Barış Manço’nun eski ‘Hayır’ı ve takside olanlar

Radyo kanallarından biri bağır çağır açık. Programcı, Barış Manço’nun ölüm yıldönümü sebebiyle sadece onun şarkılarını çalıyor.
Dinleyiciden de istek alıyormuş.
Tam o sırada dinleyicilerden birinin “Hayır” şarkısını istediğini söylüyor programcı.
Malum, bu şarkı referandum nedeniyle bir anda yeniden popüler oldu.
Dizelerinde geçen “Hayır hayır, yüz bin kere hayır, inanmıyorum sana” sözlerinden dolayı. Programcı diyor ki:
“Biz o toplara girmeyelim şimdi, bu şarkı yerine size başka bir Barış Manço şarkısı çalsak olmaz mı?”
Taksici, sanki şarkıyı isteyen dinleyiciymiş gibi programcıya verip veriştirmeye başlıyor, “Bak bak, nasıl da korktu!” diye.
Böyle yani, referanduma doğru giderken sosyal hayatın içinden evet-hayır ikilemleri, coşmaları. Minik bir enstantane.

Başka türlü cesaretler lazım

Hülya Avşar, Günay’daki programı sırasında giydiği kıyafetin çok konuşulması üzerine şöyle demiş:
“Bir sonraki konserde daha açığını göreceksiniz. Cesur yüreğim ben!”
Çok güzel, iyi hoş, ama artık başka türlü cesaretlere ihtiyacımız var.
Daha alt metni olan cesaretler mesela.
Mesela çırılçıplak çık sahneye, bir şeyi protesto et değil mi?
Yoksa “daha da açık kıyafet” pek kimsenin umurunda değil artık.

Şehirde en son ne oldu 

◊ SOHO HOUSE’DA TOPLANDILAR...

Çarşamba gecesi Soho House ekstra kalabalıktı.
Kulübün yaratıcısı Nick Jones, İstanbul’daki yatırımcılarıyla (Serdar Bilgili de oradaydı) yemek yedikten sonra diğer kulüp üyeleriyle beraber ikinci katta sahne alan Bora Uzer’i dinledi, dans etti.
Bir ara Nick Jones’un yanına gidip sordum, “Türkiye’deki ekonomik gidişat ve terör olaylarını burada iş yapan bir yabancı olarak nasıl yorumluyorsun?” diye.
Jones “Ben umutluyum, her şeyin iyi olacağına inanıyorum ve inan yurtdışındaki birçok insan da İstanbul’u hâlâ ilgi çekici buluyor” dedi.
Ayrıca Soho House’la ilgili “Kapanacakmış” iddialarını da kesin bir dille yalanladı Jones. “İstanbul bizim için çok önemli” diyerek...

◊ ANA DAMAR: KADIN GRUPLARI

Çarşamba gecesi dikkatimi çeken bir şey daha: Bence İstanbul gece hayatı ekonomisi kadınlara çok şey borçlu!
Çünkü kadın kadına gezen, yemek yiyen gruplar inanılmaz çoğaldı.
Çarşamba gecesi de hem Nişantaşı Must’ta hem Soho House’da kadın gruplarının hakimiyeti vardı.

Facebook’ta ölüm ilanı

Ne zaman Facebook’u açsam, profillerden birinde mutlaka şöyle bir yazıyla karşılaşıyorum:
“Canım halamı kaybettim, cenazesi şu camide...”
“Sevgili teyzemi yitirdik, cenazesine gelmek isteyen için duyuru yapacağım.”
Meğer Facebook kendiliğinden vefat ilanı görevi görmeye başlamış.
Geçenlerde bir arkadaşımın annesi de eşinin cenazesini oradan duyurdu.
Algıların keskinliği çok acayip:
Instagram’da, Twitter’da böyle duyurular asla yapılmıyor.
Instagram daha gezme tozma, Twitter daha politik, Snapchat daha fırlama, Facebook ise daha yaşlı. Her sosyal medyaya ayrı muamele yani.