Paylaş
Ne yalan söylemeli bir ara Seren Serengil sandım Zerrin Özer’i. Kahverengi saçlı yeni fotoğraflarını görünce.
Ama değilmiş ve ne yazık ki saçlarını, o dudaklara/dişlere ekstra vurgu yapan fotoşoplu halini hiç beğenmedim. Hele üzerindeki çingene kıyafeti hiç Zerrin Özer’lik değil. Bu haliyle çiçek satan kızlar gibi olmuş Özer.
Tamam, insan görüntüsünü değiştirmek ister.
Ama öyle bir oynarsın ki görüntünle yine eski haline dair referanslar vardır. Bu kahverengi saçlı Zerrin Özer de hiç böyle bir durum yok.
O yüzden düz sarı saçlı, sürekli siyah giyinen ve siyah gözlükler takan Zerrin Özer en iyisiydi, en klasıydı.
Keşke hiç “değiş tonton” yapmasaydı “dünya tatlımız” Zerrin Özer...
TARKAN’IN AŞK BANYOSU POZU
ELLE’in son sayısına İsveçli bir modelle poz vermiş Tarkan. Fotoğrafların hepsi çok şık ve yakın temas... İkilinin en güzel/en sempatik pozu Tarkan’ın PlayStation oynayıp İsveçli modelin şıkır şıkır elbisesi içinde sıkıldığı kare...
Meşhur küvet içindeki poz ise her ikisi de fazlasıyla “kendimden geçtim, acayip seksiyim” tavrına büründüğü için çok ilginç/çok cesur gelmedi bana...
Amaç ‘seksapel Tarkan’ görmekse, yıllar önce yayın hayatı sona eren Amann dergisinde Nihat Odabaşı’nın çektiği fotoğrafları hatırlamak yeterli.
Orada Tarkan, bedenini teşhir etme konusunda daha cüretkârdı.
Orada bir Haydarpaşa var uzakta
O talihsiz yangının ardından herkes Haydarpaşa’yla ilgili bir anısını hatırladı.
En içten, en hüzünlü anı da Yonca Tokbaş’ın “Haydarpaşa, Babam ve Ben” yazısında vardı.
Ben de en son mart ayında Eskişehir’e gitmek için trene binmiştim Haydarpaşa’dan.
Acı olan şu; iki-üç gün sonra unutup gideceğiz Haydarpaşa’yı.
Bir dahaki sefere başka bir bölümü alev alev tutuşana dek...
Twitter’da “vah vah” diye söylenene dek...
Çünkü hiçbirimizin Haydarpaşa’yla ilişkisi öyle sıkı fıkı filan değil.
Oradan trene ya çok uzun süre önce binmişizdir ya da belki hiç!
Nedenler çok: Tren kullanmadığımız için, araba ya da uçak daha cazip geldiği için, tren ulaşımı yaygın ve hâlâ memleketin dört bir yanında aynı kalitede olmadığı için...
Dolayısıyla Haydarpaşa çoğu kişi için uzaktan gördüğü tarihi, hoş bir simge/bina/kent mobilyası...
Oysa sadece böyle olmamalı.
İnsan içinden sürekli geçtiği, kullandığı şeyi daha çok korur, sahiplenir; başına bir şey geldiğinde de daha direkt tepki gösterir.
Bizde ise sadece “vah vah, yazık oldu, şimdi yerine otel yaparlar” diye söylenmekten öteye geçmiyor tepkiler. Her zamanki gibi...
Kısa bir Beyrut macerası
Son bir-iki aydır akın akın Beyrut’a gidiliyor. Özellikle bayramda kime sorsam, “Beyrut’a gidiyorum” diyordu. Oraya gidilmesinin nedenleri çok:
1- Havayollarının Beyrut’a sefer sayısı arttı. Hatta bazıları bu seferlerini çok ucuza yapmaya başladı. (Misal: Gidiş-dönüş 288 lira ödedim ben.)
2- Yolculuk kısa, bir saat 20 dakika sürüyor.
3- Eğlence hayatı dilden dile bir efsane artık Beyrut’un, herkes gidip görmek istiyor, “Bizden daha mı çok eğleniyorlar gerçekten?” diye...
4- Hava hâlâ sıcak...
En son 2009’da gitmiştim Beyrut’a. Her yer inşaattı.
İki gün evvel gittiğimde yine her yer inşaattı. Üstelik bu kez daha da artmış inşaatlar. Her yere otel ya da residence yapılıyor. Hani şehre şöyle uzaktan baktığınızda manzaraya vinçler hakim diyebilirim.
“Vinç kraliçesi” Bülent Ersoy buraya muhakkak vinçlerini göndermeli, çok iyi iş yapar.
Neyse, Beyrut’a dönelim. Ve en iyisi madde madde gidelim, özet olsun:
Evet hava gerçekten sıcaktı, 28 derece filan. Kasım sonu tişörtle gezmenin dayanılmaz hafifliği gibisi yokmuş.
Taksilerde taksimetre olayı yok. Mesafeye göre bir ücret söylüyorlar. Bazıları fazla söylüyor, kazıklanma riski yüksek.
Mesela havaalanından şehir merkezi en fazla 20-25 dolar tutuyor.
Daha fazla isteyene kulak asmayın, pazarlık edin.
Otelin yerini iyi seçin. Özellikle downtown’da birçok otel inşaatların arasında. Dolayısıyla inşaat gürültüsü had safhada.
Sabah gürültüyle uyandığınızda küfürler etmeyin benim gibi.
Evet, eğlence hayatı hâlâ dinamik. Önce yabancı dans hitlerle cool cool eğleniyor Beyrutlu gençler. Sonra bolca göbek attıran Arapça popla özlerine dönüyorlar.
Mekan Top 5’im ise şöyle: White, Buddha Bar, Element, Milk, Sky Bar.
Paylaş