Galata’daki Nazi Kampı’nda bir gece

Türk Yahudileri’nin Hamursuz Bayra-mı’ndaki mayasız ekmek ihtiyacını 1940’lı yıllardan beri karşılayan, ama son yıllarda artık bu işlevini kaybeden Hamursuz (Matsa) Fırın’dayım.
Galata Kulesi’nin alt sokaklarındaki fırın, bir süredir tiyatro oyunu ve sergilere ev sahipliği yapıyor. Ve işte az sonra burada taze tiyatro topluluğu D22’nin Bent adlı oyununu izleyeceğim.
Şimdiye kadar medyada “Meltem Cumbul’un yönettiği oyun” olarak sıkça gündeme gelen Bent’e dair notlarım şöyle:

ANLAMLI
- Oyunun 1997 tarihli sinema versiyonunu yıllar önce izlemiş ve çarpılmıştım. Dolayısıyla Bent’in çoğunluğu Nazi Kampı’nda geçen konusundan haberdardım. Sahnelendiği mekanı bu yüzden çok anlamlı buldum.

BAŞARILI
- Bu zor oyunu sırtlayan genç arkadaşlar Bent’in altından ustalıkla kalkmış. Özellikle de ikinci bölümde karşılıklı oynayan Berkay Ateş ve Emir Çubukçu.
Filmde Mick Jagger’ın canlandırdığı Greta rolündeki Reha Özcan’ı da unutmamalı. Çok başarılı.
- Evet oyun sert, özellikle de ikinci bölümü. Ama fazla ayrıntı vererek işin tadını tuzunu kaçırmayayım. İzlemeniz lazım.

TEK SORUN
- Bent’in tek sorunu çok uzun olması, iki bölüm sahnelenmesi ve ara verilmesi. 15 dakikalık ara esnasında oyundan uzaklaşıyorsunuz bir anda.

DAHA ÇOK İLGİ
- Bent, birbirinden farklı eşcinsel karakterlere yer veriyor. Ama en sonunda hedonist, aşka inanmayan, ne olursa olsun yaşamına devam etmek isteyen eşcinselle onun tam tersi, yani aşka inanan, olduğu gibi yaşamaktan yana olan eşcinsel karakter bir araya geliyor.
- Salt bir gay oyunu değil ama Bent. Anlattığı çok başka şeyler de var, faşizm gibi.
- Yine de İstanbullu gay’lerin oyuna daha çok ilgi göstermesini bekliyor insan.

Nasıl geçti habersiz hafta sonu

- GASPAR HUZURDA
Ferit Sarper’in Karaköy’deki yeni mekanı Gaspar hafta sonu kapılarını açtı ve yoğun bir ilgiyle karşılaştı. Cumartesi gecesi Derin Mermerci’nin doğum günü masasında yok yoktu ve hayli medya ağırlıklıydı: Doğuş Yayın Grubu Genel Müdürü Cem Aydın, Kanat Atkaya, Saba Tümer, Seda Domaniç...
Mermerci’nin yakın zamanda dergiciliğe merak sarmış olmasının bir yan etkisi olabilir miydi bu masa? Bu arada Gaspar, Tamirci’nin hemen yanında. Dikkat çeken ilk özelliği ise dev kapısı ve yüksek tavanlı ferahlığı...

- MAMA SHELTER’IN BARINA İNANAMADIM
Çünkü İstiklal Caddesi’nin orta yerindeki bir otelin barına ancak Nişantaşı’nda, Bebek’te görebileceğiniz kızların, erkeklerin üşenmeyip geliyor oluşu beni şaşırttı. Üstelik mekan büyüktü ve ağzına kadar doluydu. Meğer birkaç hafta sonudur durum böyleymiş. İzdihamı önlemek için gece onikiden sonra otel yönetimi kimseyi içeri almıyormuş! Unutmadan, Philippe Starck tasarımı Mama Shelter Oteli’nin barı, Demirören AVM’nin tepesinde. Ve girişi alışveriş merkezinden ayrı...

- GEORGES’UN TERASINDA OTURMA ZAMANI
Bir başka otelin daha tepesinden bahsedeceğim.
Tesadüf, bu otel de tepeden tırnağa Fransız:
Galata’daki butik otel Georges. Otelin tepesindeki Le Fumoir’un tarihi yarımada manzaralı koltuklarına kurulup akşamüstü demlenmesi yapın derim bugünlerde. Şahane oluyor. İster milli içki ayranla ister Fransız usulü şampanyayla!