Hiç öyle "havalar çok sıcak, bunalıyorum/ölüyorum/bitiyorum yarabbi" diye şikayet etmeyin. Çünkü şu dünyada daha sıcak, daha boğucu havaların olduğu yerler var. Bakınız, Tayland.
Hafta sonunda oradaydım ve Tayland’ın nemi neredeyse içime işledi: Odalarda rutubetliyim, viraneyim... (Büyük usta/Sen çok yaşa!)
Başlıkta da buyurduğumuz gibi, burası bir K harfi ülkesi. K harfiyle bir alıp veremediğiniz varsa Tayland’a gitmemenizi rica edeceğim. Çünkü en çok kullanılan kelimelerinde Thai dilinin, K var.
Bizzat "evet"in karşılığı "Ka".
"Teşekkür ederim" demek, "Kaptınka" demek.
Bir de bu K’ları uzatıyorlar, şarkı gibi: Kaaa falan oluyor. Üzerine bir de gülümsüyor Taylandlılar, sürekli, mütemadiyen. Memnunlar hayatlarından sanki, asık suratlı kimse pek az.
Takdir edersiniz ki bir Türk için buna alışmak pek kolay değil. İnsan ister istemez arıza çıkarmak, "Hadi yaaa" diye bağırmak istiyor.
Malum bu ülke, yaşı geçkin batılı işadamlarının yaşları hayli küçük tay gibi Tayland kızlarıyla aşna fişne olaylarına girdiği bir yer aynı zamanda.
Ama bu konuda tedbirler alınmaya başlanmış.
Artık tüm kulüpler, barlar gece 01.00’de kapanıyormuş. Amaç, 12-18 yaş arasındakilerin fuhuştan elini eteğini çekmek. Ne kadar işe yaradığı tartışılır tabii.
Gözümle gördüm bir barlar sokağında: Avrupalı birkaç adamın kucaklarında gezinmekteydi küçük Thai kızları. Gerçi bunların yaşlarını tahmin etmek de mümkün değil. Çünkü boyları kısa ve yüzleri de bebeksi olduğu için çoğu Thai kadınının, "Taş çatlasa şudur yaşı" tahminleriniz çoğu zaman boş çıkabiliyor.
á Abartmadan söylüyorum: Barlar sokağından geçerken Thai kızları neredeyse tüm erkeklere asılıyorlar. Kendi barlarına çekmeye çalışıyorlar, resmen ablukaya alıyorlar. Acayip bir dişi rekabet söz konusu yani, öyle böyle değil. İnsana Brad Pitt muamelesi yapıyor Thai kızları, dikkat!
á Gece hayatı 01.00 dolaylarında bittiği için yemek çok erken yeniyor tabii. 19.30 gibi yemeğe oturuyor herkes. Akabinde ya barlara akılıyor ya da hoop gece pazarına. Evet, gece pazarı diye bir adet var burada.
Gündüzleri sıcak diye herhalde geceleri yapılıyor tüm alışverişler. Bu gece pazarlarında yok yok, Bangkok’taki mesela çok büyük. Sahte/orijinal her türlü mal satılıyor.
á Alışveriş demişken Bangkok’a gidenlere esas tavsiyem MBK diye bir alışveriş merkezi. Yeri çok kolay, haritadan hemen bulursunuz. Bu altı katlı merkezde çok ucuz her şey. Elektronikten tutun da ayakkabı ve kozmetiğe kadar... İçerisi vızır vızır kalabalık tabii, katlanabilirseniz.
á K harfi ülkesinden ilk izlenimler böyle. Tabii ki devamı var, hemen kurtulmanız olanaksız. Yazacağız nitekim, kaaaa!
Ajda bizi diskoya götür
Ajda Pekkan’ın Harbiye Açıkhava Tiyatrosu’nda konserinin olmayışı haliyle fanlarını meraklandırıyordu. "Niye yok, neden yok?" diye spekülasyonlar yapılıyordu.
Öğrendim ki, Ajda Pekkan Ağustos ayında sahne alacakmış Harbiye’de. Üstelik bambaşka bir konseptle...
Sahneye ülkenin en iyi dj’leri eşliğinde çıkacakmış Ajda.
Ve şimdiye kadar gece kulüplerini sallamış tüm dans şarkılarını dj’ler eşliğinde "yeni versiyon" söyleyecekmiş.
Doğrusu bu konsepte sevindim/bayıldım.
Şahsen Ajda’nın konserlerindeki çorba repertuvar birazyoruyordu beni (ya sizi/gidi?).
Bir afilli pop şarkısı, bir tutam arya, bir alaturka namesi derken kafalar karışıyordu nitekim.
Biliyorum çok seviyor Ajda Pekkan alaturkayı, acayip haz alıyor söylemekten.
Ama pop ona daha çok yakışıyor. O yüzden bu yeni konser konsepti şahane. Gönül bir de ister ki, Ajda disko topunun içinden çıksın bu konsere (her ne kadar bu Madonna’dan apart bir fikir olsa da, olsun diyorum: Ajda’da başka durur bu koreografi).