Paylaş
Oturdum, Gezgin’in sahte hamilelik sürecini paylaştığı tüm videolarını izledim.
Bergüzar Korel’e iki açıdan sitemim var:
* Bu berbat videoları izlemek zorunda bıraktığı için...
* Ve bu kadar sıkıcı bir tepki gösterdiği için...
Aslında olay basit.
Her şeyin bir alıcısı var. Mükremin Gezgin bir videosunda kendisi de söylemiş zaten:
“Bana burada kötü yorumlar yazıyorsunuz ama sokağa çıktığımda yürüyemiyorum. Hepiniz fotoğraf çektirmek, sarılıp öpmek istiyorsunuz.”
Bergüzar Korel’in tepkisinin bir kısmı da o sarılıp öpenlere:
“Buna gülen, sayfasında paylaşan hesaplara da yazıklar olsun. Hepiniz beğeni ve takipçi delisi olmuşsunuz.”
BİR TÜR İNTİKAM ALMA ŞEKLİ
Atlanan ayrıntı ise şu:
Hayranlık ya da günümüzdeki versiyonuyla takipçilik müessesesi her açıdan riyakârdır.
Sokakta ünlü insan
görülür, fotoğraf çektirilir, sayfada paylaşılır, altına şahane sözler yazılır ama fotoğraf çekildikten iki dakika sonra o ünlü hakkında bin tane dedikodu yapılır; “Bacakları da çarpıkmış, hiç göründüğü gibi değilmiş, ağzı yamukmuş” diye diye...
Bu Bergüzar Korel için de böyle, Mükremin Gezgin için de böyle. Değişmez.
Çünkü hayranlık ya da birinin takipçisi olmak denilen şey, günümüzde artık bir intikam alma şekli.
Mükremin Gezgin’in takipçisi, kendisinin yapmaya asla cesaret edemeyeceği şeyleri yapıp “rezil olduğunu” düşündüğü için onu takip ediyor.
Rezil olduğunu gördükçe rahatlıyor aslında.
“Şu haline bak” diyor ve ona acıyor, acıdıkça daha fazla izliyor.
Bir yandan gizli gizli eğleniyor da...
Bergüzar Korel’in takipçisi ise bu kadar düzgün bir hayata sahip olduğu için onu bile isteye hançerleyip üstüne üstüne gitmek istiyor. Onu yaraladıkça da mutlu oluyor.
Hatırlayın; Korel bir dönem “Ne zaman görsem hamilesin ha ha, artık durmayı düşünüyor musun?”, “Bir kız doğuramadın, çok şükür becerdin” gibi zalim yorumlara maruz kaldığını açıklamıştı.
Dolayısıyla Korel ve fenomen Mükremin’in fark etmedikleri ortak bir noktası var.
Her ikisi de, çıkış noktaları farklı olsa da, intikam duygularının kurbanı.
Saçma sorulara ciddi yanıtlar
Günün bir diğer talihsiz algoritmik keşfi: Uzman klinik psikolog ve yazar Esra Ezmeci.
Malum, algoritma böyle bir şey. Benzer şeylere bakıp okuyunca karşına aynı kategoriden başka şeyleri çıkarıyor. Tam bir gayya kuyusu.
Ezmeci sık sık televizyon programlarına çıkıyormuş ve kadınlarda dişil enerjiyi yükseltmek için verdiği tuzlu su önerisi ve çapalama yöntemiyle popüler olmuş.
Şimdilerde ise Instagram hesabında takipçilerinin sorduğu ultra Müge Anlı ve rahmetli Haydar Dümen karışımı sorular ve onlara verdiği yanıtlarla konuşuluyor.
Mesela bir takipçi soruyor Ezmeci’ye: “Kocam ince kadın çorabı giyiyor. Hep kaçıyor çoraplarım. Böyle üşümüyormuş.”
Aslında bu soru filan değil. Belli ki dalga geçiyor biri. Ezmeci ise ciddi ciddi şu yanıtı veriyor:
“İnce çoraplar insanı üşütür. Siz yine de eşinizin diğer hareketlerine bakarak takipte kalın.”
Bir başka takipçi sorusu:
“Kocam iki eltimle de ilişki yaşamış. ‘Çocuklar benim mi?’ demiş. Abilerine söyleyeyim mi?”
Bu da bildiğin komedi. Ama Ezmeci yine über ciddi:
“Bu durumu önce eşinizle halledin. Sonuçta iki eltinizle de ilişki yaşadıysa ve çocukların ondan olup olmadığını merak ediyorsa bunun sonucunda neler olacağını da biliyordur.”
Ne diyeyim; asıl sorunlarımızı unuttuk
(ya da unutmak istiyoruz) ve hepimiz toptan deliriyoruz galiba...
Paylaş