Bennu Gerede ve Deniz Berdan’la Zeytinburnu’nda piknik yaptık

Hayatında pikniğe çıkmamış Türk var mıdır?

Haberin Devamı

Çizgili pijamalı ya da pijamasız, mangallı ya da mangalsız.
Pazar günü ya da cumartesi günü.
Piknik, pikniktir. Ve bence gayet şahane bir sosyalleşme tekniğidir.
Gerçi pazarları ailecek yapılan o pikniklerin depresif bir yanı da vardır.
Habire yenilir, içilir; ama kimse kimseyle tam anlamıyla sohbet etmez, yine kalın duvarlar vardır; yine ve yine.
Bir dönem “piknikçiler”, Avrupai bir köşe yazarı tarafından acımasızca eleştirilmişti, hatırlarsınız.
Özellikle de Atatürk Havalimanı’na giden yolun kenarındakiler...
Yaktıkları mangaldan yayılan et kokusundan tutun da çimlere öbek öbek yayılmalarına kadar “piknikçi halk”ın varlığı fena halde gündeme gelmişti o zaman.
Ama ne oldu, unutuldu gitti.
Piknikçiler yine orada. Değişen bir şey yok.
Peki kuzum nereden çıktı şimdi bu piknik hadisesi?
şuradan: Kafamda epeydir bir “piknik talk show” yapmak vardı.
Hayır, televizyona değil, buraya, yani köşeye.
Birbirinden farklı ünlü isimleri yaşadıkları kozadan çıkarıp pikniğe götürmek, kamusal alanda hep beraber sosyalleşmek, bir yandan da konuşmak, konuşmak, konuşmak...
ışte ilk piknik talk show’unu (evet sanırım devamı gelecek, hoşuma gitti bu iş) Bennu Gerede ve Deniz Berdan’la yaptım.
Bir cumartesi öğleden sonra bu iki sıra dışı kadınla buluştuk ve Zeytinburnu sahil yoluna doğru yola çıktık.
Yani o çok eleştirilen, burun kıvrılan “piknikçi halk”ın tam göbeğine...
Peki neler oldu, neler konuşuldu?
“Halkımız” Bennu ve Deniz’i bağrına bastı mı?
Buyrun, başlıyoruz...

Haberin Devamı

ÇıZGıLı PıJAMA ETNıK KÜLTÜRÜMÜZÜ YANSITIYOR

? En son ne zaman piknik yapmıştınız? Ve nasıl geçmişti?
DENıZ: Motor sporları yaptığım dönemde, Bursa Rallisi öncesi antrenman esnasında nefis piknikler yapmıştık.
BENNU: En son geçen yıl Belgrad Ormanı’nda en yakın arkadaşım ve çocuklarımızla beraber piknik yaptık.
? Zeytinburnu’ndaki bu piknik alanını nasıl buldunuz? ınsanları, çevreyi...
DENıZ: Çok beğendim. ınsanların nefes alabileceği, rahatlayabileceği bir ortam olmuş. Ama küçük bir eksiği var, çöp kutuları çok az.
BENNU: Tahmininden daha temiz ve medeni. Denize yakın olması da iyi.
? Piknik kültürü denen şey bizde “çizgili pijama/mangal/top oynayan çocuklar”dan ibaret ya. Elinizde olsa bu kültüre nasıl bir katkıda bulunmak, nasıl bir yön vermek isterdiniz?
DENıZ:  Özenti olmayan, tamamen etnik kültürümüzü yansıttığına inandığım çizgili pijamalı, mangallı, toplu, hatta salıncaklı görüntüleri de çok seviyorum.
Neticede bu kültürümüzün bir parçası ve etnik kökenimize sahip çıkarak bundan faydalanmaya bakmak yerine, utanılacak bir şeymiş gibi aşağılayanları ve bundan utananları kınıyorum.
Eminim Junya Wattanabe Türk olsaydı piknik kültürümüzden esinlenerek şahane bir koleksiyon, Takashi Murakami ise karakteristik animeler çıkarırdı!
BENNU: Bizim çevreden insanlar gelip buranın tadını çıkarsa harika olurdu! Böylece “halkımızla”, yani kültürümüzden insanlarla iç içe olup interaktif bir paylaşımda bulunabilirlerdi.

