Paylaş
O anlattıkça ben utandım, “Meğer neler yapıyormuşsunuz” diye.
Bir kere Bahar’la sohbet ettiğimiz Tomtom Gardens’ın avlusu şahaneydi, bir an Roma’dayım sandım (sokağa çıkınca bu duygu geçti tabii).
Peki Bahar’ın anlattıklarından neler öğrendim?
Şunları:
* İlk kez geçen yıl yapılan Tasarım Tomtom Sokakta’nın (bundan sonra kısaca TTS diyeceğim) esas amacı Milano’daki Zona Tortona gibi olmakmış.
İlham kaynakları orası.
Bu yüzden Bahar Korçan gibi TTS’nin kurucularından olan Hakan Kodal esprili bir şekilde “Bizimki de Zona Tomtoma” diyor.
◊ Milano’daki Zona Tortona’ya gidenler bilir. Burası hem kafeleri (God Save The Food favorimdir) hem de tasarım haftasına paralel olarak yapılan etkinlikleri, kalabalığıyla filan inanılmaz coşkulu bir bölgedir.
Bu yüzden Milano’yu ilham almak şahane ve doğru bir şey.
◊ Peki bizim Zona Tomtoma’da, yani TTS’de neler var? Çok şey! Bir kere 30’u aşkın söyleşi ve atölye çalışması mevcut.
İsimler sıkı: Han Tümertekin’den Beyhan Murphy’ye kadar yok yok.
◊ Ayrıca sokakta bol enstalasyon var. Tomtom Mahallesi’nin bazı binaları boyanıyor, şekilden şekile sokuluyor. Dahası, etkinlik için özel tasarlanan Art House binasında sergi var.
◊ Tabii organik yeme-içme yerlerini, soluklanmak için kaçılacak lounge’ları ve 150 markanın tasarım ürünleriyle katılacağı alışveriş noktalarını da unutmayalım.
◊ Unutmadan, TTS haftaya perşembe açılıyor, 14 Mayıs’a kadar sürüyor.
Anadolu Yakası’nda neler oluyor
Anadolu Yakası’nda yaşayan okurlar beni gördüğünde tatlı tatlı sitemde bulunur hep, “Bizim burada da güzel mekanlar var, neden gelmiyorsunuz?” diye.
Haklılar, hem de çok.
Sosyal yaşam, popüler mekanlar deyince akla önce Avrupa Yakası geliyor. Sanki bu yakada daha çok hareket varmış gibi görünüyor ama son yıllarda bu değişmeye başladı.
ÖNCE MODA SONRA KADIKÖY
Önce Moda hareketlendi. Peş peşe nefis mekanlar açıldı orada.
Hatta buranın lokomotifi meşhur Walter’s Coffee aldı başını gitti, New York Brooklyn’e bile açıldı. Derken Kadıköy kendine has kimliğini Yeldeğirmeni civarının da popüler oluşuyla genişletti, çok özgün sanat ve yeme-içme mekanlarına kavuştu.
Hatta 22 Nisan tarihli yazımda detay detay yazmıştım, rehber niteliğinde kullanmak isteyen bakabilir.
BRASSERIE NOIR VE DASDAS
Bu kadarla bitmiyor...
Suadiye’deki Brasserie Noir’a gittiğimde hafta içi kalabalığına inanamamış, “Vay be!” olmuştum. Ataşehir’de açılan konser ve tiyatro odaklı DasDas da yenilerden.
ÇİÇEĞİ BURNUNDA EMAAR
Şimdi bir de Emaar Square Mall açıldı. Henüz çiçeği burnunda bir AVM burası.
Geçtiğimiz gün olağan Anadolu Yakası turumda uğradım ve gördüklerim şunlar:
◊ Merakla beklenen Galeries LaFayette, 10 güne açılıyormuş. Gıda hariç Paris LaFayette’te gördüğümüz her şey burada olacakmış. Doğrusu hem erkek giyim hem de dekorasyon katını merakla bekliyorum LaFayette’in. Paris’in bu klasiği İstanbul’da önemli bir boşluğu dolduracak gibi.
◊ Anadolu Yakası’nın en büyük Vakko’su geliyormuş. Eylüle hazırmış.
◊ Mekanlar ise Emaar’ın açıkhava meydanına bakan balkonlara konuşlanmış.
Bu balkonlardan Emaar’daki tüm trafiği görebiliyorsunuz, iyi bir gözlem alanı yani. Mekanlar arasında en popüleri Emre Ergani’nin haziran sonu açacağı D’or Patisserie by Şamdan. Kuruçeşme’deki Park Şamdan&The Bar’ın Anadolu Yakası versiyonu.
◊ Ve görmeden geçmenin mümkün olmadığı iki adet şov havuzu var.
Tıpkı Dubai’deki gibi suyun müzikle şovu var bu havuzlarda. Bir tanesinin üstü kapanıp akşamları konser alanı da olabiliyormuş.
Ben gittiğimde Özge Fışkın konseri vardı mesela. Haftaya cumartesi ise Bülent Ortaçgil konseri var, o da kaçmaz.
Paylaş