İnşaat kapısından girilen Beca’nın yaratıcısı anlatıyor

İstanbul sosyal hayatına yön veren perde arkasındaki isimleri tanımaya devam.

Haberin Devamı

Bu pazar vitrine çıkardığım isim Bahadır Gürceer. Toplam 15 yıl çalıştığı Lucca’yla ismi özdeşleşmiş Bahadır, son haftalarda şehrin en çok konuşulan yeni mekanlarından biri olan Beca’nın yaratıcısı, kurucu ortağı. Şehrin en çok gezenlerinin her gece boy gösterdiği bu yeni mekan ve Bahadır’ın hikâyesini şimdi onun ağzından dinleyin...

EN GÜZEL HAZ SANCISI

◊ Seni Lucca’yla tanıdık. Şimdi kendi mekanından sorumlu olmak nasıl bir duygu?
- Soho House’dan Lucca’ya bugüne kadar parçası olduğum tüm markaları kendi mekanım gibi sahiplendim. Aktörler, “Meğer hayat beni bu role hazırlamış. Hayatımın rolü bu benim için” gibi demeçler verdiklerinde, “Amma abartıyorlar” derdim. Şimdi onları çok iyi anlıyorum!
Bugüne kadar biriktirdiğim her anı, fikir ve tecrübe meğer Beca içinmiş. Bir de benim için zor olmadı, çünkü ortağım Berkan’la aynı resmi görüyorduk. Ayrıca mekan kendi ayakları üzerinde durana kadar her şeyiyle ilgileniyorsun. Hem karın hem kalp ağrısı. Aynı zamanda hayatında başına gelebilecek en güzel haz sancısı.

YAKINDA TAM HALİYLE TANIŞACAKSINIZ

◊ Beca ilk günden beri tıklım tıklım. Genelde İstanbul sosyal hayatı yeni mekanlara ilk başta çok hızlı hücum eder, ama sonra bu ilgisi azalır. Bu büyük ilgi seni korkutuyor mu?

- Şu an gözüken ve deneyimlenen Beca’nın “tadımlık” bir versiyonu. Her geçen gün biraz daha tanıyacak ve yakında “tam” haliyle tanışacaksınız. Beca’nın çıkış noktasında, İstanbul’daki restoran/kafe/bar anlayışını yeniden tanımlamak ve mekan/alan kullanımını idealleştirmek var. Beca, şık bir yeme-içme deneyimini rahat hissettirerek yaşatmak üzerine kurulu.
Ayrıca yeni deneyimlere açık insanların buluşma noktası olarak doğdu. Yakın çevresinin ve müdavimlerin hayatını güzelleştirmek üzerine basit çözümler üreten ve kentin kreatif enstit açığını/ihtiyacını karşılamayı uman bir marka.
Pandemi sırasında üst segment restoranların evlere girmesiyle, hedef kitlenin bir restorana gitmekten beklentisi değişti. Restoran sadece yeni bir yemeği denemeye ya da çok sevilen bir tabağı yemeye gidilen bir yer olmaktan çıktı. Bir “deneyim ve keşif” amacına döndü.
Biz de yeme-içme ve mekan deneyimini keşif deneyimine dönüştürmek istiyoruz. Beca’ya her gelişinde insanlar yeni bir şey keşfetmeli. İlk misyonumuz bu.

PARASIYLA KENDİNİ GÖSTEREN BİRİ DEĞİL

◊ Beca bir insan olsaydı nasıl özelliklere sahip biri olurdu?

- Basit düşünen, basit konuşan, net ve kısa cümleler kuran biri. Beca, her şeye rağmen İstanbul’da yaşamayı sevenlerden. İstanbul’un farklı semtlerinde (Nişantaşı, Galata, Moda) yaşamış; farklı çevrelerden arkadaşı var. Paylaşmayı ve katkıda bulunmayı seviyor. Takım elbisesini nadiren giyer. Giyerse de altına siyah Converse’ini çeker. Tasarım olan her şeyi sever. Vespa’cıdır.
Hafif serseri, sağı solu kurcalamayı seven, gece çıkan, ama sabahında kendi markası/projesi için erken kalkan ve toplantısını yapan biri. Dinlemeyi sever. Uzun uzun kendini anlatan biri değil.
Onu anlatmak, arada bize düşüyor işte. Gıyabında konuşuyoruz böyle!

