Boşuna kandırmaya çalışmasınlar

Fazıl Say, Katar’daki orkestranın son anda eserini çalmamasını “Türk elçiliğinin kulisi” olarak açıklamıştı. Bu iddia tartışılırken karşı bir iddia bana ulaştı: “Aslında telif ücreti yüksek olduğu için eser çalınmamış.” Peki Say bu iddiaya ne dedi? Yanıtı bu yazıda...

Haberin Devamı

Çarşamba günkü Fazıl Say’ın diplomatları yazımdan sonra bir mail geldi.
Say’ın İstanbul Senfonisi adlı eserini çalmayan, programından son anda çıkaran Katar’daki orkestrayla ilgili...
Hatırlatayım: Say, bu konuyu Cumhuriyet Gazetesi’ndeki yazısında dile getirmiş ve Katar’daki Türk elçiliğinin kulisiyle eserinin repertuvardan çıkarıldığını iddia etmişti.
Bana Pulat Tacar tarafından gönderilen mail ise tam aksini iddia ediyor ve Say’ı suçluyordu. Elbette bu dedikoduyu Say’a sordum.
Ama önce o mail, sonra Fazıl Say’ın yanıtı...

İŞTE O İDDİA

“Katar’da orkestranın çalmayı düşündüğü İstanbul Senfonisi’nin programa alınmamasının sebebi, Fazıl Say’ın talep ettiği yüksek telif ücretiymiş.
Katar orkestrasını yönetenler ve icracılar Avrupalı. Tabii piyasayı da iyi biliyorlar...
Türkiye’nin Katar Büyükelçisi’nin hükümet talimatıyla eserin çaldırılmasını engellediği iddiası tamamen gerçek dışı. Zaten bu yönde bir girişim olsaymış, orkestranın idarecileri bunu reddedermiş.”

VE FAZIL SAY’IN YANITI

“Külliyen yalan! Çünkü ben zaten telif almıyorum.
Kendim çalmayacaktım o konserde, sadece eserim çalınacaktı.
Eseriniz çalındığı zaman Schott Yayınevi nota kirası olarak birkaç yüz Euro alıyor. Zaten orkestra son 70 yılda bestelenmiş tüm eserlere verdiği telifi veriyor.
İstanbul Senfonisi’ni bugüne kadar 70 orkestra çaldı.
Bütçesi çok dar Slovenya’daki orkestra bile...
Katar’da orkestrayı yönetecek olan Rengim Gökmen hiç parası olmayan Eskişehir Şehir Orkestrası’na bile notayı kiraladı.
Dediğim gibi, İstanbul Senfonisi’nin çalındığı gün bana düşen telif ücreti hep aynıdır uluslararası telif havuzunda. Cüzi miktarda bir eser telifi... Keza şef Rengim Gökmen de bunun böyle olduğunu söylüyor. Başka türlüsü mümkün değil.
En ilginci ise şu: Senfoninin çalınması için gerekli olan ney, kanun ve kudümü icra edecek sanatçılara, konser olmadığı halde ücretlerini sözleşme gereği peşin verdi Katar Orkestrası.
Yani boşuna kandırmaya çalışmasınlar.”

Pazar raporu

Haberin Devamı

DİKKATİMİ ÇEKENLER

* Athena’nın Parçalanıyoruz şarkısına çektiği klip... Zikire bulanmış rock mı desem yoksa bir gece yarısı orman ayini mi? İzlenesi olduğu kesin.
* Nükhet Duru’nun Aşkın N Hali adlı yeni albümü...
Farklı bestecilere/dönemlere ait, kısacası eski-yeni tanıdık şarkıları yeniden yorumlamış Nükhet Duru. Favorim, Şebnem Ferah’ın Gözlerimin Etrafındaki Çizgiler’i.
* Sıradan hayatlarını çok şahaneymiş gibi Periscope’tan canlı yayınlayanlar. Peki Periscope’ta ne zaman canlı sevişme izleyeceğiz? Esas korkum şudur: Ya birileri intiharını filan canlı yayınlarsa? Ve o sırada insanlar kalpleri bir bir sıralarsa ekrana? Dijital röntgenin sonu yokuş aşağı bebeğim.

Haberin Devamı

ANLAMSIZ GELENLER

* Oktay Kaynarca’nın Gezi üzerine söylediği, söylemediği, dahası “Öyle bir şey demedim” diye altını çizdiği her şey...
* Tükenmişlik sendromundan muzdarip olup memleketi terk eden Meryem Uzerli’nin, ertelenen dizisi/yazılamayan senaryosu yüzünden sonunda bizi ve sabrımızı tüketmesi...
* Meyra’nın son albüm kapağındaki imaj fotoğrafıyla fena halde Gülşen’e benzemesi...
* Galatasaray kalecisi Eray İşcan’ın antrenman sahasına lüks marka aracını sokması... Araçtan inen minik köpeği ve kız arkadaşıyla birlikte bir de selfie yapması... Caner-Asena Erkin çifti bile böylesini akıl edememişti. Genç sevgilileri kutluyor, haftaya sahanın ortasında parti yapalım diyorum.

Haberin Devamı

The Misshapes neden delirdi

New York’lu meşhur grup The Misshapes hafta içi H&M’in Bağdat Caddesi’ndeki mağazasının açılışına geldi ve performans sergiledi.
Akşam ise Soho House’da eğlenmeye gitti.
Olay bundan sonra başlıyor:
Bir ara grubun güzel DJ’i (aynı zamanda model) Leigh Lezark, Soho House’un açık hava restoranı Mandolin’e çıkmış ve Balat manzarasını fotoğraflamaya başlamış.
Garsonların “Lütfen fotoğraf çekmeyin, yasak” uyarısıyla karşılaşınca Bayan Lezark delirmiş ve garsonlarla tartışmış, “Ben manzarayı çekiyorum, burayı değil” diyerek...
Sonra garsonlar özür dilemiş, olay yatışmış.

Yazarın Tüm Yazıları