. “Çok harikasın, nasıl da güzel oynadın/söyledin, senden iyisi Şam’da kayısı” diyerek beş dakikada bir övgü cümlesi döşenirler ünlü şahsiyete.

Öyle bir ruh halidir ki bu, yanlarında 10 dakika vakit geçir, sen de inanmaya başlarsın söylenene. Gözlerine bir perde iner, algıların kapanır.O derece.

* Akla zarar basın danışmanları vardır. İki kelimeyi bir araya getiremezler. Medyayla ilişkileri de fenadır. Kanka oldukları basın mensubuna, “Canım, şekerim” der, olmadıklarına “Ay, o mu?” diye küçümseme taktiği uygularlar.

* Garantici ve fena halde idarecidirler. Onu idare ederler, bunu idare ederler. Savundukları net bir şey yoktur. Risk almak istemezler. Kapalı kapılar ardında dobradırlar. Herkesin önünde şirineyi oynarlar. Süslü cümleler kurarlar.

Devrimci değil tam aksine çok stratejiktirler.

* İstedikleri kadar cool ya da bohem görünsünler/dursunlar; hepsinin tek derdi günün sonunda “Nasıl konuşulurum” olur.

Hiçbir yere konuşmayıp ortalıkta gözükmeyenin de gelgiti budur, fırfır ortada olanın da...

* Dahası, güvenemezsin. Çünkü onlar kendine de güvenmez! Beş dakika önce söylediklerini beş saniye sonra başka bir kılıfa sokarak sana söylerler, afallar kalırsın. Bu yüzden “yalancı” bile diyemezsin.

* En büyük sorunları net olmamaktır.

Haberin Devamı

12 sayfalık Sezen Aksu röportajı

Farklı yıllardan tam 21 Sezen Aksu şarkısı seçtim.
Kaybolan Yıllar, Sen Ağlama, Git, Ünzile, Sultan Süleyman, Sarışın, Geçer, Gidiyorum, Şinanay, Gülümse, Tutsak, Hadi Bakalım, İstanbul İstanbul Olalı, Tutuklu, Sarı Odalar ve daha birçok şarkı...
O şarkılar üzerinden konuşalım istedim. Ve tüm kişisel, müzikal, politik sorularıma içtenlikle yanıt verdi Sezen Aksu.
Bu kapsamlı dosya ve röportaj (tam 12 sayfa) Tempo dergisi yarın çıkacak temmuz sayısında yer alıyor.
Meraklısına şimdiden duyurayım istedim. Çünkü hiçbir yerde okuyamayacağınız itirafları/hikayeleri yer alıyor Sezen Aksu’nun bu röportajda...

Yazarın Tüm Yazıları