Haberin Devamı

ESKı SEVGıLı VE
KOCAYLA PıKNığE
ÇIKMAK?
? Bennu, maaile yani tüm eski sevgililerin (Koray, Ahmet), kocan Cem, annen ve çocuklarla pikniğe çıktığını düşün. Nasıl olurdu? “Aman tanrım” mı derdin yoksa “süper bir şey” mi?
Enteresan bir deneyim olurdu. Ama galiba biraz hayali bir şey bu!

ÖZEL YAşAMINI TV şOVUNA DÖNÜşTÜRMEK?
? Deniz, eğlenceli bir aile yaşamın var gibi görünüyor.
Addams Family diyoruz ya, onlar gibisiniz. Bu yaşamın TV’den yansıtılması teklifini alsan yanıtın ne olurdu? Osbourne’lar gibi...
Para kazanacaksak neden olmasın? Tabii evde kameraman istemezdim. Blogda yaptığım gibi el kamerasıyla çekebilirdim ama.

Bir pikniğin anatomisi

? Bennu piknik yerine Volvo marka cipiyle, Deniz Berdan ise siyah Navigator Lincoln arabasıyla geldi. Buluşma noktamız olan Nişantaşı’ndan Zeytinburnu’na gelmek kolay olmadı. Yoğun trafikten dolayı tam bir saat sürdü piknik alanına ulaşmamız.
? Bennu’nun yanında kocası Cem Büyükhanlı ve 2.5 yaşındaki sempati yumağı çocuğu Kai de vardı. Fotoğraflarda Cem’i göremiyorsunuz, çünkü kendisi piknik alanına gelir gelmez ortadan kayboldu. Sonra da birdenbire çıktı geldi.
Kendi halinde takıldı yani Cem.
? Hemen arkamızda kadınların ağırlıkta olduğu bir grup piknik yapıyordu.
Çaylarını demlemişler, sohbete dalmışlar, filan. Az ötede ise o kadınlardan birinin kocası olduğunu tahmin ettiğim bir adam mangalda et pişiriyordu.
Bu grup önce merak içinde Bennu ve Deniz’e baktılar, ama sonra hiç ilgilenmediler bile.
? Deniz vazgeçemediği çizgili taytlarıyla çizgili pijama giyilen piknik konseptine yeni bir bakış açısı getirmiş oldu.
Piknik yapan diğer gruplar özellikle bu tayttan gözlerini alamadılar.
? Bizim piknik masamız piknik yapan diğer gruplara göre hayli kokoştu.
Kırmızı, pötikareli piknik örtümüz, özenle hazırlanmış somonlu, sebzeli, peynirli atıştırmalıklarımız ve beyaz şarabımız!
Bu kokoş piknik masasını elbette ben hazırlamadım.
Son dakikada Roka Catering imdadıma yetişti, her şeyi onlar hazırladı özene bezene. Sağ olsunlar varolsunlar.
? Gel gör ki piknik masamız Deniz’e yetmedi, mangal yapan adamın yanına gidip etlerle yakından ilgilendi bir ara. Pişmekte olan etleri yelleyip durdu.
? Deniz’in oğlu Can, piknik alanındaki mangallardan çıkan dumanları görünce hayli şaşırdı ve şöyle dedi, “Anne yangın mı var?”
Deniz oğluna durumu sakin bir şekilde açıkladı. Sonra da bize dönüp “E görmedi çocuk tabii hiç böyle bir şey” diyerek güldü.
? Böyle bir yerde piknik yapmak demek aynı zamanda spor yapmak da demek!
Yani öyleymiş, biz de o gün öğrendik.
Açık hava usulü fitness aletlerini çok seven Bennu ve Deniz, herhalde o günkü antrenman sayesinde bir beş kilo daha verdiler anında.
? Ve çalgıcılar! Bir ara tepemize bir zurnacı bir de davulcu dikildi. Kulaklarımızı patlatırcasına dibimizde çaldılar ve çaldılar. Dizi çekiyoruz filan zannettiler galiba. Para verince de gittiler.
Ha bir de somonlu mini burgerlerden ikram ettik, afiyetle yediler.

Yazarın Tüm Yazıları