Paylaş
Yoksa “habercilik” filan değil bu.
En son işte, Deniz Seki’nin Hüsnü Şenlendirici’yle yaptığı telefon görüşmeleri yayınlandı.
Tamamen aralarındaki ikili ilişki sorunlarını yansıtan bir konuşma. Yani? Yani bizi ilgilendirmiyor.
Hani mevzu, mevzu satıcısıyla yapılan telefon konuşması olsa bir derece, haberdir (kokaine konuşmada “mevzu” denilmiş)
Ama bu nedir? Yok biri diğerinin burnunu kırmış, diğeri ilişki bitti usta demiş. Konuşmanın ilgi çekeceği bilindiğinden yayınlanıyor.
İlgi çekme hastalığı yani. Bilgilendirme ya da habercilik değil.
HÜSNÜ BABYLON’UN 20. YIL SAHNESİNDE
Deniz ve Hüsnü demişken; Babylon’un geçen perşembe 20. yıl kutlaması vardı. Evet gerçekten 20 yıl olmuş. 1989’dan bu yana zaman su gibi akıp gitmiş. O dönem Babylon’un açıldığı sokak hayli ıssızdı. şimdi ise adım başı bir bar/restoran var.
Babylon’un Asmalımescit’in şahlanmasında rolü büyük.
İşte 20. yıl gecesinde Sultana, Ceza, ılhan Erşahin gibi müzisyenlerin yanı sıra Hüsnü şenlendirici de sahneye çıktı.
O çıkınca sahneye birkaç arkadaşım, “Deniz içeride, o dışarıda işinde gücünde hayatını yaşıyor” deyip dinlemek istemediler Hüsnü’nün klarnetini.
Bu negatif elektrikten mi bilinmez, Hüsnü de ezik bir şekilde çaldı klarnetini. Kimseyle göz teması kurmadan.
Sonuç değişmiyor yani: Deniz içeride hapiste, Hüsnü de dışarıda hep göz hapsinde...
Formula 1 partisine girmek artık kolay değil!
Bir ara Formula 1’in bu yıl yapılmayacağı söylentisi çıkmıştı, ama söylenti doğru çıkmadı. Formula 1 Haziran’da yapılıyor.
Elbette beni Formula 1’den daha çok ilgilendiren organizasyon için hazırlanan partiler. Geçen yıl Selim Hamamcıoğlu’nun Rahmi Koç Müzesi’nde verdiği parti en güzeliydi. Reina’daki resmi Formula 1 partisi ise berbattı.
Hintli bir işadamının lüks yatındaki “ayakkabısız” partiyi de unutmak mümkün değil tabii. Herkes adamın teknesi yıpranmasın diye ayakkabılarını sahilde verilen kırmızı poşetlere koyup emanete bırakmıştı. Peki bu yıl nasıl olacak Formula 1 partileri?
Selim Hamamcıoğlu bu yıl parti yapmıyor. Resmi Formula 1 partisi ise Reina’da değil, Suada’da yapılacak. Ve bu kez gayet sıkı hazırlanılıyor. Önceki senelerde olduğu gibi herkesin elini kolunu sallayarak içeri girdiği, zevksiz bir organizasyon olmaması için...
dDf tarafından yapılacak partiye sadece bin kişi katılacak.
Bu sayı aşılmayacak. Davetli olmayan kesinlikle içeri giremeyecek. “Burası Türkiye herkes girer” demeyin, sırf bu yüzden kapıda badigartlar yerine kimseyi tanımayan yabancılar olacak.
Dahası, başkasının davetiyesini kullanmak da mümkün olmayacak. Çünkü davetiyeler, o kişiden başkası kullanmasın diye özel bir sistemle basılacak.
“Pes” mi diyorsunuz? Bence de pes, ama iyi bir organizasyon için maalesef bunlar şart. Yoksa yol geçen hanına dönüşebiliyor böylesi önemli organizasyonlar.
İzmir’de “speed dating” partisi
Türkiye’de pek yapılmayan bir parti çeşidi bu, adı üstünde “tanışma/kaynaşma/flörtetme” partisi. Amacı bu.
Parti girişinde hoşlandığınız kişiler hakkında not alasınız diye kalem-kağıt veriliyor. Bir de farklı renkte iki bileklik.
Biri, partneri olmayanları tanımlamak için.
Diğeri, partneri olan, amacı sadece eğlenmek olan kişileri ayırt etmek için (herkes bu kadar dürüst davranır mı acaba?).
Neyse parti mekanına giriyor ve oyuna dahil oluyorsunuz.
Ve bir yönlendiricinin yardımıyla hızla “date” etmeye, yani tanışmaya başlıyorsunuz birileriyle.
Eh, şansınız yaver giderse de geceden “iki kişi” çıkıyorsunuz. Daha çok tatil köylerinde yapılır böyle şeyler.
Kemer Çamyuva’daki Robinson Club’da denk gelmiştim bir keresinde.
Bu cumartesi ise ızmir’deki BarNY Blue’da yapılacakmış bir adet “Speed Dating” partisi.
Ancak bu partinin özelliği sadece gay ve lezbiyenlere yönelik olması! O bakımdan geceboyu drag queen’ler, çeşitli şovlar yapılacak, bir de pop-rock şarkıcısı Gökçe sahne alacakmış.
Paylaş