Hayatı bazen sam yeli gibi bazen de kasırga

Paparazzilerin Cem Yılmaz’ın evinden çıkarken görüntülediği Defne Samyeli’nin hayatı mesleğinde edindiği şık başarılarla hafta içi yaşadığı ‘flaş flaş’ özel hayat haberleri arasında gidip geliyor.


Aslında Samyeli’nin çocukluktan itibaren yapmak istediği tek bir şey var.
O da şarkı söylemek. Bunu her fırsatta dillendiriyor.
Ama hayat, daha doğrusu annesinin istekleri, onu bambaşka bir yöne doğru sürüklüyor. Annesi konservatuvarda okumasına yanaşmıyor.
Defne de kendini Boğaziçi Üniversitesi’nde buluyor.
Endüstri Mühendisliği istiyor ama Kimya’yı kazanıyor.
Endüstri Mühendisliği’ni istemesindeki tek neden ise şu:
Girmesi zor olduğu için...
Keza Samyeli her zaman zor olanı seviyor. Yarışı önde bitirmeyi de.
Bu açıdan hayli hırslı.
Mesela yıllar sonra öğrenci affı çıkınca soluğu okulda alıyor ve bölüm birincisi olarak okulu tamamlıyor.
Böylece annesinin en büyük arzusunu yerine getirmiş oluyor.

MÜKEMMMEL İMAJDAN NERELERE...
Ama hayatta istediği tek şey olan şarkıcılıkla arasına yıllarca mesafe koyuyor.
Evet, bir dönem Melih Kibar’la çalışıp bir albüm yapıyor ama bu sektörde istediğini bulamayınca kendini tamamen televizyon kariyerine adıyor.
Bu esnada dönemin star mimarlarından Eren Talu’yla evleniyor ve uzun bir süre “gıptayla bakılan çift” oluyorlar.
Ne yazık ki dışarıdan görünen bu mükemmel imaj Talu’nun işlerinin bozulmaya başlamasının akabinde yerle bir oluyor.
Talu’nun aldatma haberlerinin medyaya yansıması işin tuzu biberi oluyor.
Çift boşanmaya karar veriyor.

EŞİNİZ SİZİ KARIMLA ALDATIYOR

Ama asıl bomba Eren Talu’nun Ayşe Arman’a verdiği röportajda sarf ettiği sözler oluyor. Karısının kendisini El Cezire kanalında çalışan Richard Gizbert’le aldattığını söyleyen Talu, Gizbert’in eşine şöyle bir mesaj bıraktığını anlatıyor:
“Alo ben Eren, eşiniz sizi karımla aldatıyor.”
Bu cümle o dönem o kadar çok gündem oluyor ki, “Kim haklı kim haksız?” tartışmaları alıp başını gidiyor.
Sonunda Samyeli de karşı atağa geçiyor ve daha önce tedavi görüp iyileştiği kansere eşinden cinsel yolla bulaşan bir virüs nedeniyle yakalandığını iddia ediyor.
Dahası, Talu’nun 14 yıllık evlilikleri boyunca kaçamak ilişki yaşadığı tüm kadınların isimlerini mahkemeye veriyor.

LA BOUCHERIE’YLE DEĞİŞEN KADER

Derken bu fırtına duruluyor.
Samyeli boşanmadan sonra farklı işler yapıyor. Yazıyor çiziyor. Kendini yeniden inşa ediyor. Ama işte şarkıcılık hevesi gün gelip onu tekrar buluyor.
Geçen yılın sonbaharında Levent’teki La Boucherie’de sahne alması teklif edildiğinde heyecanlanıyor ve sıkı bir çalışma sonrası mekanda çalışmaya başlıyor.
Perşembeleri sahne aldığı mekanda sesi, performansı kadar en çok konuşulan yönlerinden biri de fit vücudu oluyor.
Talu’yla evli olduğu dönemde kocasının isteği üzerine spor salonlarına gitmediği, sporunu evde yapmak zorunda kaldığı dedikodusu şehrin en büyük efsanesi olan Samyeli -belki de o günlerin acısını çıkartırcasına- artık haftanın beş günü spor salonuna gidiyor. En çok da dövüş sporlarını yapıyor.

VE CEM YILMAZ SAHNEDE

Derken Samyeli’nin La Boucherie performanslarının bir müdavimi oluyor:
Cem Yılmaz.
Halihazırda tanışıklığı olan ikili gel zaman git zaman birbirlerini daha çok tanımaya başlıyor ve işte Defne Samyeli filminde şimdilik geldiğimiz nokta:
Hafta içi Cem Yılmaz’ın evinde yaşanan Mercedes servisi köşe kapmacası...
Bundan sonra neler olacağını bekleyip göreceğiz.