’Hande Yener ve Mustafa Sandal başarısızdı’

PowerTürk ödülleri üzerine geçen cuma yazdıklarıma Cem Hakko’dan yanıt geldi. Konuşmamızın bir yerinde Hakko, "MTV ödülleri ya da Oscar’ın sistemine laf ediliyor mu? Bize niye durmadan soruyorlar?" dedi.

MTV sırf buraya yönelik bir yarışma yapıp benzer tuhaflıklar yaşansa, yine yazılırdı.

Eminim, o yarışmaların düzenlendiği ülkelerde de çıkıyordur eleştiri yazıları.

Çıkmaması tuhaf olurdu.

Neyse, gelelim Hakko’nun benim yazdıklarıma verdiği yanıtlara...

- En çok merak edilen şu: Kategoriler neye göre belirleniyor? Mesela Hande Yener ve Mustafa Sandal 2007’de albüm yayınladı. En iyi albüm ve sanatçı kategorisine neden giremediler?

C.H.: Adaylar, dinleyicilerin şarkılara tepkilerini ölçen sistem ve şarkıların radyoda çalma oranına göre belirlendi (Bu olayın nasıl olduğu meselesi aşağıdaki Arkın Çelik yazısında var).

Hande Yener ve Mustafa Sandal bu dataya giremedi, çünkü başarısız oldular.

Önce orada başarılı olmaları lazım. Bir anda çıkıyor, ama çabuk sönüyorlar.

- "En iyi çıkış yapan videoklip"le kastedilen nedir? Klip çıkış yapar mı? Eğer sanatçının çıkış yapması kastediliyorsa, "En iyi çıkış yapan şarkıcı/grup" ödülü niye var?

C.H.: İki kategori kesinlikle farklı. En iyi çıkış yapan sanatçı/grup kategorisinde o senenin yeni çıkış yapan, tanınan sanatçıları yarışırken, en iyi çıkış yapan klip kategorisinde sanatçı/grup değil klipleri yarışıyor. Dünyadaki müzik ödüllerinde de böyle.

Power çıkışlı şarkıcı yasaklı mı

Birkaç gündür dinlediğim tek bir albüm var, Arkın Çelik’in "Farkın" albümü.

Ne yalan söylemeli, ilk başta albümün adına bakıp "Ne bu ya, Arkın Farkın filan" demiştim!

Kör gözüm parmağına kafiyeye sinirlenip (evet, albümün adı çok önemli bence)... Ama albümü dinlemeye başladıkça sardı. Favorim, A1 şarkısı "Sen Gittin Ben Kaldım". Nefis bir r&b.

Klip şarkısı "Serden Geçtim" ise gece kulüplerinde dönecek türden, oynak...

Arkın Çelik albümdeki çoğu şarkının "söz-müzik-düzenleme-kayıt-mix"ini bizzat kotarmış.

Hepsine nasıl yetişti, pes diyorum.

Albümdeki sound, Tarkan’ın son albümünde yakalamaya çalıştığı alaturka soslu r&b.

Mesela "Takma" şarkısı aynen öyle. Tarkan, Arkın’la pekala çalışabilirmiş yani.

Peki Arkın Çelik nereden geldi, nereye gidiyor? Geldiği yer Power radyoları. Oranın yıldızı.

Halen orada program yapmaya devam ediyor. Ama ortada ilginç bir durum var.

Arkın Çelik’in şarkısı PowerTürk’te çalınmıyor, klibi de dönmüyor. Üstelik klibine Power grubu sponsor.

Hazır PowerTürk ödüllerini konuşmuşken, Cem Hakko’ya bunu da sordum tabii.

Konu sadece Arkın olduğu için değil, PowerTürk’ün piyasada "her şarkıyı çalmazlar" olarak bilinmesinden dolayı. Hakko sistemlerini kabaca anlattı: "Belirli aralıklarla üyeleri değişen bir müzik komitemiz var. Her çıkan albüm/yeni videosu çekilen şarkı bu komiteye iletiliyor.

Komite o hafta PowerTürk radyo ve TV’ye giriş yapacak şarkı ve kliplere karar veriyor.

O hafta PowerTürk’e girecek ve çıkacak parçalar için, belirlenmiş olan kotalar çerçevesinde insanlar aranarak bu şarkılara tepkileri ölçülüyor. Bu 10 bin kişi üzerinden yapılan bir araştırma sistemi. Çıkan rapor, şarkıların radyoda dönme sayısını çoğaltıyor ya da şarkı listeden çıkıyor."

Arkın Çelik’in şarkısı ve klibi de bu sistemi aşamamış.

Hakko bu konuda net: "Arkın’ın başarılı olmasını tabii ki isterim, ama şarkısı maalesef tepki almadı, ne kadar sponsor olsam da kimse için torpil yapıp şarkısını çaldıramam."

Tamam her şeyi anladım da, 10 bin kişi kimlerden oluşuyor, merak ettim.

Bu kez tribündekilerin ezberini bozdu

Aynı Bülent Ersoy aynı canlı yayında orucunu açmıştı bir kere.

Yine aynı Bülent Ersoy yine aynı canlı yayında, Hırant Dink’in cenazesindeki "Hepimiz Ermeniyiz" pankartı için şöyle demişti: "Bu pankartı kesinlikle kabul etmiyorum... İpi boynuma da geçirseniz asla Ermeniyim demem. Müslüman kızı müslüman olarak öleceğim."

Yani şimdiye kadar Bülent Ersoy hep tribünlere oynamıştı. Hatta bazen dozu kaçırmıştı.

İlk kez tribünlere yönelik bir şey söylemedi.

O yüzden şaşkın tribünler... Ilımlısı, "Doğru söylüyor, ama zamanlama yanlış" diyor.

Karşı olan, "Vatan-millet-devlet, bunlar önemli değerler, böyle konuşmak olmaz".

Radikali ise belaltı vuruyor, "Vatan haini! Hem o askerliğini yapmış mı?" diyerek...

Fikrine katılın/katılmayın ya da ona mı kaldı savaş karşıtı olmak deyin; sonuç fark etmiyor. Bülent Ersoy sayesinde tribünlerin ezberi bozuldu, bir nebze de olsa düşünmeye başladılar.

Bir siyasetçi ya da halkın daha az tanıdığı bir aydın söylese, bu kadar etkin olmayacaktı.

O yüzden popüler kişiliklerin nihayet farklı şeyler söylemeye başlamaları bence iyi...

Şimdi merak ettiğim; bu pazar Ersoy yayına çıkabilecek mi yoksa düşüncesini söylediği için RTÜK kurbanı mı olacak?
Yazarın Tüm Yazıları