Paylaş
Hiç olmadığı kadar karşısındakini düşünüyor.
Hiç olmadığı kadar nazik.
Hiç olmadığı kadar asabiyetten uzak.
Hiç olmadığı kadar doğal olana dönmenin, öyle yaşamanın peşinde.
“Nasılsın, iyi misin” kalıbı daha bir anlamlı sanki, daha içten soruluyor.
Bindiğim taksinin şoförü, “Rahatsız olmazsan sigara içebilir miyim?” deyip beni şaşırtıyor. Kısa mesafe olunca eskisi gibi surat asmıyor.
“Yardım edebileceğim bir şey var mı?” cümlesi gündelik diyalogların tt’sinde, zirvesinde.
Ayşe Arman’ın dünkü pazar ekinde Lobna’nın kardeşi Fatin’le yaptığı röportajı sahilde, şezlongda okumuş olan saatlerce bunu konuşuyor, “Şimdi nasıl acaba?” diye düşünüp endişeleniyor.
Çok yakın bir arkadaşım Facebook duvarına, “Artık annem babam gibi halk pazarından alışveriş yapmaya başladım, pahalı tüketim istemiyorum hayatımda” diye yazıyor.
Tam da bu esnada ünlü reklamcı Serdar Erener’in “Gezi reklamcısı” yaftasını çürütmek adına verdiği, o duygudan hayli uzak demeçlerle dolu röportajı okuyorum.
“Gezi’nin değil, ticaretin emrindeyim” diyor Erener.
“AVM medeniyeti entelektüelleri gıcık etse de insanlık en çok orada mutlu” şeklinde iddialı bir tespitte bulunuyor.
Ve müşterileri kadar çalışanını çok da düşünmüyor. Onlara sahip çıkıyormuş izlenimini vermiyor.
Oysa onlar sadece hamile bir göstericiye yardım etmiş, sonra da Twitter’dan “kapımız herkese açık” yazmışlar.
Hepsi bu. Ama Erener, “Keşke yazılmasaydı” diyor.
Neyse ki en başta yazdığım gibi, insanlık bugünlerde kendini bile şaşırtacak derecede insan bugünlerde.
İnsana en çok bu ferahlık veriyor.
Bodrum gezegeninde bunlar oluyor
-Torba aynı güzellikte Torba. Mekanlarında yemek ucuz ve lezzetli. Bakınız, en güzeli balıkçı Marina Ocakbaşı...
Akrep Nalan Sanatevi’nde yine şarkı söylüyor.
İki adım ötede bir başka yerde Yunanca şarkılar söylüyor bir kadın şarkıcı. Torba kendi halinde yaza devam ediyor.
İddiasız ve sade.
-Yalıkavak Marina içindeki Merkür Galeri’de ressam Şeyda Cesur’un “Challenge” adlı sergisi dillerde.
Tablolar kadar dile düşen diğer şey ise şu:
Serginin en gözde işi “Gazeteci Çocuk”u uzun uzun inceleyen Süleyman Kosif’in ressam Cesur’a “Burada neden bu kadar çok yeşil var?” diye sorma ihtiyacını hissetmesi.
-Yalıkavak’ın en yenisi B-long. Açılış partisinde Hande Ataizi ve eşi Benjamin de vardı. Bir önceki gece ise ünlü çift Sess’teydi. Ortamın onca Türk pop coşkusuna, eller havaya deliliğine Benjamin’in sakin, düşünceli ve efendi hali başka türlü bir tezatlıktı.
-Doğuş Çabakçor güneyin en popüler DJ’i şu sıralar.
Çeşme’de çalıyor, sonra hop soluğu Bodrum’da alıyor.
Burada bir mekânda çaldıktan sonra tekrar Çeşme’ye dönüyor.
En son Flamm’daki akşamüstü partisinde çalarken yakaladım kendisini. Yıllar önce burada konuşlanmış Havana’nın o eski partileri tadındaydı müziği.
-Bodrumluların en çok konuşmayı sevdiği şeylerden biri de yabancı zenginler.
Mesela en son Göltürkbükü’ne gelen kırmızı bir teknenin Güney Afrikalı sahibi çok konuşuldu.
Çünkü Johannesburg’da dört tane hapishane işletiyormuş tekne sahibi. Meğer orada artık hapishaneler özelleştirilmeye başlanmış.
Paylaş