Paylaş
Çünkü Fişekçi ilginç gerekçeler önümüze sürerek kendini tanıtma/promosyon turlarında.
Bakınız, en son verdiği bir röportajda, “İlişkime sahip çıkmak için bu röportajı veriyorum” demiş.
Hayatımda ilk kez böyle bir röportaj gerekçesi duyuyorum!
İlişkiye sahip çıkmak için insan niye röportaj verir?
Ya da ilişkiye sahip çıkmanın yolu röportaj vermekten mi geçer?
Madem sahip çıkılacak eve gidip Orhan Bey’i pamuk gibi sarıp sarmala bari, di mi ama? Tuhaf hem de çok tuhaf. Ama Fişekçi bununla da kalmıyor.
Pamuk’un bir önceki sevgilisi Hintli yazar Kiran Desai ile olan kumsalda çekilmiş romantik fotoğrafa da başka bir açıdan sahip çıkıyor.
Daha doğrusu çakıyor!
Şöyle ki: “Mart ayıydı fotoğraflar çıktığında. Ama aştık. Fotoğraflara bakınca da sadece iki tane birbirine değmeyen figür gördüm. Benimle sahilde yürüdüğünde o fotoğraflar çok daha samimi olur. Bizim ilişkimizde tutku var!”
İddialı değil mi?
İnsan Fişekçi’yle aynı kumsalda yürümeye korkuyor bu açıklamadan sonra.
“Tutkuyu göstermek adına ne kadar ileri gidecek yarabbi?” diye diye...
Rojin’in adını taşıyan parfümü
Berbat bir erkek muhabbeti vesilesiyle kendi isteği dışında gündeme gelen Rojin’in yeni albümü geçti önceki gün elime.
Albümün adı Çu Çu / Gitti Gitti.
Bir baktım (ki ne göreyim), albümün yanı sıra zarfın içinden bir de parfüm çıktı. Parfümün adı Rojin.
Evet, basbayağı Rojin adını taşıyan bir parfüm. Basın bültenine baktım (ki ne göreyim), orada da bilgisi yazıyor.
Pek yakında Rojin parfümleri piyasaya sunulacakmış.
Bir şarkıcının kendi adını taşıyan parfüm çıkarması çok iddialı bir durum.
Bu vaziyet şuna tekabül ediyor çünkü:
“Ben yediden yetmişe herkesin çok sevdiği, bayıldığı ünlü biriyim. Ve artık markamı yan ürünlerle besleyebilirim. Çünkü bunların da çok satacağına eminim.” Ama işte Rojin adına ben bundan emin değilim.
Rojin henüz o konumda mı? Değil.
Dolayısıyla erken bir hareket olmuş bu parfüm olayı.
Kokusu nasıl mı dediniz? Parfüm uzmanı kadın arkadaşlarıma test ettirdim.
Uniseks ve biraz sert buldular kokuyu.
“Calvin Klein’ın One’ı gibi “ diyenler de oldu.
Ses kaseti modası
Ses kaseti nedir yahu?
İnsanlar birbirlerinin konuşmalarını kayıt eder mi oldu?
Bu kadar mı şiraze ekseninden kayıp gittiler kuzey kutbuna doğru, kızaksız filan?
Bakınız oyuncu Ersin Korkut’un korkulu rüyası haline gelen Gülfer Sarıgül şöyle demeçlemeler yumurtlamış Ali Baba’nın çiftliğinde: “Ersin’le ideolojik bir sebepten dolayı tartıştık, ayrı düştük. Ben de ‘Çabuk bu sözlerinden dolayı benden özür dile’ dedim. Özür dilemedi. Bana neler söylediğini de kaydettim. Yalan söylemiyorum. Çünkü ses kaseti var.”
Ayıp kelimesini gerçekten seviyorum.
Çünkü böyle bir şey yapmak ve de üstüne böbürlenerek söylemek ne kadar ayıp yahu.
İnsan arkadaşıyla (herhalde öyleler, bilmiyorum ilişki derecelemesini) muhabbet ederken kayıt tuşuna basar mı?
Basarsa niye basar? Bir de bunu niye gizlice yapar?
2011’den giderayak akıl fikir diliyorum tüm bu insanlara ve insanlığa.
Paylaş