Önce dalga geçiyor zannettim. Hatta yüzüne karşı da söyledim.
Ama o basbayağı ciddiydi. Bu işi kafasına koymuştu bir kere, yapacaktı!
Arkadaşım S.’den bahsediyorum. Adını deşifre etmeyeceğim tabii.
Her ne kadar kendisi, "Mahsuru yok" dese de, olmaz işte. Hem söylesem ne olacak, orası da ayrı.
Neyse, gizem perdesini aralayalım artık: Arkadaşım S., bundan bir ay önce -en kaba tabiriyle- benden spermlerimi talep etti!
Elbette çocuk yapmak için! ("Ne tuhaf arkadaşların var" dediğinizi duyar gibiyim).
"Nasıl yani?" dedim ilk önce. Espriye vurdum, güldüm geçtim.
Ama o inatçıydı, nedenlerini anlattı. Yaşadığı ilişkilerden bıkmıştı, evlenmek de istemiyordu.
30’una gelmişti ve artık çocuk istiyordu. Bu duygusuna engel olamadığını söylüyordu.
Beni de gözüne kestirmişti işte, bir tür sperm bankası adayı olarak... (Hani şöyle bakıldığında iyi bir donörüm galiba, yeşil gözlü filan! Bakınız havaya girdim hemen).
Dediğim gibi, her şeyi hesaplamıştı: Çocuğa karşı kendimi sorumlu hissetmem gerekmiyordu.
O her şeyiyle ilgilenecek, annesiyle beraber büyütecekti (annesine söylemişti!).
Ama eğer istersem, çocukla ilgilenmemin bir mahsuru da yoktu.
Oturup konuştuk uzun uzun. "Ağustos" diyordu, "Hamile kalmam için en güzel ay, kışın hamilelik rahat geçer". Dediğim gibi işte, her şeyi hesaplamıştı.
Valla ne yalan söylemeli, önce şaşırıyorsunuz ama sonra kulağa hoş geliyor bu söylenenler.
Ama sonra o çocuğun büyüdüğünü, sorular sormaya başladığını, yetmedi bir de okul taksidini düşününce, insanın uykuları kaçmıyor değil.
Her ne kadar karşınızdaki kadın, "Sorumluluk almak zorunda değilsin" dese de...
Olmaz ama, insan durabilir mi?
İlgilenmeden, "Banane yahu ne yaparsa yapsın" diyerek ömür geçer mi?
Böyle işte, durum Leyla Kömürcü hadisesinden bir nebze daha farklı (o gitti Amerika’daki sperm bankasından satın aldı biliyorsunuz spermleri).
Bizde ise sperm bankasının (yani benim) adresi, yeri yurdu belli. Oysa Leyla Kömürcü meselesinde öyle mi? Sperm sahibi bilmiyor ki, çocuğu kimdir/necidir/hangi ülkededir/ne iş yapar/annesi nasıl biridir?
Kafam karışık yani bu spermatik problemle. Ağustos’a kadar düşüneceğim.
O zamana kadar düşüncelerinizi esirgemeyiniz lütfen.
Ne de olsa: Damlaya damlaya derya olur fikirler...