Paylaş
Ve tuhaftır, onun canlı performansını Türkiye’de değil, yıllar önce Paris’te yapılan bir Türk etkinliğinde dinlemiştim ilk kez.
Konser bir kilisedeydi ve Aynur’un sesi orada bulunanları mest etmişti. Tabii bizi de... şimdi Aynur’la ilgili çok taze ve ilginç bir haberim var.
Aynur, Sırbistan’ın Drvengrad köyünde 13-19 Ocak tarihleri arasında yapılan 3. Uluslararası Küstendorf Film ve Müzik Festivali’nin konuklarından biriydi.
14 Ocak gecesi festival kapsamında çok güzel bir konser verdi.
Peki konser sonrası Aynur’un yanına gelip onunla tanışmak isteyen hayranı kimdi? Johnny Depp!
Festivale Emir Kusturica’nın davetlisi olarak gelen ünlü aktör, Aynur’un sesini ilk kez Fatih Akın’ın “Crossing The Bridge / Köprüyü Geçmek” belgeselinde duyup hayran olmuş. Ve konser sonrası Aynur’la hemen tanışmak istemiş.
Aynur şöyle anlatıyor Depp’li dakikaları:
“Uzun uzun müzikten ve sanattan konuştuk.
‘Birlikte belki bir film müziği yaparız ya da aynı sahnede şarkı söyleyebiliriz’ dedi. Biliyorsun, o müzik de yapıyor.
Depp çok rahat ve mütevazı biri. Ki ben çok çekingenimdir, hele böyle çok ünlüyse hemen konuşamam. Ama Johnny Depp’in mütevazı oluşu beni rahatlattı. Hatta ona birkaç tane Kürtçe kelime bile öğrettim. Hemen öğrendi!
ıstanbul’a gelmek istediğinden bahsetti. ‘Davet edersen gelirim’ dedi.
‘Sizi büyük firmalar davet eder, benim param yetmez’ diye güldüm ben de.
O da ‘Para önemli değil, yeter ki sen davet et’ diye karşılık verdi.
Bu arada Türkiye hakkında çok şey biliyor. Her şeyden haberdar.”
Terminal’in ardından
Cuma, cumartesi ve pazartesi yazılarını Atatürk Havalimanı Dış Hatlar’da geçirdiğim beş güne ayırdım. O beş günün sonunda ise TAV CEO’su Sani şener’le bir araya geldik. Daha sohbete başlar başlamaz, ilk günkü yazıda bahsettiğim bir noktadan çok etkilendiğini söyledi şener: Güvenlikte çalışan çoğu arkadaşın bugüne kadar hiç uçağa binmemiş olmasından...
O arkadaşlara hoş bir jest yapmaya karar vermiş şener. Hepsine birer uçak yolculuğu hediye edecek!
şener’e, havalimanı hakkında merak edilenleri, yöneltilen eleştirileri sordum. ışte madde madde şener’in söyledikleri:
GıRışTEKı GÜVENLıK
Girişteki güvenlik uygulaması çok eleştiriliyor, evet. Dünyanın hiçbir yerinde olmadığı konusunda da insanlar haklı. Biz de kaldırılması için çok uğraştık.
Ama Emniyet yetkililerinin bize söylediği bir şey var. O da, bölgemizin hassaslığı. Eğer bu uygulama olmazsa havalimanının içinde çok kolay eylem yapılabilir. Sadece terör değil, futbol taraftarını düşünün. Taşkınlık olabilir. Dolayısıyla sadece bu kural bize özgü ve uygulamak zorundayız. Diğer bütün kurallarımız uluslararası arenada kabul görmüş olanlar...
KUMARHANE PROJESı
Yolcunun vakit geçireceği yerler önceden yeterliydi. Ama şimdi yolcu çoğaldı ve yetersiz gelmeye başladı, haklısınız. Bu yüzden, mesela kara tarafında bir sinema salonu açma projemiz var. Kumarhane? Hayır, öyle bir proje yok. Ama kesinlikle bir SPA açılması gerekiyor.
KAPASıTE YETERLı!
“Kapasite yetersiz” eleştirilerine katılmıyorum. Aksine yeterli.
AHL’nin altın saatleri dediğimiz saatleri vardır. Sabaha karşı ve akşam saatleri. Sadece o saatler çok yoğundur. Onun dışında, sekiz saatlik hiç uçuş olmayan boş bir zaman dilimi vardır. Bunu siz de gördünüz.
Ama yakın zamanda uçuşlar giderek bu boş saatlere doğru kayacak.
THY’nin büyük uçaklar almasıyla birlikte gece saatleri de dolacak.
Ayrıca AHL’nin maksimum yolcu kapasitesi 50 milyondur. Biz şu anda o kapasitenin sadece 30 milyonunu kullanıyoruz.
EN BEğENDığıM HAVALıMANI MÜNıH
Hemen önümüzde 800 dönümlük bir askeri arazi var. Eğer orası alınırsa -ki görüşmeler sürüyor- daha da genişleme imkanı bulacağız.
Dünyadaki tüm havalimanlarını dolaşıyorum. Atatürk Havalimanı her zaman gözbebeğim. Yurtdışında en beğendiğim havalimanı ise Münih.
Kapılardaki x-ray’leri yakın zamanda pasaport kontrolünün hemen arkasına alacağız. Böylece kapılardaki yığılmayı da önlemiş olacağız.
Ayrıca yeni pasaportlara geçilmesiyle birlikte pasaport bankoları da değişecek.
Pop Atlası
MıNı KONSERıN SEBEBı NEYDı?
Deniz Seki cumartesi gecesi Bebek’teki Happily Ever After’daki müşterilere mini bir konser verdi. Ben de oradaydım.
Haberi gazetelerde okumuş olabilirsiniz.
Deniz elbette durup dururken şarkı söylemeye başlamadı.
Her şeyin bir sebebi olduğu gibi bunun da -üstelik esprili- bir sebebi var.
Mekanda yabancı müzik çalıyordu. Biraz 80’ler, biraz 90’lar. Vakit ilerleyince Deniz DJ’e gidip dedi ki, “Hadi biraz da Türkçe pop çalın”.
Gel gör ki, çoğu cool mekanda olduğu gibi burada da bir Türkçe pop yasağı var.
DJ bunu çıtlatınca Deniz’e, o da “Tamam tamam, kapa müziği o zaman ben söylerim” dedi. Ve işte kafedeki mini konser böyle gerçekleşti.
BGM’DE
FUNDA ARAR
Bostancı Gösteri Merkezi’ni sevmiyorum. Konser için zor bir yer.
Sahnesi ve koltukların yerleşim düzeni açısından. Ama Anadolu Yakası’nın gözbebeği hâlâ burası. Kışın konser yapılacak tek yer. Hatta böyle bir konser çadırı Avrupa Yakası’nda bile yok.
Cumartesi gecesi Funda Arar konserine gittim BGM’de. Bu duygularla.
“Biraz izler, kaçarım” diyordum.
Ama Funda’nın sahnesi o kadar güçlüydü ki yerimizden kalkamadık bile.
Sonuna kadar soluksuz izledim konseri.
Seksapeli dozunda kıyafetleri, peş peşe sıraladığı hitleriyle BGM’nin -hepsi de biletli- seyircisini mest etti Funda.
Bence bu yaz Funda Açıkhava’da bir konser vermeli artık. Tez elden.
Paylaş