Çıplak Harry Potter’ı

Nereden çıktı bu çıplak Harry Potter demeyin. Biraz hafızayı kurcalayın.

Hani geçen yıl Londra’da sahnelenen Equus (latince, ’at’ manasına geliyor) adlı oyunda Harry Potter’ı canlandıran Daniel Radcliffe rol almış ve oyunun bir bölümünde çırılçıplak soyunmuştu.

17 yaşındaki Radcliffe, "Ebeveynler, çocuklarının rol modeli Harry Abi’yi protesto ediyor" diye medyaya malzeme olmuştu.

Neyse efenim, işte bu oyun Londra’dan sonra bu sezon New York’ta sahneleniyormuş. Ben de hazır New York’tayım, (evet bugün ve cuma NY notlarımız var, hazır olunsun) bari gidilsin ve çıplak Harry Potter görülsün Türk medyası adına...

Pazar günü "Equus"un sahnelendiği 44. Cadde’deki Broadhurst Theatre’a doğru yürürken bir yandan da aklımda Cemal Hünal’ın Ayşe Arman’a verdiği röportajda söylediği o iddialı cümle vardı:

"Ata binmeyi sevişmeye tercih ederim".

Neden bu cümle? Çünkü oyunun konusu da atlara olan tutkuyla birebir bağlantılı... Diye diye Broadhurst’ün önüne geldim.

Bilete 66 papel bayılıp balkondaki yerime oturdum.

Yanıma obez bir hatun gelip yerleşti. Diğer yanıma da 70’lik sanatsever bir teyze. İkisi arasında tost oldum anlayacağınız.

Bu arada salonda bolca 70’lik kategoriden Amerikalı vardı.

Radcliffe’i protesto edenler bunlar değildi belli ki...

Yer gösterici sert siyahi ablalar, "Sakın fotoğraf çekmeyin, fena olur" şeklindeki son uyarılarını yaptılar ve oyun başladı.

Olaylar nasıl mı gelişti? Devamı aşağıdaki yazıda...

Dürbünlü teyze, nal ayakkabısı ve sahnedeki sevişme

1. Sahneye önce atlar çıktı. At dediysek gerçek at değil tabii. Kafalarına at maskesi geçirmiş adamlar. Ama maske bildik maskelerden değildi. Metal bir maskeydi. Hatta çok şıktı.

Kostümlü parti delileri için şahane bir ürün olabilir diye düşündüm.

Üstelik atı oynayan adamların sadece maskesi yoktu.

Ayaklarının altına nal şeklinde bir şey, ayakkabı diyelim biz ona, giymişlerdi. O da metalden. Victoria Beckham rahatlıkla taşırdı bu ayakkabıyı. Ya da bizden, Eda Taşpınar. Neyse, dağılmayalım... Atların çıkmasından sonra bay Potter, yani Radcliffe yarı çıplak çıktı sahneye ve en öndeki ata gelip sarıldı. İşte oyun böyle başladı.

2. Radcliffe’in oynadığı Alan adlı seyis, atlara, özellikle de Nugget adlı ata fena halde düşkün. Ama bu düşkünlük öyle böyle değil.

Onları seksi, güçlü bulmasının yanı sıra artık dış dünyadan tamamen kopmuş, sadece onların dünyasında yaşıyor gibi.

3. Gel gör ki Alan, o çok sevdiği atların gözlerini bir gece demirle oyarak kör ediyor. Bu "anormal" durumdan tırsan ailesi de Alan’ı hemen bir psikiyatriste gönderiyor.

4. Psikiyatristi ilk başta reddeden Alan, bir süre sonra yavaş yavaş açılıyor ve kız arkadaşıyla geçirdiği o geceyi anlatıyor. Ki zaten bu kısım aynı zamanda final ve o malum çıplaklığı da barındırıyor.

5. Alan ve kız arkadaşı atların olduğu haraya sevişmek için geliyorlar. Alan önce atların olduğu bir yerde sevişmek istemiyor. Kız ısrar edince içeri giriyor. Ve karşılıklı soyunuyorlar. Yani sadece Radcliffe değil, kız da soyunuyor çırılçıplak. Sevişmeye başlıyorlar, ama işte atların varlığı oğlanı rahatsız ediyor. Önce kızı kovuyor sonra da atların gözlerini oyuyor.

6. Radcliffe’in performansı cidden çok iyiydi. Sadece soyunduğu için değil. Baştan sona arıza bir karakteri inandırıcı oynadığı için.

7. Çok merak edene: Evet, Radcliffe’in cinsel organı tamamen ortadaydı. Ve hayır, oyun öyle tansiyonlu bir noktadaydı ki, "sahnede bir ünlü soyundu, incelemek lazım" merakı kimselerde yoktu.

8. Meraklı olan da vardı elbet. Yanımdaki 70’lik sanatsever teyze oyun boyunca elinden düşürmediği dürbününü bu sahnede hiç elinden bırakmadı. Santim santim Radcliffe’in vücudunu ezberledi diyebilirim.

Filmi de var

Daniel Radcliffe’in soyunmasıyla yankı bulan oyun aslında konusuyla, metniyle çıktıktan sonra epey düşündürüyor insanı.

Bu oyunun bir de sinema versiyonu varmış.

Denk gelirseniz izleyin derim. 1977 yapımı, Sidney Lumet’nin yönettiği filmde Richard Burton ve Peter Firth oynuyormuş.
Yazarın Tüm Yazıları