Paylaş
Gaga diyor ki: Artpop, Warhol ekolünün tersine okunmasıyla ortaya çıkan yeni bir akımın tetikleyicisi olacak.
Bu tersine okumanın ipuçlarını da albüm çıkışı öncesi yapılacak bir güncel sanat sergisiyle (Artrave) vermeyi planlıyor Gaga.
Bu akımı (yani albümü, sergiyi ve yeni Gaga’yı) tam olarak hangi kavramlar üzerine oturttular, neyin üzerinden bu kez hedef kitleyi hem şaşırtmak/etkilemek hem de Born This Way sonrası yeniden toparlamak istiyorlar, henüz bilmiyoruz.
Ama görünen köy şu anda bu:
Sadece müzik yetmiyor. Kitleleri sürüklemek, daha çok elde avuçta tutmak için yeni kavramlar yaratmak ve dahası yaratılan şeye inandırmak gerekiyor.
Çünkü seks ve dinsel öğeleri kaşıyıp durmak bir yere kadar, o formül artık sıktı, bitiyor...
“Sadece müziğin yeterli olmaması” acı bir şey tabii.
Tamam, hayran kitlesi peşinden sürüklendiği şarkıcının kendisine ilham kaynağı olmasını bekler.
Giyimiyle, sözüyle, şovuyla filan...
Ama son tahlilde müzik önemlidir.
Hayran kitlesi o şarkıcıdan illa ki iyi, hatta zamansız (yani on yıl sonra da dinlenebilecek) hit şarkı ister.
BİR UYGULAMA OLARAK ARTPOP
Artpop albümünün (ki albüm değil, proje desek yeridir) göze çarpan diğer yeniliği ise plak, CD ve dijital müzik ortamında çıkmasının yanı sıra bir iPhone ve iPad uygulaması olarak yayınlanacak oluşu.
Bu uygulamayla albümdeki her şarkıya kullanıcıların video çekebileceği söyleniyor.
Kısacası interaktifliğin dibini görmek olası Artpop uygulamasıyla, öyle anlaşılıyor.
Bizim TR pop’ta durum ne
Yaz merceğinden bakınca şu an kulüplerde en sevilen şarkı Hande Yener’in Ya Ya Ya’sı.
Onun ardından yaz öncesi çalınmakta olan diğer hitler hala ortamların gözdesi: Türkan, Yaralı, Yatcaz Kalkcaz...
Mabel Matiz ise kulüpleri değil, ama gönülleri fethetmiş durumda.
Trafikte seyrederken sıkça yan arabadan yükseliyor “Sultan Süleyman” deyişi...
Rock cephesinde ise yeni bir şey yok.
Epeydir zaten hicranlı rock yapılıyor. Fazlasıyla içli, rakı masası rock’ı diyorum ben buna...
Bir tek Rashit’in “İnsan Neslinin Sonu” farklı bir iş.
Kısacası Gaga gibi kavram, akım şu bu yaratmayı bırakın, hani fazlasıyla durgun sularda TR pop ve rock dünyası.
Oysa bir ay önce memleket çalkalanmış, adrenalin tavan yapmış, canlar kaybedilmiş; üzerine birilerinin söz söylemesini bekliyor insan.
Doğal olarak...
Çocuklarını kovalayan anne babalar
Alaçatı’da bir plajdayız.
Hemen yanımızda çocuklu iki aile.
Çocuklar haliyle bir o yana bir bu yana koşturuyor.
Kumda yuvarlanıyor ya da denize giriyorlar toplu halde.
O sırada çocuklardan birinin babası sert bir şekilde şöyle diyor: “Yavrum gidin başka yerde oynayın, kafam şişti.”
Çocukların bir kısmı kös kös plajın başka tarafına doğru gidiyor, bir kısmı da ağlamaya başlıyor.
Hani uçakta, orada burada ne zaman ağlayan bir çocuk görsek şöyle klişe cümleler kurarız ya:
“Kesin Türk’tür, yabacıların çocuğu ne kladar da uslu oluyor, bir bilsen!”
Şimdi anladınız mı bizim çocukların neden huysuz olup sürekli ağladığını? Tahammülsüz ebeveynleri yüzünden...
Paylaş