Mango’nun sonbahar kış defilesi için Four Seasons Oteli’ndeyim.
Defile izlemeyi, teşhir edilen kıyafetler hakkında ileri geri konuşmayı, hatta defile müziklerini bile severim. Hele farklı bir şov hazırlanmışsa o zaman daha tadından yenmez olur defile. Gel gör ki Mango defilesine iki dakika katlanabildim. Çünkü içeride acayip bir kalabalık vardı. Kimin nereye oturacağı belli değildi. Baktım, çocuğuyla bile gelen var defileye! Bazı kokteyl teyzeleri de kapmış çoktan sandalyeleri. Yani ortam, düğün kalabalığına taş çıkartacak denli fena. Hadi boşver dedim; ayakta, sıkış tıkış da olsa izlemeli. Ama yok, hiçbir şey görünmüyor bulunduğum yerden. Teyzelere “kalkın” diyecek halim de yok. Bilinçaltına “hamile ve yaşlılara yer verrr” terbiyesi kodlanmış, hayatta olmaz. Sonunda sıkıldım ve dışarı çıktım. Bahçeye kurulan küre ekrandan izledim defileyi. Meğer bahçe daha eğlenceliymiş. Çok geçmeden borsacı Can Ateş ve sevgilisi Selin Ortaçlı’yı gördüm. “ıkiz/birbiriyle kombine/bir elmanın öteki stil yarısı çiftler” akımından etkilenmiş olacaklar ki; iki sevgili birbirlerini renk açısından tamamlayıp davete katılmışlar. Nasıl mı? Can Ateş kiremit rengi bir pantolon giymiş, Selin Hanım ise aynı renk tonunda bir çanta ve ayakkabıyla “çift kombinasyonu”na uyum sağlamış. Sevgililerin, karı-kocaların bu “kıyafette de birbirimizi tamamlıyoruz” şeklindeki zoraki halleri bana çok antipatik geliyor. Neden o kırmızı pantolon giydi diye kırmızı çantanı yanına almak zorundasın ki? Ya canın başka renkte bir çanta çekiyorsa? Sıkıcı değil mi yani, sevgiliyle uyumlu olsun diye kendini kısıtlamak? Bir ara ıbrahim-Demet Kutluay çiftinde bu takıntı vardı. Sanırım onlar da Beckham çiftine özenmişlerdi. Ya da Brad-Angelina’ya... Kim olursa olsun işte, “bir olma” halini bu kadar teşhir etme hali çok Oya-Bora, çok Pet Shop Boys...
Kenan coştu bir kere
Kenan Doğulu’nun Kuruçeşme Arena konserine ikinci yarıda gittim. Tıka basa doluydu Arena. Lounge’a çıktık, orası da öyle. Koca bir bar gibiydi Arena, istisnasız herkes şarkılara eşlik edip dans ediyordu. Konser sonrası Kenan Sortie’ye gitti. Çünkü Ozan Doğulu dj’lik yapıyordu. Orada da ricaları kırmayıp dj kabininin tepesine çıktı, dans etti. Kenan’ın şöyle bir durumu var: Sanki en yakın arkadaşınız oluverecekmiş gibi bir enerji yayıyor etrafa. Bu kendiliğinden avantaj sayesinde kimse kasılmıyor, eğleniyor. Bu yüzden naçizane tavsiye: Kenan, şu soğuk Rütbeni Bilicen yerine hemen yeni şarkılardan bir başkasını kliple bence.
Bir şekilde: IN / OUT
Sivaslı Tülin şahin OUT. Cemil ıpekçi’nin yeni erkek arkadaşı Sivaslı Ender Polat IN. Sakallı Aydın OUT, erkek arkadaşıyla mutlu mesut görüntüler veren Bulgaristan’ın en ünlü şarkıcılarından (karga sesli değil), bir tür “sakallı Seda Sayan” görünümündeki aşırı frapan Azis IN (videolarına ısrarla bakınız internetten). 3G’ye geçen telefon OUT, 2G’li telefon mecburen IN (çünkü 3G’ye geçtiğimden beri telefonum bazı yerlerde çekmiyor, o malum çubuk gün içinde durmadan azalıyor çoğalıyor. Hal böyle olunca çoğu zaman bana ulaşılamıyor). Resimli roman OUT, fotoğraflı ıclal Aydın kitabı IN. Denizde tek başına açılmak OUT, her türlü açılıma ailece destek vermek IN. Son klibindeki safari şapkasıyla karizma yoksunu bir görüntü verip üstüne de “Benden ve Tarkan’dan başka star yok” diyebilen Mustafa Sandal OUT, ilk başta mütevazı gibi görünen “Bu Böyle” şarkısıyla bu yaz yavaş yavaş devleşen Sertab Erener ise IN.