Paylaş
En cool’umuz bile gecenin ilerleyen dakikalarında artık dayanamaz ve bar sahnesindeki şarkıcıya istek şarkısını iletir ya, “N’olur bu şarkıyı söyleyin, çok seviyorum” diye.
Bu istek de ona benziyordu. Gel gör ki, okuru tabii ki kıracak değilim.
O yüzden bugün “özlenen” bir sosyal hayat yazısı yazmaya çalışacağım, ama nasıl?
Çünkü epeydir akşamları sosyal hayata çok fazla karışmıyorum.
Karıştığım anda da sıkılıyor, eve kaçıyorum.
Varsa yoksa akşamüstü.
Hatta bazen gündüz.
Çünkü arkadaş grubum “gündüzcü” olmaya başladı.
Evet, dışarı çıkmayı sevenler okul çocuklarının “sabahçı ve öğlenci” olması gibi zaman zaman ikiye ayrılabiliyor, “gündüzcüler ve gececiler”.
Çünkü gündüz çıkınca haliyle geceye dermanın kalmıyor.
O da ayrı bir mevzu...
ORTAK MEKÂNLAR
Hem gündüzcülerin hem gececilerin ortak popüler mekânları da var.
Misal: Bebek Balıkçı ve Da Mario.
Gündüz ya da gece, her saat bir şekilde iki mekân da kalabalık oluyor.
Üstelik Da Mario’ya yeni nesil de gitmeye başlamış. Nedenini hiç anlamasam da...
Da Mario demişken, aynı sokaktaki yeni mekân Arkestra fiyatlarıyla konuşuluyor.
Nereye gitsem aynı muhabbet, “Fiyatları çok pahalı” deniliyor.
En son İzmirli bir arkadaşım 10 kişilik masada 70 bin lira hesap ödediklerini söylüyordu.
Elbette “Yuh artık” şeklindeki olağan tepkilerden bir demet sundum kendisine.
“Adisyon enstalasyonu” yapmamışlar ama...
Bilmeyen için adisyon enstalasyonu:
Uçuk bir fiyata sahip faturanın fotoğrafını çekip sosyal medya koymak.
FINANCIAL TIMES DÜNYASI
Yeni bir “gündüzcü” olarak epeydir gitmediğim yerlere de bu vesileyle gitmeye başladım.
Mesela Gina.
Kanyon’da varlığını unuttuğumuz bu İtalyan restoranı, meğer öğle vakitleri bir kısmının The Economist, kalan kısmının ise Financial Times abonesi olduğunu düşündüğüm bambaşka bir “iş dünyası” kalabalığıyla dolup taşıyormuş.
O zaman pekâlâ şunu diyebiliriz:
Pandemi zamanı “Artık biter” diye öngörülen iş yemekleri coşarak geri dönmüş.
Zaten o dönem yapılan radikal değişim analizlerine karşı hep mesafeliydim.
Sonuçta şu oldu:
Biraz Zoom üzerinden biraz da yüz yüze iş yemeği toplantısı.
Hibrit bir çözüm bulundu.
ARKASI ÇARŞAMBA
“Gececilere” inat bir gündüz vampiri olarak gezintilerim devam edecek.
Ama hepsi bugün değil, diziler gibi yazıları bölüm bölüm yazmaya karar verdim.
Çarşamba çay saatinde görüşürüz.
Paylaş