Serhat Hacıpaşalıoğlu bir ay önce arayıp "Liselerarası bir müzik yarışması var, jüri üyeliği yapar mısın?" diye sorduğunda henüz bahsettiği yarışmaya pek de vakıf değildim.
Ne zaman ki yarışma günü geldi çattı (cumartesi öğle vakti) ve Bostancı Gösteri Merkezi’ne sürüklendim apar topar.
Meğer KASDAV liselerarası müzik yarışması bu yıl 11. kez düzenleniyormuş.
Ve liseli gençler arasında adeta Grammy muamelesi görüyormuş KASDAV.
İnternet forumlarında gençler katılanları/sonuçları tartışıyor, okullarında yıl boyu yarışma için hazırlanıyormuş.
Açıkçası, 37 okulun finale kalması nedeniyle yaklaşık altı-yedi saat sürecek yarışmanın ilk dakikalarında biraz korktum.
O kadar saat birbirinin benzeri şeyler dinleyip kahrolursak diye.
Ama hiç de öyle olmadı, liseli gençlerin potansiyeli hepimizi şaşırttı, hepsi inanılmazdı.
Mesela Fatin Rüştü Zorlu Lisesi’ninsolisti Serkan Oktay. Hem salondaki liselileri hem de diğer jüridaş Ayşe Özyılmazel’le beni şahane coşturdu.
Hem de neyi söyleyerek? Ağrı Dağı’nın Eteğinde türküsünün rock versiyonunu.
Üstelik Ağrı Dağı’na Deep Purple’ın klasik şarkısı Smoke On Water’ın introsunu da katmışlardı, süperdi.
(Beyaz’a öneri: Bu cuma gecesi programına bu başarılı arkadaşları çıkar, şovları mükemmel).
Katılan 37 lise arasından -benim nazarımda tabii- sahnede en çok sivrilen diğerleri ise şunlardı: Özel Alman Lisesi (vokaldeki arkadaş sesiyle çok iyi oynadı), Kadıköy Güzel Sanatlar (kostümleri iyiydi), Beşiktaş Atatürk Anadolu ve Kandilli Kız Lisesi.
Reebok, Orkid gibi sponsorlarla yapılan bu yarışma keşke Türkiye çapında yapılabilse. Diğer liselerin de seslerini duyabilsek.
Çünkü o gün gördük ki liseli olmak demek, sadece ÖSS sınavına hazırlanıp durmak demek değil.
Liseli acayip müzik de yapıyor şov da. Üstelik dertleri gelip geçici şöhret değil. Ciddi ciddi bu işe asılmak, bu işle varolmak.
O yüzden KASDAV’a daha çok destek verilmeli, çünkü liselilerin enerjisi müthiş, görülmeye değer.
Sıkça sorulan sorular
n "Yarın eşimin evlilik yıldönümü. Onu Boğaz manzaralı bir yere götürmek istiyorum. Öneriniz var mı?" İlk önereceğim restoran Gümüşsuyu’nda açılan Topaz. Manzarası var, servisi muhteşem, ama yemekleri öyle klasik değil. Her ay yabancı bir aşçı geldiği için değişiyor mönü. O yüzden sürprizlere hazırlıklı olun. Galatasaray’daki 360 diyeceğim, ama orada da her masadan Boğaz’ı göremezsin. En iyisi Leb-i Derya. 360’ın iki adım ötesi. Ama yok, ben Beyoğlu’na girmem diyorsan, paraya kıyın Vogue’a gidin. Ya da Ortaköy’deki Radisson SAS Oteli içindeki Zuma’ya. Nefis uzakdoğu yemekleri yersiniz. Manzara da var.
n "Yurtdışından gelen müşterim için hem restoran hem de gece kulübü arıyorum. Neresi olmalı?" Misafirinizi önce Al-Jamal’e götürün. Yabancılar bayılıyor oraya. Çünkü ortam otantik, yemekler Ortadoğu mutfağı, müzikler pop oryantal ve en önemlisi ilerleyen saatlerde dansöz çıkıyor. Bir taşla iki kuş yani, hem yemek hem de eğlence. Oradan sonra Reina’ya ya da Blackk’e götürülebilir. Söz konusu yabancı zat hálá eğlence istiyorsa değişiklik olsun diye Scotch’a bir bakın, oradan da Harbiye’deki Love’a. Daha ne olsun?
Fikri takip
n "Takside Taciz" yazısından üç-dört gün sonra yazıda sözünü ettiğim taksici tutuklandı. Arnavutköy Polis Karakolu’na gidip şikayette bulunan arkadaşım taksiciyi bizzat teşhis etti. Yani bu tür şikayetler sonuca ulaşıyor, çekinmeden şikayetçi olun derim. "Kadındır, mutlaka yapılan tacizi hakedecek bir kıyafet giymiş ya da ona göre davranmıştır" mantığını gütmeyip olayı takip edip sonuçlandıran Arnavutköy Karakolu’na da ayrıca tebrikler tabii.
n Diş Hekimi Mehmet Çavdaroğlu’nun Nupera’nın kapısında güvenlik görevlileri tarafından sözlü hakaret ve darpa uğradığı iddiasını taşımıştık köşeye. Haliyle Nupera’cılara yanıt hakkı doğmuştu. Onlar da hem açıklamalarını hem de kapı girişini gösteren kamera kayıtlarını gönderdiler. Açıklamada özetle şöyle deniliyor: "Kamera kayıtlarından, Nupera ve Redbull ekibinin ifadelerinden sonra yapılan tespit şudur: Çavdaroğlu’nun Nupera’ya geldiği esnada içeri alınmamasından dolayı ekibimize karşı darbe içerikli saldırgan, kışkırtıcı hareketler ve söylemlerde bulunduğu, ekibimiz tarafından ise bu saldırıya hiçbir şekilde karşılık verilmediğidir. Misafirlerimizin arabaları ile gelmemeleri durumunda içeri alınmadıkları yönündeki bilginin de gerçek dışı olduğunu belirtmek isteriz".
Nupera’nın açıklaması sonrası kamera görüntülerini izledim dedektif gibi. Benim vardığım sonuç da şu oldu:
1. Ses kaydı olmadığı için söylenenler duyulmuyor haliyle, dolayısıyla kimin kimi önce tahrik ettiği belli değil.
2. Sarışın Redbull görevlisinin Çavdaroğlu’nun kolundan tutup içeri almak istemesiyle bir karmaşa yaşanıyor. Ve bu karmaşa da tam kapı girişinde oluyor. Kamera sadece sokağı çektiği için orada tam olarak ne olup bittiğini görmek, kimin ne yaptığına vakıf olmak pek mümkün olmuyor.
3. Yani sonuç: Ben arada kaldım ve olayı hálá çözemedim demek oluyor.