Etiketlemezsen darılırım sevgilim

Özge Ulusoy ve Hacı Sabancı yurtdışına tatile gitmişler.

Haberin Devamı


Hacı Sabancı, Instagram’ından gittikleri şehre ait fotoğraflar paylaşmış. Ama Özge Ulusoy’u etiketlemeden...
Özge Ulusoy ise tam aksine, Instagram’ından paylaştığı şehir fotoğrafında Hacı Sabancı’yı da etiketlemiş.
Yazılıp çizilenlere göre bu mevzu iki sevgili arasında dargınlık sebebi olmuş.
Çiftin bu meseleyi bu kadar büyüttüğünü sanmıyorum. (İç ses: Yoksa büyüttünüz mü?)
Ama hakikaten bu etiketleme mevzusunu ciddi ciddi büyütenler var.
Misal: Arkadaşlarınızla yemeğe çıktınız. Mekana dair bir yemek, bir masa-sandalye fotoğrafı filan paylaştınız.
Ama yanınızdakileri etiketlemeden...
Şöyle arıza çıkaran olabiliyor, “Hımm, bizi etiketlememişsin, aşkolsun. Yalnızım vurgusu mu yapıyorsun şapşik” diye diye...
Komik ve sıkıcı tabii.
Sosyal medya yüzünden bir de böyle şeylerle uğraşmak...
Düşünsenize, karşınızdaki sırf etiketlenmedim diye sitem ediyor.
Şakayla karışık dudak büzüyor, halleniyor filan.
“Dünyada da böyle” diye bir klişe var ya, o klişeden hareketle merak ediyorum: Dünyada da böyle mi ağalar?
Ki çeşitli ülkelerden izlenimle sabit, bir evropalı bizim kadar sosyal medya bağımlısı hiç değil.

Haberin Devamı

İmaları takip et sonuca ulaş

Artık magazin medyasının yeni bir iş kolu var diyebiliriz.
Ünlülerin Instagram ya da Twitter’da paylaştıklarını sıkı bir şekilde takip etmek ve paylaşılanlardan yola çıkarak onların özel hayatlarına dair taze sonuçlara ulaşmak.
Ünlüler de malum, hep imalı laflar/fotoğraflar paylaşıyor.
Hep bir yerlere, birilerine mesaj, mesaj, mesaj...
En son, Cem Yılmaz ve Ayşe Hatun Önal’ın paylaştığı imalı cümlelere bakılarak aralarındaki ilişkinin bittiği kanısına varıldı.
Gerçekten de iki tarafın cümlelerine peş peşe bakınca böyle bir sonuca varmak mümkündü.
Peki imalı cümleyi herkesin erişebildiği bir platformda paylaşmak niye? Karşı tarafa SMS olarak atmak daha iyi, daha direkt değil mi?
Demek ki herkes okusun ve çeşit çeşit sonuçlara varıp kafa bulunsun isteniyor. Amaç bu.
Eh bir de haber olmanın yolu artık buradan geçiyor.
Bolca imalı paylaşımdan.
Nasıl etiketlenmeyince karşı taraf sitem pozisyonuna geçiyorsa imalı paylaşım yapınca da hem takipçi hem de medya alarm pozisyonuna geçiyor.
“Kime laf çaktı bu?” diye...
Bu arada ima etmek aslında gizemli bir Türk toplumu hastalığı.
Mesela karşı komşun sana bir konuda laf çakmak istiyordur, ama bunu direkt yaparsa kendini kötü bir pozisyona düşüreceğini bilir.
O yüzden ne yapar? Dolaylı labirentlerden ima eder.
Yani mahalledeki karşı komşudan ilişki yaşayan ünlüsüne kadar durum böyle: İmalarla yaşıyoruz be gülüm.

Haberin Devamı

Kar mı dediniz

Bu yazı salı sabah saatlerinde yazılırken, İstanbul’un şehir merkezinde değil yerde kar, gökte bile kar yoktu.
Oysa AKOM ve Meteoroloji daha pazartesi akşamından alarm vermişti, “Geliyor, geliyor” diye.
Şu ana kadar gelen giden olmadı.
Öğleden sonra karın geleceği söyleniyor, hadi bakalım...
Bence kar resmen İstanbullu’nun hisleriyle oynuyor.
Gelecek diye diye önlem alınıyor. Hem de had safhada.
Her şey iptal oluyor. Okullar tatil ediliyor.
Ama bir bakıyorsun, ortada kardan eser yok.
Neyse bekleyip göreceğiz.
Karlı günleri sadece diğer illere yedirmeyiz.
Yazıktır bu kadar önleme, coşkun beyaz hislere...




Yazarın Tüm Yazıları