Paylaş
Annem hariç tabii...
Lakin geçtiğimiz günlerde duvara tosladım.
Reklamcı bir arkadaşıma WhatsApp’tan yazdım.
Baktım WhatsApp’ı yok, kullanmıyor.
Mecburen aradım.
“Sana ulaşamadım, WhatsApp’ın da pert! Hayrola?” diye.
“Evet” dedi, “Kapattım, çünkü iş sebebiyle eklendiğim bin tane WhatsApp grubundan bunaldım.
Ayrıca WhatsApp hepimizi tembelleştirdi. Bana ulaşmak isteyen arasın diye düşündüm.”
Bir an durdum, yapabilir miyim bunu diye...
Son kararım: Asla!
Telefonla konuşmak daha uzun geliyor çünkü.
WhatsApp onca çılgın iletişim trafiğine rağmen daha rahat.
Ama yeni cool da bu galiba, WhatsApp’ı kapatıp “Bana eski usul mesajla ya da aramayla ulaşın” demek, diyebilmek...
Şehrin en cool kadınları nerede toplandı?
Beşiktaş İskelesi’nin dibindeki Shangri-La Oteli’nin içinde
konuşlanmış Shang
Palace, aslında İstanbul’un neredeyse tek orijinal Çin-Kanton mutfağı yemeklerine sahip.
Mekan ambiyansı da tam oralar.
Ortaya karışık bir dekorasyon yok.
Hatta yemek aralarında “gong” bile çalıyorlar, pek hoş.
Gel gör ki Shang Palace, Çin Kanton mutfağına düşkün müdavimlerinin arada bir gelmesi dışında şehrin unutulmuş mekanlardan biri.
Oysa Londra’daki Park Chinois gibi sükseli bir mekan olabilirdi burası.
İşin içine biraz müzik ve şık kalabalık katılabilirse...
İşte önceki gece o şık kalabalık vardı Shang Palace içinde.
Üstelik fazla fazla:
Rezzan Benardete, Burcu Esmersoy, Derin Mermerci, Ahu Yağtu, Özge Ulusoy, Belçim Bilgin, Hande Ataizi, Seda Domaniç...
Şehrin en cool kadınları oradaydı.
Ayrıca moda tasarımcıları, şehrin çok gezip gören insanları...
Herkes Tolga Sezgin’in şahane davetiyle, yeni yıl yemeğinde buluşmuştu Shang Palace’ta.
Ve çoğunluğun dilinde aynı cümle vardı:
“Burası aslında ne güzel bir yer.”
Evet gerçekten de öyle.
Shang Palace’ın bu cümleyi her gün kurdurması gerekiyor.
Benden söylemesi...
Tolga’nın davetinden notlar
◊ En uzun konuştuğum Belçim Bilgin’di. Çünkü o da bitkileri çok seviyormuş!
Artık çoğunlukla İstanbul’daymış Belçim.
◊ Hande Ataizi’yle düğün mekanı üzerine konuştuk.
Hâlâ neresi olacağı konusunda kararsızmış.
Müstakbel eşi Dinç Aydoğdu da oradaydı.
Herkes Hande’yle sohbet ettiği için “damat” ortama yabancı kalmış gibiydi.
Siyah jean ve siyah tişörtle davete geldiği için de şık şıkırdım ortama fazla “rock’n roll” kalmıştı.
◊ Burcu Esmersoy bana yeni açılan mekanları sordu.
Sanırım onu yakında İstanbul sosyal hayatında daha sık göreceğiz...
Fena tonlama: Evlilik şartı!
Cem Yılmaz ve Defne Samyeli’nin barıştığı iddiası ortaya atıldı.
Kimisi “yalan” diyor, kimisi “doğru”.
Aslında barışıp barışmadıkları filan değil, haberlerde geçen şu fena tonlama ilgilendiriyor beni:
“Defne Samyeli’nin Cem Yılmaz’ı evlilik şartıyla affettiği” tonlaması...
Bir kadını bu kadar küçük düşüren bir şey olamaz herhalde.
Evlilik şartı ne kadar ayıp bir şey!
Belki farkında olmadan kullanılıyor bu haber dili ama artık vazgeçmek lazım.
Hem de bir an önce.
Paylaş