Paylaş
“Beni kimse korkutamaz.
İstediğimi yaparım, özgür bir sanatçıyım. RTÜK ceza verecekse de verir. Bu konuda susmayacağım, kadının sesiyim.”
Oysa konser sırasında yaptığı konuşmada geçen şu cümleleri pek bir yerde çıkmadı, sanki bile bile atlandı:
“Mini etek giyerek küçüklere kötü örnek oluyor diyenleri buradan kınıyorum. Ben Atatürk çocuğuyum. Bir kadın olarak hiçbir zaman boyun eğmeyeceğim...
Türkiye demokrasiyse benim klibim ceza almamalı...”
Sıla’yı ayrı tutarsak, pop kulvarında iş yapanlardan “Türkiye demokrasiyse...” diye başlayan bir eleştiri, bir isyan bugüne kadar pek görmedik.
O nedenle Hadise’nin çıkışı dikkat çekici ve anlamlı.
İyi ama ‘Evlenmeliyiz’ şarkısı ne?
Hadise’nin çıkışı önemli ve kayda değer.
Ama bu, onu eleştirmeyeceğim anlamına gelmez tabii.
Buyurun eleştirdiğim iki noktaya:
1. Konserdeki konuşmasında “Kadınları güçlü gösteren şarkılar seçtim” cümlesini de söylüyor Hadise.
Ama ne yazık ki bu iddia her şarkısı için geçerli değil.
Mesela sözlerini Sinan Akçıl’ın yazdığı “Bence evlenmeliyiz bu sene” adlı şarkı.
Kadınları “evlenmekten başka bir şey düşünmeyenler” kalıbına sokuyor bu şarkı.
Çok demode ve fena.
2. Hadise’nin konser kıyafetleri çok Beyonce çok Lopez olabilir, bunu geçtim.
Önemli olan o kıyafetleri daha formdayken giyebilmek.
“İşte bu” dedirtebilmek. Hadise’nin buna da dikkat etmesi gerekiyor...
Carla şimdi hangi şarkıyı söylüyordur
Eski Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy seçim kampanyası döneminde usulsüzlük yaptığı gerekçesiyle gözaltına alınınca haliyle eşi Carla Bruni’yi düşündüm.
İstanbul konseri öncesi Monaco’da Carla’yla röportaj yapmıştım.
Konuşmamız sırasında son albümü “French Touch”ta Sarkozy’nin en çok sevdiği şarkının bir ABBA klasiği olan “The Winner Takes It All” olduğunu söylemişti.
Aşk üzerine yazılmış bir kazanma-kaybetme şarkısı.
Belki de Carla şu an en çok bu şarkıyı mırıldanıyordur.
İspanyol şefin yemeğinde konumuz İstanbul gece hayatı
Gastronominin değerinin anlaşıldığı, bu uğurda irili ufaklı organizasyonların yapıldığı bir dönemdeyiz.
İşte son örnek: Extra Gastronomy.
Feed Dergisi’nin öncülüğünde hazırlanan Extra Gastronomy organizasyonunda üç ay boyunca üç ünlü yabancı şef İstanbul’a gelip yemek yapacak.
Maçka’daki House of Brothers’ta pazartesi gecesi yapılan ilk Extra Gastronomy’nin konuk
şefi ise İspanyol Jordi Artal oldu.
Barselona’daki Cinc Sentits’in Michelin
yıldızlı şefi Artal’ın
geceye özel hazırladığı yemekte İstanbul gece hayatına yön veren işletmecilerin hemen hepsi oradaydı.
Haliyle sohbetlerin konusu gece hayatı ve turizm üzerine yoğunlaştı.
Masadaki bir turizmcinin söyledikleri umut vericiydi:
“Büyük otellerin
doluluk seviyesi yüzde 80’lerde. Bu yıl nihayet Avrupa’dan da çok turist bekleniyor.
Kaliteli turistin gelmesi gece hayatının da çeşitlenmesi ve gelişmesi demek.”
Doğru söze ne denir?
Umarım bu
umut verici gidişat devam eder ve İstanbul yeniden yükselişe geçer.
Paylaş