ALMODOVAR FİLMİNDEKİ MUTFAK SAHNESİ

◊ Mekanın tasarımında kimlerle çalıştın?

- Restorancılık, tarifi ve sınırı olmayan bir meslek. Teknik olarak ne mimarsın ne de şef.
Ama söz konusu kendi mekanını yaratmak olunca her şey çoktan kafanda tasarlanmış ve pişmiş oluyor.
İzlediğin filmler, gördüğün sergiler, gezdiğin sokaklar, keşfettiğin tatlar, tanıdığın yüzler ve sesler, bir fikrin etrafında toplanmaya çalışıyor kafanın derinliklerinde bir yerde. Bir Almadovar filminin mutfak sahnesinde gördüğüm duvar parkesi son New York seyahatimde denk geldiğim bir masa detayıyla yan yana düşüyor. Onun yanına çocukluğumdan kalma bir his geliyor ve bir anda Beca’yı Beca yapan bir parça tamamlanıyor. Tasarımını kafamda çoktan çizmiştim. Kapı kolu detayından kullanılacak tabak çanaklara, duvarın tonu hepsi hazırdı.
İnşaat aşamasının erken safhalarında, uygulama ve yerleştirme konularında Sanayi 313 ekibinden destek aldık. Gerisinde ‘Beca Kreatif’ imzası var.

İNŞAAT KAPISININ SIRRI

◊ Beca’nın inşaat kapıları hâlâ kaldırılmadı. Hatta bu ekstra bir gizem sağladı. Ne zaman kalkacak o kapılar?

- Yeni bir eve taşındığında daha eşyaları tam yerleştirmeden eş dost gelip gitmeye başlar ya... Bizimkisi de öyle bir hikâye. Biraz kontrollü ilerleme ihtiyacından, biraz da doğalına ve akışına bırakma felsefemizden kaynaklandı bu durum.
Geleneksel açılış rutinlerinde, tanıtım süreçlerinde doğal olmayan bir hava vardır. Ev sahibine de davetliye de yapay bir enerji, lüzumsuz bir yük verir.
Hem kendimizi hem çevremizi o teatral durumdan kurtaralım istedik. “Mutlaka filanca davet edilmeli”, Şöyle bir tanıtım stratejisi olmalı” gibi doğal akışa ters, ezber senaryoları ve kurmaca olan her şeyi baştan reddettik. Her şey organik ve doğal akışında ilerlemeli deyince inşaat kapısı hikâyenin ve deneyimin bir parçasına dönüşebiliyor. Sürprizi de yeniliği de buradan geliyor.

◊ Şimdi seni yakından tanıyalım. Bu işlere nasıl başladın? Ne okudun?

- Bu iş benim kanımda, damarımda var. Babam, ailemin birçok ferdi kıyısından köşesinden restorancılığa bulaşmış durumda. Çocukluğum babamın restoranında geçti. 7-8 yaşında başlamışımdır gitmeye. Her seferinde babam beni restoranın farklı bir kısmına koyardı. Üniversite çağımda Yeditepe’de Gastronomi okuyordum. Hayata, mutfağa ve restorancılığa dair bilmem gereken bilgileri çok küçük yaşta sahada öğrendiğimi fark ettim. Bir dönem çok gezdim. Bir dönem çok okudum. Bir ara Beca için çalışırken Mubi’nin altını üstüne getirdim. İzlemedik film bırakmadım. Yakından baktığında birçok Avrupa filminden izler, kokular ve tatlar bulabilirsin mesela.

◊ Gece hayatı işinde çalışmak zordur, sabır gerektirir. Sen nasıl başardın? Bir sırrın var mı?

- Sabrın sonu ne selamet ne de kıyamet. Baktın çok darlandın, ikisinin arası bir yere park et! Al sana işin sırrı!

Yazarın Tüm Yazıları