Herkes Ezgi Mola kadar iyi niyetli olacak mı?

Eğer durum böyle giderse ileride kiramı ve faturaları nasıl öderim?
İşte tam da böyle bir zamanda Ezgi Mola şahane bir şey yaptı.
İki kiracısından nisan ayının kirasını almayacağını söyledi.
İmkanı olan diğer mülk sahiplerinden de bu harekete katılmalarını rica etti.
Herkes Ezgi Mola kadar iyi niyetli olur mu, pek emin değilim.
Ama en azından Ezgi’nin hareketi çok dikkat çekti, şimdi herkes ev sahibine espriyle karışık onun videosunu yolluyor!

Hep bu sorumsuzlar yüzünden...

Hafta sonu markete gitmek için 1 saatliğine dışarı çıktığımda küçük bir şok yaşadım:
Herkes dışarıda gezintideydi. Üstelik üçerli beşerli. Sosyal mesafe sıfırdı. Eve döndüğümde WhatsApp gruplarımdaki ana konu da buydu.
Vardığımız sonuç ise belli:
Bu sorumsuzluk yüzünden evde kalma süremiz daha da uzayacak.

İki tavsiye

Evde kalmanın en iyi yanı şu:
Her şeyi sakin sakin okuyor, izliyor ya da dinliyorsun.
Yetişeceğin bir yer olmadığı için demlenerek algılıyorsun her şeyi.
O yüzden iki tavsiye:
1) Çıktığı günden bu yana tam olarak dinleyemediğim The Weeknd’in “After Hours” albümü.
Hem müzik hem de albümdeki şarkılara çekilen kısa metraj havasındaki videolar bolca 80’lere gönderme yapıyor.
Ne varsa 80’lerde mi vardı acaba?
Albümden favorilerim ise şunlar: Hemen dile takılan “Blinding Lights”, “Heartless”, “Alone Again” (hatta bu şarkı bugünlerin anlam ve önemine de uyuyor) ve “In Your Eyes”.
2) Daha önce bölük pörçük okuduğum Yuval Noah Harari’nin “21. Yüzyıl için 21 Ders” kitabı.
Yazarın “Anlam” konusunda kitabın 272’nci sayfasında söyledikleri altı çizilesiymiş meğer:
“Evren kendi başına anlamsız bir atom çorbasıdır.
Hiçbir şey kendiliğinden kutsal, seksi ve güzel değildir. İnsanların hisleri onları öyle kılar.
Yani evren bize anlam sunmaz. Biz evrene anlam veririz.”

Evde günler nasıl geçiyor

Aslında gayet disiplinli. Ya da öyle olmaya çalışıyorum diyelim.

Salmamaya çalışıyorum yani.

◊ Bu yüzden sabahları yazım bittikten hemen sonra mutlaka bir yoga ya da egzersiz canlı yayınına katılıyorum.

◊ Sonra Habit’ten eve gelen yemek paketi, bulaşık, hatta çamaşır, vesaire... Çok vakit alıyor bunlar çok!

◊ Yeni yeni kitap okumaya başladım. Önceleri odaklanamıyordum.

◊ Bitkiler var tabii; onlarla bol bol ilgileniyorum.

◊ Aşırı iletişimi yavaşlattım.

◊ Daha yeni dizi ve film izlemeye başladım.

◊ İtiraf ediyorum: Dün bir ara sıkıldım ve tozlu gördüğüm dış camı silerken buldum kendimi!

◊ İki hafta önceki sosyal hayatım şu an bana yıllar önceymiş geliyor.

◊ Bir türlü yazamadığım üçüncü kitaba başladım.

◊ Markete çıkmaya bile üşenir oldum. Aldıklarımı sürekli sirkeyle silmekten bunaldığım için...

◊ Evin şeklini tam üç kez değiştirdim!