Kenan Doğulu, yeni albümü “Patron” için W Otel’de akustik bir tanıtım yaptı. Hani böylesini kimse beklemiyordu.
şaşırdık, şaşırıldı. Ozan Doğulu ona piyanoda eşlik etti. Kenan da gitarıyla çıktı sahneye. Yeni şarkıların yanı sıra eski şarkıları da söyledi Kenan, basbayağı konser verdi yani. Ama işte kokteyl insanı bu. Sohbet etmeye devam edince kendi arasında, Kenan’ın akustik konseri güme gitti. Pek olmadı yani. “Keşke playback yapsaydı da coşsaydık” dedim haince (hiçbir şeyden memnun olmuyoruz gördüğünüz gibi). Tanıtım konseri sırasında en çok konuşulan Doğulu kardeşlerin güç birliği yapmasıydı. Kenan zaten konser öncesi “En başa döndük” diyordu, “Ozan’la beraber çıkacağız”. Bu arada malum, Ozan Doğulu artık Sezen Aksu’yla çalışmıyor. Bu konuda da iki farklı söylenti vardı. Kimisi “Sezen, Ozan’ı kovdu” diyordu. Kimisi de “Ozan, Sezen’i terk etti”. Tanıtım konseri öncesi Ozan Doğulu’ya telefon açıp sormuştum, “Hangisi oldu?” diye. Ozan şöyle yanıt verdi: “Bir süre ara verdik, çünkü artık yetişemiyordum. Bir yandan kendi projelerim bir yandan Kenan’ın konser işleri bir yanda da başka şarkıcıların albüm çalışmaları. Sezen’in de çok konseri oluyor biliyorsun, gitmemek olmuyor. En sonunda böyle bir karar aldık”.
8’in “Beyoğlu’nu görmeyen” terası
Gazeteci Erol Dernek Sokak’ta, eskiden Neva/Gitane Bar olan binanın içine konuşlanan 8 ıstanbul, aslında bir butik otel. Daha çok yabancıların kaldığı, odalarını uzun dönem kiraladığı. Ama kışın barı çok ilgi çekiyor. Özellikle de orada düzenlenen partiler. Geçen hafta itibariyle 8’in terası da açıldı hizmete. Dev ağaçlarla terasın çevresini kaplamışlar. Haklı olarak. Çünkü etrafta cazip bir manzara yok zaten. Dev ağaçlar da terasa botanik bahçesi havasını vermiş, çok beğendim. 8’in terasında mutfak açık. Pişirilen şeyi görüyorsunuz. Epey koku yapıyor etrafa, ama çıkan şeyler lezzetli. Kitleye gelince... 30-45 yaş arası reklamcı, oyuncu, şarkıcı, modacı tayfası.
Hirst’ün koleksiyonu için özel parti
Ünlü ıngiliz sanatçı Damien Hirst’ü bilen bilir. O kadar bilmeyen bile “For The Love God” adlı eserini mesela, en azından görünce hemen anımsar: Üzeri sürüyle elmasla kaplı kafatasından oluşan eserdir “For The Love God”. ışte bu Hirst, son olarak Levi’s’la bir işbirliği yapmış ve ünlü marka için koleksiyon tasarlamıştı. Tüm dünyada sadece bin adet üretilen bu sınırlı sayıdaki koleksiyon epeydir konuşuluyordu. Hatta bir keresinde Nil Karaibrahimgil’le konuştuğumda “Ben Londra’dan aldım bir tane” demişti. Nitekim koleksiyondaki parçalara baktığınızda “Nil’e yakışır” diyorsunuz zaten. Çünkü Hirst’ün Levi’s için tasarladığı jean’ler, tişörtler Nil’in karakteri gibi rengarenk, tablo gibi. Neyse işte, bu koleksiyondaki 45 parçanın Türkiye’ye gelmesi şerefine Levi’s’çılar bir parti yapmak istemişler. Yurtdışı Levi’s’ların yaptığı gibi bir başkasının ev sahipliğini üstlendiği partilerden (host etmek deniyor ya, iki dili karıştırıp). Ve işte bunun için de beni seçmişler. “Tamam” dedim, “O zaman çağırıyorum eşi dostu”. Ve işte Damien Hirst’lü partiye ev sahipliği yaptığım gecede olup bitenler, kısa kısa... Gecenin stil ikonları hiç kuşkusuz Ferhan ıstanbullu ve Bebek’teki Happily Ever After adlı kafenin sahibi Ayşe Kuçuroğlu’ydu! Bu arada Ferhan’ın yakında bir bombası var, ama şimdi kesinleşmediği için yazamıyorum. şöyle diyeyim, şehrin en stil işini yapacak pek yakında. Hande Yener, gelince hemen bir Madonna şarkısı istedim DJ Serhan Sabanlar’dan. “Sorry” şarkısı eşliğinde küçük bir şov attırdık Hande’yle pistte. Ece Sükan’ı görür görmez sordum tabii, “Hani kankan Hüsnü nerede?” diye. Hemen basın açıklaması yaptı ayaküstü, “Ya tanımıyorum bile, bana benzeyen birini gördüler herhalde onun yanında, anlamadım ki”. Gecenin en stil hamilesi Sibel Arna, en çok eğleneni Emel Kurhan ve Bennu Gerede ikilisi, en siyah saçlı Bilge Öztürk, en sevgilisinin (Eliz) yanından bir an olsun bile ayrılmayanı ise Murat Boz’du.