Paylaş
Şahane bir şekilde dans ederken aniden yere kapaklanan dansçı...
Ya da müthiş bir özgüvenle kayak yaparken kafa üstü düşen birinin videosu...
Bir soru daha:
Çok da hoşlanmadığınız bir ünlünün ortaya çıkan zaafı üzerinden Twitter’da linç edilmesi içten içte size haz veriyor mu?
“Oh olsun, iyi oldu ona” diyor musunuz?
Sadece sosyal medyadan değil, günlük hayattan da basit örnekler verebilirim.
İş ve özel hayatının çok mükemmel olduğunu söyleyen ve sürekli bununla övünen arkadaşınız, gün gelip de azıcık tökezlediğinde içinizden bir sevinç bulutu geçiyor mu?
Merak etmeyin duygularınızda yalnız değilsiniz!
En azından Queen Mary Üniversitesi’nin Duygular Tarihi Merkezi’nde çalışan akademisyen Tiffany Watt Smith böyle söylüyor.
Smith’in bahsettiğim duyguları inceleyen nefis bir kitabı çıktı: “Schadenfreude”.
Bu Almanca kelime kısaca şu anlama geliyor:
Başkalarının başına gelen talihsizliklerden duyulan keyif.
Smith kitapta diyor ki; “Coşkunluğu, lezizliği ve bütün arsızlığıyla Schadenfreude duygusu bir kusurdur. Ama modern dünyadaki yaşamı gerçekten anlamak istiyorsak bu kusurla yüzleşmemiz gerek!”
Hatta kitaba göre Schadenfreude Çağı’nda yaşıyoruz.
Çağımızın baskın duygusu bu yani.
Trollerin kötü niyetli davranışları, sosyal medyada insanların yerli yersiz linç edilmesi, ünlülerin skandallarına doyamayışımız ve fiyasko videolarını milyon kez tıklayıp gülmemiz hep bu yüzden...
Ama Schadenfreude duygusu da katman katman.
Mesela şu yönü de var: Adalet.
Smith’in kitabından örnek vereyim:
LGBTİ hakları aleyhinde kampanya yürüten Ohio’lu evli meclis üyesinin bir erkekle olan ilişkisi ortaya çıkıp istifa ettiğinde ortaya çıkan duygu da bu kapsam içinde...
Kısacası, hepimizin içinde bu duygu az ya da çok var.
Onunla tanışmamız, kötü yönleriyle barışmamız, iyi olabilecek yanlarını da anlamamız gerekiyor.
Bizim ‘Schadenfreude’lar
Ünlülerin işi zor. Kiloları, yaşadıkları fiyaskolar, başarısızlıklar hep bir Schadenfreude malzemesi. Aynı şekilde yaptıkları olumlu şeyler de öyle...
◊ FİYASKO...
Pınar Altuğ’un bikinili fotoğrafında göbeğini siyahla boyadığı ortaya çıkınca sosyal medya kullanıcılarının yaşadığı his Schadenfreude’dan başka bir şey değildi.
Bu durumla dalga geçildi, yerden yere vuruldu, bol bol ti’ye alındı. Buradaki Schadenfreude hissi, bir ünlünün yaşadığı fiyaskodan alınan hazdı.
◊ OH, DERS OLDU...
İrem Derici’nin eski sevgilisi Lider Şahin’e hafta içi verdiği okkalı yanıt da bir başka Schadenfreude duygusunu yaşattı herkese. Bu kez hissedilen bir “Oh, ders oldu” duygusuydu. Derici’nin eski sevgiliye verdiği yanıt bu yüzden herkesin içinin yağlarını eritti.
◊ İLAHİ ADALET...
Benzer şekilde, Murat Övüç’ün geçen haftalarda Yeşim Salkım’a küfrettiği videonun ortaya çıkması ve rezil olması şu Schadenfreude duygusuna eşdeğer: Adalet.
◊ GÖSTERİŞ...
YouTube fenomeni Enes Batur’un 1.5 milyon liralık otomobiliyle görüntülendiği haberin altındaki şu bilgi de aslında tam Schadenfreude’luktu:
Batur’un valeye para vermemesi!
Burada hissettiğimiz haz tam da şununla ilgili: Arabasıyla gösteriş yaptığını düşündüğümüz, üstelik o otomobili hak etmediğini düşündüğümüz ünlünün aslında ne kadar cimri olduğu detayını görüp “İyi ki ben böyle değilim” diyerek sevinmek...
◊ KİLOLAR...
Okumaktan gizlice keyif alınan tüm “Kilo aldı”, “Göbeği çıktı” haberleri de aslında tam Schadenfreude.
Mesela Sinan Akçıl’ın yan yağlarını ortaya koyan plaj pozu tam da bu duyguya hizmet ediyordu. Çünkü Akçıl zamanında fit karın kaslarıyla bir fitness dergisine kapak olmuştu. Şimdiki hali o kapağın tam aksi olunca haliyle Akçıl’ın yağları dile düştü, bu halinden apaçık keyif alındı.
Paylaş