Altın Kelebek’li anılarımız oldu

33. Altın Kelebek Ödül Töreni için Hilton Convention Center’dayım.

İlerleyen dakikalarda dDf’in ortaklarından sevgili Arhan Kayarı görüyorum.

Karşılıklı tespitimiz aynı: "Bu törende her tip insan var, gerçekten inanılmaz bir şey."


Cidden öyleydi, Altın Kelebek gecesindeki insan yelpazesini başka hiçbir davette görmedim ben. Banu Alkan da vardı, Halit Kıvanç da. Kurtlar Vadisi’nden arkadaşlar da vardı, Duman grubu da.

Keremcem de vardı, Gönül Yazar da. Öyle böyle bir mozaik değil yani.

Bir ara Ahu Tuğba’nın sabah kuşağı aşkı Gökhan Bey’i bile gördüm.

İki adım ötede ise Güneri Cıvaoğlu duruyordu en Jack Nicholson haliyle.

Hani popüler kültürün tüm kadın ve erkekleri istisnasız oradaydı. Yan yana, yanak yanağa. Herkes Altın Kelebek için kanatlanıp gelmişti.

O yüzden yeniden tekrarlamak ayıp olmaz: Her kesimden ünlünün içine sindirdiği ödüllerden biri Altın Kelebek. Galiba onca senedir bu nedenle var.

Ve şimdi o geceden naçizane notlar:

Cem Davran ne zaman birini elinden ya da yanağından öpse bizi öpüyormuş gibi filan hissettik. Çünkü -doğal olarak- mikrofonu çok yakındı ağzına ve her "muck" sesiyle epey inledi salon.

Sezen Aksu ödülünü alır almaz hemen Lütfi Kırdar’a koştu. Kadir Has Üniversitesi’nin gecesinde sahne almak için.

Gülse Birsel gecenin en zarif kadınıydı. Ödül almak için sahneye çıkışından tutun da indikten sonraki ultra sempatik, salına salına yürüyüşü inanılmazdı. Öldük bittik yani. Ne de olsa zamanında İsviçre’deki leydilik okuluna gitmişti kendisi.

Ödül töreni sonrası yapılan partide Seray Sever şarkı söylemek için sahneye çağrıldı ama Seray çıkmak istemedi. Sonradan, Deniz Seki de ben de aynı dostça tavsiyede bulunduk: "Böyle sahneye çıkmazsan insanlar şarkı söyleyemediğini düşünecek." Ama inatla çıkmadı Seray.

Yine de Seray’ın mini beyaz şortunun şahane olduğunu söylemem gerek. Bacaklarını sigortalandığına değmiş.

Hem Osman Yağmurdereli hem de Türkan Şoray-Kadir İnanır ikilisinin sahneye çıktığı anlarda duygusal atmosfer zirve yaptı. Hele Türkan Şoray’ın ürkek-tatlı heyecanı, sesinden belliydi ve bir kez daha anladık işte: O hálá gönüllerimizin sultanı...

Gecenin en küfürbaz kadını Didem Erol’du. Elbisesinin (yerlerde sürünen) kuyruk kısmına yanlışlıkla basan Arhan Kayar’a gayet hiddetli bir şekilde İngilizce küfreden Didem Erol’a şaşkınlıkla bakakaldım. Birincisi, bu elbiseyi giydiysen sonucuna katlanırsın. İkincisi, karşındaki senden kibarca özür dilediği halde küfretmek niye?

Ve Okan Bayülgen. Televizyon Makinası’nın tüm elemanlarının "Genel İzleyici" tişörtü giyip sahneye fırlaması şahaneydi. Bir anda enerjimizi değiştirdiler, Engin Günaydın’ın dediği gibi, "İyiydi, çok iyi."

ONUR BAŞTÜRK’ün GÜNDEMİNİ TAKİP ETMEK İÇİN BLOG OBASTURK yazıp Turkcell 2727’ye gönderin, size de gelsin
Yazarın Tüm Yazıları