Atıklarınızı yanınızda götürün

Ayşen Hanım özetle diyor ki, “Çöplerin toplanması kadar bırakılmamalarına da özen göstermeliyiz.
Orman ve sahiller için yapılması gereken ‘Burada çöp toplama sistemi yoktur, atıklarınızı yanınızda götürün’ mesajını yaymak olmalı.”
Doğru, ama sanırım esas sorunumuz çöp atanların bu mesajı bir anda içselleştirebileceğine inanmayışımız.
Hatta bu konuda neredeyse umutsuz olmamız.
Bu yüzden çöpleri toplamak herkese daha hızlı ve pratik bir çözüm gibi geliyor.
Ama uzun vadede, toplanan çöplerin yerine tekrar yenilerinin atılacağını düşünürsek aslında tam bir kısırdöngüyü yaşıyoruz.
Ayşen Hanım bu nedenle haklı.

Yaramaz bir çocuk gibi

Çöp meselesi öyle tuhaf bir şey ki...
Seyir halindeki arabadan yola bir şey atanları mutlaka görmüşsünüzdür.
Ya da en aklı başında sandığınız arkadaşınızın bile suyunu içtikten sonra pet şişeyi ormanın bir köşesinde bırakıverdiğini...
Unutuyor, farkında değil, görmüyor; neyse ne. Bizim kültürümüzde yaşadığımız evin içi pırıl pırıldır, temizlikler asla aksatılmaz, ama dışarıya çıkınca iş değişir.
Yaramaz bir çocuk gibi her yeri pisletmeyi kendimizde hak görürüz.
Bu bir anda değişir mi?
Belki bir nesil sonra.

Haftada 1500 kişi

Yunanistan 5 Ağustos tarihli açıklamasıyla artık havayolu ve karayoluyla Türkleri almaya başlayacağını açıkladı. Çift aşıyla, negatif PCR testiyle, vesaire...
Esas ilginç olan haftada sadece 1500 kişiyi kabul edeceklerini belirtmeleri.
Peki bilet alıp gidecekler 1500 kişilik kümenin içinde olup olmadığını nasıl öğrenecek?
Sınır kapısında mı?
Pek garip bir uygulama olduğu kesin.

Bu kilimler başka

Bodrum’da görülmeye değer bir sergi açıldı:
“Artkilim” akımının öncüsü Belkıs Balpınar’ın sergisi.
Eserleri Miuccia Prada, Al Gore, World Bank ve İstanbul Modern gibi özel ve müze koleksiyonlarında yer alan Balpınar’ın Maça Kızı’ndaki 74 Escape’de açılan sergisindeki kilimler bildik kilimler gibi değil.
Yaptığı kilimleri şöyle tanımlıyor Balpınar:
“Kilim motifleri asırlar boyunca anneden kıza motif motif aktarılır.
Zaman içinde çok ufak değişikliklerle olgun bir hale gelir. Onlar üzerinde fazla değişiklik yapamazsınız. Zaman içinde bir dere ya da sahilde yuvarlanıp şekillenmiş taşlar gibi... Onlar üzerinde oynarsanız bozarsınız.
Ben bir sanatçı olarak kilim dokuma tekniğini kullanmış olmama rağmen kilim motiflerini kullanmadım. Dokunmamış bölümler bırakarak tamamen yeni bir tekstil ‘dokuma’ sanatı ürünü ortaya çıkartmaya çalışıyorum.”
Serginin 20 Ağustos’a kadar sürdüğünü hatırlatayım.