Bir ağustos tatilinin ardından

Sabah saat 7 buçuk suları...

Haberin Devamı

Gözleri çapaktan daha tam açılmamış üç arkadaş koştur koştur Bodrum Cruise Port’a gelmişiz, ama heyhat, yanlış yerdeyiz.
Meğer bizim Kos feribotu buradan değil, Bodrum Kalesi’nin oradaki limandan kalkıyormuş.
Şansa taksi buluyor ve aynı koştur tempoda kaleye varıyoruz.
Orada da çılgın bir kalabalık var.
“Daha durun” diyorum arkadaşlarıma, “Bunun bir de Kos’ta pasaport sırası var”.
Hedef, Patmos adası.
Ve Kos’ta iner inmez Patmos feribotuna binmek için -yine- limanın öbür ucuna koşturmak zorundayız.
Çünkü Patmos feribotu aynı yerden kalkmıyor.
Bodrum-Kos feribotuna biniyoruz ama feribot olduğu yerde duruyor.
Meğer feribota kaçak binen bir Suriyeli yakalanmış, o nedenle 45 dakika rötarlıyız.
Artık Patmos feribotuna yetişme olasılığımız yüzde 1 filan. Ama işte hayat hep Merkür retrosu değil.
Kos’a inince feribotumuzun kaptanı şöyle bir bilgi veriyor:
Patmos biletinizi gösterirseniz, pasaport sırasında sizi öne alırlar.
Öyle de oluyor.
Yüzlerce kişinin arasından çat diye öne alınıyoruz ve limanın öbür ucundaki Patmos feribotuna yetişiyoruz.
SONRA NE OLDU?
Peki tüm bu çılgın koşturmaya değiyor mu? Evet.
Çünkü:
◊ Son dakika gitmeye karar verdiğimiz için Booking’ten rastgele bulduğumuz otel, yani Patmos Little Suites gayet tatlı, odaları zevkli ve stil döşenmiş bir yer çıktı. Üstelik bu küçük otelin işletmesini beraber üstlenen 75 yaşındaki Stefanos ve kızı Anna çok yardımsever ve kibardı.
◊ Bilinen bir şey ama tekrarlamalı: Tüm plajlara herhangi bir giriş ücreti vermeden girilebiliyordu. Sadece şezlong istersek ona ücret ödüyorduk.
Dahası: Kur farkına rağmen tüm yiyip içtiklerimizi üçe böldüğümüzde kişi başı düşen fiyat, bizim restoranlardaki hesaplara göre hâlâ ucuz kalıyordu.
◊ Aynı anda şu ikisini yaşamak mümkün oldu: Hem sakin bir tatil yapmak hem de sabaha kadar eğlencenin içine karışmak... Her yıl 15 Ağustos’ta yapılan Meryem Ana’nın Göğe Kabulü bayramına, yani Panagia Geranou festivaline denk gelmek de işin bal kaymak yanı oldu.
◊ Patmos’a geçen yıl da gelmiştim, ama hiç bu kadar kalabalık görmemiştim. Bu kez Türk turist yoğunluğu yerine adada İtalyanlar daha fazlaydı. Malum ağustos tatilleri dolayısıyla...

Haberin Devamı

Patmos magazini

Haberin Devamı

◊ Türkler’in favori otellerinden Patmos Aktis’in çok sevdiğim geleneksel bir ‘tavern’i var: Plefsis. İşte orada Tuba Ünsal, şef Fatih Tutak, Anim markasının kurucusu Mina Dilber ve yönetmen Cem Karcı’yla karşılaştık.
◊ Aktis’in müdürü Theodoros Terzopoulos’la da sohbet ettik.
Aktis, Marriott markası The Luxury Collection’ın bünyesine girmiş.
Bu nedenle yenilenip oda sayısını artırarak önümüzdeki sezon yeniden açılacakmış.
◊ Adadaki Türklerle karşılaşıp ayaküstü sohbet ettikçe fark ettiğim bir şey oldu. Genelde üç aşağı beş yukarı şöyle cümleler havada uçuşuyor.
Tekneyle geldiğinin altını çizmek isteyenler daha ilk cümlede şöyle diyor:
“Biz tekneyle geldik, siz?”
İlk kez adaya gelmiş olanlar daha sen bir şey sormadan taşkın bir heyecanla restoran ve rezervasyon tavsiyesine başlıyor, “Çok acayip bir yere gittik” diyerek...
Bir de kaç gün kalacağını merak edenler var. Onların ilk sorusu da şu oluyor:
“E dönüş ne zaman?”
◊ Ve not: Patmos tavsiyelerini 21 Temmuz’da yazmıştım. İsteyen o yazıya bakabilir.

Son bir şey

Haberin Devamı

Bir de Samos üzerinden dönüş hikâyesi var.
O da cumaya artık...

Yazarın Tüm Yazıları