Paylaş
Cardin’in ölümünden sonra bu satış haberi elbette sürpriz değil.
Ama Bubble
Palace’ın temsil
ettikleri açısından uzatmalı bir dönemin sonu bu galiba:
Hedonizmin!
Le Figaro’ya verdiği eski bir röportajda Cardin zaten bunu söylemişti:
“Büyülü akşamlar ve unutulmaz partiler... Burada mutluluktan başka bir şey yaşamadım.”
Gerçekten de Bubble Palace’ın fotoğraflarına baktığınızda hazzın başkenti gibi duruyor.
Sanki bu dünyadan bir yer değilmiş gibi.
Öyle bir havası var.
Bu hissi veren şey öncelikle mimarisi.
1970’lerde Macar mimar Antti Lovag tarafından tasarlanmış bu 1200 metrekarelik ikonik evin ilk sahibi aslında Fransız sanayici Pierre Bernard.
Ama Bubble Palace gerçek ününü 1992 yılında Pierre Cardin tarafından satın alınmasına borçlu.
Çünkü o tarihten sonra Bubble Palace sadece muhteşem partilere ev sahipliği yapmıyor, film de
çekiliyor burada, ünlü markalar defile de yapıyor.
TASARIMIN ALT METNİ
Bubble Palace’ın dairesel formu da aslında hazzın simgelerinden biri sayılıyor.
Mimar Lovag bu kıvrımı bitmeyen formla mağara evlerini taklit etmiş, onlara uzay gemisi tadında bir hava katmış olsa da, tasarımın bir başka alt metni daha vardı: Kadın bedeni.
Özellikle dönemin Bond filmlerinde resmi geçit yapan kadın bedenine bir atıftı bu yuvarlak hatlar...
BU KEZ NEYİN SİMGESİ OLACAK
Son zamanlarında her tür çekim ya da konaklamak için kiralanabilen bir yerdi Bubble Palace.
Ulaşılmaz değildi.
Yine de şimdi yeni sahibi kim olacak, bu ikonik bina 2020’ler boyunca bu kez neyin simgesi olarak görülecek, merak ediliyor.
Sonuçta binalara ruh verip onu dönüştüren yine insanlar.
Bu yüzden Bubble Palace’ın bir sonraki sezonu merak konusu.
Konu nereden nereye gelmiş
Haber şöyleydi:
Didem Soydan ünlüler, YouTube ve Instagram fenomenlerinin LGBTİ bireylere destek olmalarını gerektiğini söyleyen bir mesaj atmış.
Mesajında “Mücbir Sebepler”in de ismini geçirince Bartu Küçükçağlayan DM’den “Bize neden kızıyorsun?” diye mesaj göndermiş Didem Soydan’a.
Aralarındaki atışmalı yazışmayı bir süre sonra Soydan ifşa etmiş.
Bu ifşanın nedeni de Bartu Küçükçağlayan’ın Soydan’ı engellemesi olmuş...
Okurken ben yoruldum.
Konu nereden nereye gelmiş diye...
Doğrusu Didem Soydan haklıyken haksız duruma düşmüş.
Özel bir yazışmayı yayınlamak, karşı taraf seni engellese ve sen çok kızsan dahi, doğru değil.
Paylaş