Paylaş
Denizli’nin -son dönem yapılan kazılardan alabora olmuş- en bilindik caddesinde yürüyorum. Gece saat 11 civarı filan. Hedef, Keyif adlı mekan.
Bu arada: Ne çok Keyif adında mekan var Anadolu’da, onu fark ediyorum.
Tamam, Keyif’te gördüklerimi anlatıyorum, az sabır...
Keyif’in sahnesinde bir erkek şarkıcı var, hop hop şarkıları söylüyor (“eller havaya” şarkıları demekten sıkıldım da).
şarkıcı coşmayan seyirciyi ara sıra tehdit ediyor, “Hadi alkışlayın” diyor, “Bakın programım bitmek üzere, coşun biraz”.
Mesela gözleriyle beni yakalıyor, “Hadi alkış” diyor yine sadece gözleriyle.
Oysa alkışlamak ne kelime, öylece duruyorum, uzaylı gibiyim.
Neyse şarkıcı abimiz programını bitiriyor. Sahnedeki plazma ekranda moda kanallarından biri dönmeye başlıyor! Oysa daha saat 12’ye bile gelmemiş, neden bu kadar erken biter ki program?
Meğer Keyif’in bir de diskosu varmış, yan tarafında hemen.
Ve az sonra sahneye Zeynep Dizdar çıkacakmış.
Orada neler oluyor acaba diyerek içeri dalıyorum.
İşte olanlar: Bir yerde sahne var. şarkıcının çıkacağı hayli büyük bir sahne.
Bir başka köşede dj kabini var, müşterilere tepeden bakan DJ kabinlerinden...
İki tane de direk var. Ve bu direklerin kafesimsi balkonu.
Dansçılar çıkıp dans etsin diye yapılmış. Ya da cesareti olan, alkolü fazla yuvarlayan amatör dansçı da hevesini oradan cümle alame göstersin diye...
Ve kitle... ıçeride yok yok... Ağır abi görünümlüsü var. şişe açtırmış, etrafı kesiyor. Kadınlar var, baş başa gelmiş kimisi. Çok güzel eğleniyorlar.
Aslında ürkekler ama cesur görünmeye çalışıyorlar, benim gözlemim.
Ve hepsinin arasında bir tane türbanlı kız var, dans ediyor.
Öyle deliler gibi kaptırmış değil, ama gayet ritimli, kendine göre eğleniyor.
Yanındaki kız arkadaşları türbanlı değil, onların başları açık.
Ne yalan söylemeli hoşuma gidiyor. ıstanbul’da mesela, böyle bir şey olmaz.
Türbanlı biri gelip diskoda dans etmez.
Dans etse bile herkes şöyle bir bakar herhalde. Yanılıyor muyum?
Burada ise benden başka bakan yok...
LOKAL EĞLENCESİ...
İşi gereği ıstanbul’dan Denizli’ye yerleşmiş birkaç kişiyle konuşuyorum. Buradaki dernek kültüründen ve bu kültürden doğan eğlence anlayışından bahsediyorlar.
Neredeyse her konunun bir derneği varmış burada.
Ve bu derneklerin de birer içkili lokali...
Kısacası, herkes kendi klanını oluşturmuş, kendi aralarında görüşüp eğleniyor lokallerinde.
Benim gittiğim dernek lokallerinden biri Gazeteciler Lokali’ydi.
Sıradan bir yer bekliyordum. Ama bayağı sıkı bir rock bar çıktı burası...
Sahnede amatör bir rock grubu, Türkçe rock şarkıları söylüyordu.
Üstelik ruhu vardı bu lokalin, içinde de gayet güzel insanları. Eğlenmeyi, şarkılara eşlik etmesini bilmeleri bakımından...
Lokalin bulunduğu bina öyle eski bir binaydı ki... Bu eski dokunun en hoş yanı ortada kocaman bir soba olmasıydı.
GECENİN SONUNDA BARON YA DA PAPİRÜS’E...
Peki Denizli gençliği geceyi nerede sonlandırıyor?
Papirüs ya da Baron’da. Önce Baron’a uğruyorum.
Ormana karşı lüks villaların konuşlandığı Denizli’nin hayli zengin bir mevkisinde Baron denen mekan.
İki katlı, çiftlik evi gibi, büyük bir yer. Ben girdiğimde içerisi coşmuş, kendinden geçmişti. Güney kıyılarındaki diskolara benzettim burayı.
Marmaris’in diskolarına özellikle. ıki-üç tane kız çıkmış, mekanın dansçıları besbellli, özel şov kıyafetleriyle filan milleti gaza getiriyor.
Gaza gelen ahali de halinden memnun, kimse kimseyle ilgilenmeden kaptırmış dans ediyor.
Ama ortam ne kadar aydınlık yarabbi! Bu kadar aydınlık disko mu olur arkadaşlar?
Papirüs de hemen hemen Baron gibi. Farkı, ıstanbul’dan bol bol konuk ağırlaması. Mesela en son DJ Hüseyin Karadayı gelmiş, anlata anlata bitiremiyorlar. şimdi Demet Akalın gelecekmiş, onu bekliyorlar.
SIR WINSTON TEA BULUŞMA NOKTASI...
Buranın da var tabii, “sosyalleşme ve buluşma noktası olan” bir AVM’si: Forum Çamlık. Kaynaşma merkezi ise üst kattaki Sir Winston Tea.
İnsanlar bir mekanı kendi taleplerine göre çaktırmadan değiştiriyorlar aslında. Burası iyi bir örnek. Yoksa giderek volümü artan bir müziğin, çay odaklı bir markanın çatısı altında en çok içki tüketilmesinin başka nasıl bir açıklaması olabilir ki?
Sonuç? Gece hayatı hakkında daha önce iyi-kötü-ortalama bir şey duymadığım Denizli beni şaşırtıyor.
Hem diskodaki türbanlısıyla hem de “herhalde pek bir şey yoktur” dememe rağmen gidecek birbirinden farklı mekan bulmam dolayısıyla...
Her yerde olduğu gibi burada da gençler daha fazlasına aç, hevesli.
Bu kadarıyla yetinmeyecekleri de gün gibi ortada...
YARIN
Türkiye Nasıl Eğleni-yor’da son durak Eskişehir...
Ve yazı dizisine gelen olumlu-olumsuz mailler...
Paylaş