Bugün böyle

Dışardan bakıyorum. Kirlenen göle, gün batımında eğlenen/sıkı para harcayan gençlere, zeytin ağaçlarının ölüm fermanına ve Alaçatı müdavimlerinin şikayetlerine... Bugün böyle.

Haberin Devamı

* BAFA GÖLÜ’NÜN YANINDAN GEÇERKEN...
Gördüğüm manzara ürkütücü.
Gölün rengi kirlilikten değişmek üzere.
Söke Ovası’ndan hemen önce Bafa Gölü.
Eski halini bilenlerden değilim. Ama Milas’lı bir tanıdığın anlattıkları masal gibi: “O kadar güzeldi ki, ne balıklar çıkardı, yerdik çocukluğumuzda. Şimdi bitti gitti.”
Gölün yanından geçtiğimizin ertesi günü gazetelerin Ege eklerinde küçük bir haber:

Bugün böyle

“Bafa Gölü’ndeki kirlilik için insan zinciri...”
Bafa Gölü’nü Kurtarma ve Yaşatma Platformu tarafından yapılmış etkinlik. Son bir umutla gölü kurtarmak istiyorlar.
Kirliliğin sona erdirilmesini talep ediyor, onca koruma sıfatı olan bir gölün neden korunamadığını sorguluyorlar.
Haberdeki fotoğraflardan birinde çok acı bir pankart:
“Bafa Gölü’nde yüzerdik.”
Çok değil, bir-iki yıl sonra gölün yanından geçerken bu kez, korkarım manzara daha da ürkütücü olacak.
Maviden eser kalmayacak.

* O PLAJDA GÜNEŞİ BATIRIRKEN...
Her şey çok güzeldi. Böyle bir gün batımını en son Mykonos’ta izlemiştim. Uzun uzun, ağır ağır...
Üstelik şanslıydım, bu plajdaki ortam Mykonos’u aratmayan türdendi.
Oranın meşhur Nammos’u gibi, akşamüstü dört buçuk gibi başlayan eğlence akşam dokuzu bulduğunda ancak sona erdi.
Kimse kimseyi süzmedi, hır gür çıkmadı, herkes kendi halinde, üstelik neredeyse dip dibe, müthiş bir enerjiyle dans etti.
Yine Nammos’tan kalma bir alışkanlıkla keçeli kalemlerle birbirlerinin bedenine yazılar/sloganlar yazdılar.
Bu yazılarla tam gün batımında denize girip birbirleriyle şakalaştılar.
Herkes çok genç, çok dinamikti.
Ayrıca bayağı sıkı para harcıyorlardı.
21 kişilik bir grup genç mesela, gözümün önünde 18 bin liralık hesap ödedi.
Pos makinesiyle bir çekimde bu parayı ödemeleri mümkün olmadığından hesabı ödemeleri uzun sürdü.
Orası neresi mi? Adres veriyorum:
Burası bu yazın en popüler plajı, Ovacık’taki Before Sunset.
Ve bu plaj sayesinde midir bilinmez ama bugünlerde herkes Ovacık tarafında arazi alma derdinde.
Umarım oralar da imara açılmaz, kendi halinde kalır, umarım.

Bugün böyle

* ZEYTİN AĞAÇLARINA BAKARKEN...
Aklıma o yasa tasarısı geliyor ister istemez.
25 dönümden küçük zeytinliklerde maden ve enerji yatırımlarına izin veren yasa tasarısı...
Doğruya doğru, Ege’de fink atarken zeytin ağaçlarıyla durmadan burun buruna gelmesem belki de bu yasa tasarısı haberleri o kadar ilgimi çekmeyecekti.
Ama ağaçlarla karşı karşıya gelince, onlara dokununca, gölgesinde bezmelere doyamayınca değerini anlıyorsun...
Tasarının dördüncü maddesine tepki büyük.
Çünkü esas amacın zeytinlikleri madenlere, enerji yatırımlarına, nükleer santrallere, konut ve AVM inşaat alanlarına açmak, bu alanları TOKİ’ye tahsis etmek olduğu belirtiliyor.
Ve deniliyor ki, “Tasarıya göre 25 dönümden küçük zeytinlikler sıradan arazi kabul edilecek. Ülkemizde zeytinliklerin ortalama büyüklüğü 10 dönüm olduğuna göre, zeytinliklerin çok büyük bir bölümü sökülecek. Bu kanun tasarısı zeytinciliğin ölüm fermanıdır.”

* ALAÇATI SOKAKLARINDA DOLAŞIRKEN...
Alaçatı’ya en az 10 yıl önce yerleşmişlerin, yani burayı çok önceden keşfetmiş/sevmiş olanların hayal kırıklığıyla karşılaşıyorum sürekli:
“Bitti buralar.”
“Bitti” diye kestirip atmalarının nedeni artık Alaçatı’nın çok kalabalık olması, köyün giderek genişlemesi.
Bu tespiti biraz haksız buluyor ve diyorum ki, “Ama sadece bir-iki ay böyle”...
Aralarında artık Alaçatı’dan gitmek isteyenler de olmuş.
Onlardan biri mesela, meşhur Su’dan restoranın sahibesi Leyla Tabrizi.
Alaçatı sokaklarına astığı afişte bu durumu zaten şöyle özetliyor Tabrizi:
“Herkes Su’dan buradan gitti, kapandı dedi. Evet, gitmeyi düşündük, ama yine buradayız.”
Tabrizi, “Başka bir yere gitmeyi çok düşündüm, ama bu güzel bahçeyi bırakamadım” diyordu Su’dan Hayat’taki ağaçların altında kahvaltı yaptığım saatlerde.
Yeri gelmişken, kahvaltısı çok özenli ve farklı Su’dan’ın.
O klişe deyimle, şöyle söyleyeyim: Yolunuz düşerse mutlaka...

Yazarın Tüm Yazıları