Paylaş
Diğeri Snapchat fenomeni.
Futbolcu eşi direksiyonda.
Lüks otomobilinin gazına bir basıyor, 270 kilometre hıza ulaşıyor.
Yer, İzmir-Çeşme otobanı.
Snapchat fenomeni bu gaza basılan anları takipçileriyle paylaşıyor.
Takipçiler de Roma’daki gladyatörleri izleyenler gibi:
Romalılar kan görmek istiyordu, bizimkiler fenomenlerden
mümkün olduğunca
daha çok saçmalık istiyor...
Neyse, neden dert ediyorsak bu kadar? Nasıl olsa burası “aman
bize bir şey olmaz”ların ülkesi.
En fazla küçük bir ceza öderler, hatta belki o da olmaz.
Hem boşver, ablalar star bebeğim, Beverly Hills kızı onlar...
Önemli olan o, gerisi (artık) boş.
Esmer Ajda!
Şoktayız. Ajda Pekkan’ı uzun süredir esmer görmemiştik.
Pekkan yeni klibinden bir esmer karesini önceki gün Instagram’ında paylaştı ve sarışın Ajda’ya alışanlar haliyle isyan etti. Muhafazakarlıkları tuttu.
Oysa ben esmer (peruklu) Ajda’yı sevdim.
Yenilik ona yakışıyor.
Zekice çözümler
Pazar günkü Eşcinsel Onur Yürüyüşü’ne Valilik izin vermeyince ne oldu?
Tabii ki zekice çözümler devreye girdi.
Denildi ki, “Tamam yürümüyoruz, İstiklal Caddesi’nin her köşesine dağılıyoruz.”
Ama buna da dayanamadılar, biber gazı sıkıldı yine insanların üzerine.
İkinci zeki çözüm ise İstiklal’in gökkuşağı renkleriyle boyanması oldu!
Eline boyalar alan bir grup, caddenin bir kısmına boya dökerek ortalığı rengarenk yaptı.
Apar topar onu da yıkadılar tabii.
Yine de bu yürüyüş şunu gösterdi: Zeki bir aklı herhangi bir yasak engelleyemez.
Yeni estetik anlayışı
İstanbul’da yaşayanlar Park ve Bahçeler Müdürlüğü’nün çılgın peyzajlarına uzun süredir aşina.
Özellikle yol kenarlarına yapılan “resimli peyzajlar”a.
Kimisinde Kız Kulesi’ni görüyoruz, bir başkasında spor yapan insanları filan.
Her yere bitki, çiçek, ağaç dikilmesine asla karşı değilim, hatta desteklerim.
Ama bu resimli ve maalesef zevksiz peyzajlara (klişe olacak ama) dünyanın hiçbir yerinde rastlamadım.
Üstelik her boş bulunan yere yapılıyor ve eminim dünyanın parası harcanıyor.
Her şey formül
Pazartesi günü Ahmet Hakan da eleştirdi.
Ayşe Arman’a verdiği röportajdan anlaşıldığı üzere Elif Şafak’ın yeni romanındaki aile tam bir Türkiye mozaiği. Dindar anne, laik baba, solcu oğulları ve iki arada beş derede kalan kızlarıyla...
Röportajı okurken “Her şey fazla formül olmamış mı?” diye düşünmüştüm, “Hele bu aile üzerinden yapılan metaforlar?”
Aynı günlerde Gülben Ergen’in sosyal medyada çok fazla ti’ye alınan paylaşımı geldi:
Nietzsche’nin bir sözüyle paylaşılan o meşhur semazenli klip fotoğrafı...
Bu da fazlasıyla formül duruyordu. “Şık olsun; hem ruhani hem modern algılansın” formülü...
Ama işte gözden kaçan bir şeyi herkes sosyal medyada şak diye hatırlattı:
İnancı sorgulayan söylemleriyle meşhur, hatta bu yorumları nedeniyle ateist olarak da resmedilmiş Nietzsche’yi bu formülün içine soslamak pek olmamıştı işte.
Paylaş