Paylaş
Burnundan kıl aldırmayan, kendini beğenmiş ve soğuk bir tavrı var. Ama bu hali yapmacık değil.
Onu hissediyor, rahatsız olmuyorsun.
Hatta ve hatta bu tavrı ona yakıştırıyorsun.
Kim bu bahsettiğim zat-ı muhterem?
Adı (ya da sahne seslenişi) Ramadan. Elektro pop tarzındaki ilk albümü “Hazır mısın”la müzik dünyasına girmişti.
Şimdi ikinci albümü “Diskotek”le yeniden huzurlarımızda.
Kendisini şöyle de özetleyebiliriz: Hande Yener’in bir dönem “Apayrı” ve “Nasıl Delirdim” albümlerinde yapmaya çalıştığı müziğin daha synth pop ve sağlam olanını kotarıyor Ramadan.
Ve gayet istikrarlı, yalpalamadan ilerliyor bildiği elektro yolda.
Cumartesi gecesi Ramadan’ın İKSV Salon’da verdiği konserin sonlarına yetiştim. “Nasıl olsa geç başlar” mantığıyla.
Meğer burada konserler 22.30’da başlarmış hep. Saniye sektirmeden.
Bu muhteşem Alman disiplininden ötürü İKSV’yi kutlamam lazım.
Konsere geç gittim ama Ramadan’ın pek sevdiğim 7/24 şarkısını dinleyebildim. Ve ayrıca yeni şarkısı “Diskotek”i de...
Diskotek de hemen dile dolanıyor ve dans ettiriyor.
Amma velakin şarkının nakaratında yer alan “Ben tekim sen teksin, bir de diskotek” şeklindeki sözler önce İzel’in “Bir sen bir ben bir de bebek”ini sonra da ister istemez Melek Yargıcı’yı anımsatıyor.
“Melek Yargıcı ne alaka yavrucum?” diyeni esefle kınar ve hemen YouTube’dan “Melek alkol sınırı aştı” diyerek verilen efsanevi magazin haberini arayıp bulmanızı öneririm.
Yargıcı’nın haber boyunca “Bennn tekim!” diyerek sayıkladığı bu videoyu bir ileri bir geri sarmak suretiyle remiksleyerek izlemeniz ayrıca tavsiye olunur tabii... Öyle daha bir güzel oluyor.
Nerede neyle dans ettim?
Ramadan’ın “Diskotek”ini İKSV Salon’da dinledikten sonra cumartesi gecesi bir sürü mekan dolaştım ve hepsinde de dans ettim.
Peki en çok hangi şarkılarla dans ettim? Ve etrafımdaki o güzel kitle “Türkler dans etmez, ancak salınır” klişesini yıkabilmiş miydi?
İşte mini raporum:
? BIRD... Maroon 5’ın “Moves Like Jagger”ı ve Lykke Li’nin “I Follow Rivers”ı çaldığında dans ettim.
Etrafımdakiler de dans ediyordu. Salınmıyorlardı yani.
“Keşke salınsalardı” diye içimden geçmedi değil.
Çünkü yanı başımdaki hatun kontrolsüz bir şekilde dans ettiği için uzun kumral saçları yüzümü yalayıp yalayıp durdu.
Neyse ki yeni şampuanlamış, güzel kokuyordu saçları.
? NU PERA... Allahım burada da Maroon 5’ın “Moves Like Jagger”ı çaldı! Yine dans ettim. Anlaşıldığı üzere en sevilen ve dans edilen yabancı hit hâlâ bu...
Lakin burada dans eden kitle daha azdı. Olduğu yerde salınan ve birbiriyle bakışma seremonisi içine giren kitle çoğunluktaydı.
? BUBBLE... The Hall’un kardeşi Bubble’da neyse ki Moves Like Jagger çalmadı. Onun yerine Madonna’nın “Celebration”ını dinledim. Ama dans etmedim.
Çünkü bir dönem şehirdeki kadınların doğum günü partilerine sıkça çağırdığı ünlü dansçı Mario’nun a-acayip figürlerle bezeli dansına bakakalmakla meşguldüm.
Okan ve RTÜK
Cumartesi günü ortalık RTÜK’ün Okan Bayülgen’in programına verdiği iki haftalık çok acayip ve çok büyük ceza ile çalkalandı.
Okan, pazartesi (yani bugün) cezanın tam içeriğini öğreneceklerini söyledi.
tv8 ise kendilerine gelen bir ceza olmadığını söyleyip temkinli davrandı.
Bu satırları yazarken durum belirsiz yani.
Ama eğer bu abartılı ceza gerçekse ve Okan iki hafta program yapamayacaksa, sözlük sitelerinde kendisine binlerce imzayla önerildiği gibi internet üzerinden yayına devam etmeli Okan.
Susmamalı yani.
Paylaş