Canım, biz çok mutlu ve aşırı uyumluyuz, ya sen?

Metrobüste balık istifi giderken yine bir taciz vakası mı yaşandı?
Sokakta mutsuz insan görmekten içiniz mi şişti?
Yağan yağmura, açan güneşe, sersem sersem gezen arıya bile tahammülünüz artık yok mu?
O zaman açın Instagram’ın aşırı mutlu çiftlerinin profillerini.
Hepsi öyle bir mutluluk vaat ediyorlar ki, inanılmaz!
Belki bu kez de aşırı mutluluk pompalamasından içiniz şişer, bilemiyorum. Ama ben bu Instagram çiftlerine bir süredir kafayı takmış durumdayım.
Cilalı Kardashian devrinin temsilcisi onlar.
Bu alanda takipçi sayısı hayli yüksek üç yerli çift var. Simge-Saim Kılıç, Canan-Volkan Çetin ve Zeynep-Alkan Zor.
Hepsinin ortak özelliği mutluluklarını hep benzer şekilde taçlandırmaları:
Aynı renklerle kombinlenmiş marka kıyafetler giyip moda çekimi tadında poz vermek!

Öyle ki Kılıç ve Çetin çifti bu işin bir numarası.
Küçük çocuklarını da katıyorlar işin içine.
Bir gün yeşil bir gün mavi, artık o gün gardırop tanrısı ne verdiyse, uyumun dibine dibine vuruyorlar.
Fotoğraf altlarına da genelde “kem gözlere şiş” misali hep aynı tatta yazılar döşeniliyor.
Mesela Çetin çifti bu konuda coşmuş durumda.
Sürekli mutluluk tanımı yapmaktan sonunda depresyona girecekler diye endişeleniyorum! Bakınız serotonin salgılatıcı birkaç gıcık örnek: “Mutlu bir aile erken bir cennettir.”
“Mutlu olmak her şeye sahip olmak değil, sahip olduğun kadarını her şey yapabilmektir.”
“Mutlu bir hayat yaşamak istiyorsanız hayatınızı bir amaca bağlayın, kişilere veya eşyalara değil.”

“KOCİŞİM NORMAL STANDARTLARDA ALMAZ!”

Elbette bu çiftleri asla şöyle tipleri kaymış, gözleri çapaklı ya da yorgun görmeniz mümkün değil.
Onlar hep gülüyor, güzel kıyafet giyiyor, iyi yerlerde tatil yapıyor ve anı yaşıyorlar.
Mesela Zeynep-Alkan Zor çifti.
Geçenlerde Zeynep Hanım havalimanında çektirdikleri bir pozun altına şöyle yazdı:
“Canım baklava çekerse kocacım beni Gaziantep’e götürür.”
Sonra bir baktık, “kociş” (Zeynep Hanım öyle diyor, ben değil), gerçekten de tepsi tepsi baklavalar aldığı Antep pozuyla karısını mutluluktan mest etmiş.
Zeynep Hanım durumu şöyle özetlemiş:
“Canım ne zaman bir şey çekse normal standartlarda alamıyor kocişim.”
Diyeceksiniz ki: Kıl mısın yani bu mutlu çiftlere, memlekette o kadar mutsuz/birbirini döven/söven çift varken bunlar güzel örnekler değil mi?
Görüntü güzel ama bir noktadan sonra gerçek değil.
Çok proje. Çok steril.
Çok “benim yaşam tarzım on numara, seninki eksi bir” diyen bir mutluluk gösterişi.
Ve çok fazla Instagram pozu için yaşama hali.
Gel gör ki müşteri, yani takipçi bu çokluğu istiyor, arzuluyor.
Bu çiftler eğer gecekonduda yaşıyor olsa ve o kıyafetler, o lüks mekanlar olmasa emin olun kimse onları dikkate almaz, takip bile etmezdi.

Bu çiftin tavrı çok pırlanta

Bir de herkesin gözü önünde bir çift olduğu halde sosyal medyasında hiç fotoğraf paylaşmayanlar var.
Barış Arduç-Gupse Özay çifti gibi mesela.
Hatta geçenlerde bu çifte sormuşlar, “Neden beraber çekilmiş fotoğraflarınızı hiç paylaşmıyorsunuz?” diye.
Barış Arduç da, “Sosyal medyayı genelde işle ilgili kullanıyoruz. İşle aşkı karıştırmıyoruz” yanıtını vermiş.
En doğru karar. Herkesin kendi isteğiyle hayatına dair ne varsa ortaya döktüğü şu dünyada Barış ve Gupse’nin tavrı hayli biricik hayli pırlanta...

Bugünlerin en sosyal çifti

Bir de sosyal çiftler var ya.
Ya çok sıkı arkadaştırlar ve beraber sosyalleşmekten zevk aldıkları için her yere beraber giderler.
Ya da ortak bir amaç uğruna bir araya gelmişlerdir ve bir süre sonra bir bakarsın her yerde beraber boy gösterirler.
İkinci seçenek için bugünlerde en popüler örnek Demet Şener ve avukatı Aslı Hatemi.
En son Kansersiz Yaşam Derneği’nin davetine de beraber gitmişler.
Uzun bir süre en çok konuşulan sosyal çift onlar olacak.
Çünkü bu çift ayaklı sır kütüphanesi!
Malum boşanma davasına dair tüm sırlar ikisinde...
O yüzden herkes, komik ama, onların konuşmalarına kulak kabartıyormuş davetlerde.
Kabartanlardan birinin söylediği de şu mesela: Demet Şener, kocasıyla beraber olan öteki kadının işadamı babasını bile aramış, “Sizin kızınız var ya, bıdı bıdı...” diye.
Tam ne konuşulduğu ise sır. Kulak kabartanlar hep yarım dinliyor ne yazık ki!

Bu ikilinin tutmasının sırrı

Bugün pazar kafası böyle, anladınız: ‘Çift kafası’ndan ilerliyoruz...
Son çiftimiz müzikal işbirlikleri vesilesiyle çok konuşulan, an itibarıyla “Cevapsız Çınlama” adlı şarkıları YouTube’da 86 milyon kez tıklanmış Aleyna Tilki ve Emrah Karaduman.
Peki bu şarkı neden bu kadar tuttu?
Aslında işin sırrı daha önce tutmuş bir başka Emrah Karaduman şarkısında:
Hadise’nin “Prenses”i.
İki şarkının da nakaratının yürüyüşü/formülü birbirine akraba. Peş peşe bir dinleyin...
“Prenses” çok tutunca onun ruh eşi bu şarkıyı yaparak işini garantiye almış Karaduman. Sonuç ortada: Bol tık.

Mersin notu

Biz bugün Mersin’deyiz...
Biz dediğim, Hürriyet’in yöneticileri ve yazarları.
Yazın Aydın’a gitmiştik, şimdi sırada Mersin var.
Mersin’in tarihini, yemeklerini ve sosyal hayatını keşfe çıkacağız.
İzlenimleri hafta içi yazacağım.