Abilerim, ablalarım bu görmüş olduğunuz telefon...

Milano’ya yarım saat mesafedeki Monza Pisti’ndeyim. Bir elimde (artık gözüme pek bir zavallı görünen) kendi cep telefonum, diğerinde ise "tester" niyetine elden ele dolaşan Vertu adlı cep telefonu.

"O da ne?" diyenlere, çıkan kısmın özeti: Vertu, dünyanın ilk el yapımı lüks cep telefonu. Mesela bir serisi var, Signature Diamond diye. 18 karat beyaz altın ve yarı elmas işlemeli!

Yani Vertu, sıradan bir cep telefonu değil, en az mücevher kadar değerli. /images/100/0x0/55eab126f018fbb8f8909a76

O yüzden asla cep telefonu satan yerlerde bulamıyorsunuz. Mücevherci ya da lüks mağazalarda satılıyor.

Nitekim Vertu’nun fiyatları da -bu konumlamaya uygun olarak- 4500 euro’dan başlayıp 35 bin euro’ya kadar çıkabiliyor. Hani ola ki çalınırsa, "tüh, gitti içindeki numaralar" deyip sadece iki gün kahrolacağınız türden bir cep değil.

Herhalde durumun ciddiyeti anlaşıldı, gözünüz gibi bakılacak mallardan biri Vertu. böyle bir telefonla karşı karşıyayım Monza Pisti’nde. Neden orada? Çünkü Vertu’cular, motorsporları tarihinin efsanevi altı yarış pistinden ilham alarak yeni bir seri yaratmışlar.

Adını da "Racetrack Legends" koymuşlar. Sınırlı sayıda üretilen bu serinin ilk modeli de Ascent Monza ve Silverstone.

BU KADARCIK HIZ, TÜRK’Ü KESMEZ

Bu vesileyle dünya basınıyla birlikte hep beraber piste konuşlanmış bulunuyoruz. Kendimi Erovizyon’da gibi hissediyorum, bir tuhaf. Avrupa’nın her ülkesinden gazeteci var neredeyse. Birbirimize bakıp puanlar veriyoruz içten içe (Rusya’dan gelen göbekli amcaya benden ziro poyint. Böyle gelinir mi dünya lansmanına, olmamış amca ya)...

Yeni serinin özellikleri anlatılıyor sırayla. Mesela telefonun çerçeve kısmı özel geliştirilmiş bir metalden yapılmış. Titanyumdan bile daha güçlü olan.

O yüzden tüm çarpmalara dayanıklıymış. Ki Vertu yöneticilerinden Constance Chew nasıl olduğunu görelim diye, pat diye atıverdi telefonu yere. Tabii ki bir şey olmadı.

Hatta üzerinden otomobil geçse bir şey olmazmış Vertu’ya. Bu deneyi yapamadılar, orası ayrı...

Asıl güzelliği tabii sona saklamışlar. Her birimizi co-pilot olarak yarış otomobillerine aldılar. Dünyaca ünlü o Monza Pisti’ni şöyle bir 20 dakika, 300 kilometre hızla dolandık. hoştu, bir tek virajlarda hız aniden düştüğünden içim dışıma çıkar gibi oluyordu. sordular, "E, nasıldı?" diye. "Eh" dedim, "İdare ederdi".

Bilselerdi, bizim taksi şoförleri çok daha deli sürüyor ve üstelik slalom yaparak ilerliyorlar trafikte. Şaşırmazlardı o zaman bu memnuniyetsiz ifademe tabii.

Bizde kimler Vertu’cu?

Her serisi sınırlı sayıda üretilen Vertu’nun bizde de taliplisi çokmuş meğer. Birkaçının ismini zikredeyim mesela: Melisa Eliyeşil, Ömer Karacan, Alp Taşkent, Süreyya Yalçın-Kerem Dürüst, Sinan Kosif ve Hülya Avşar. Hani hepsine sormak istediğim bir soru var aslında. Birincisi, Vertu normal ceplere nazaran biraz daha ağır. O metal ıvır zıvırlar dolayısıyla.

Kullanımı pratik oluyor mu bari? İkinci soru ise belli: Hiç Vertu’sunu çaldıran oldu mu?

Kadınlar tuvaletinin aynasından erkeklere dikiz

Milano gece turumu da sağolsun, sevgili Andrea d’Amico’ya borçluyum (kendisi oradaki organizasyondan sorumluydu).

O olmasaydı, bir gecede dört-beş mekana birden girip çıkılamazdı. Şehri tanıyan birisiyle gezmek çok daha avantajlı tabii. Mesela, Milano’nun en ünlü gece kulüplerinden biri olan Hollywood’a Andrea’nın forsuyla dalıp VIP katına konuşlandık çok geçmeden.

Burası, özellikle moda haftalarında dünyaca ünlü modellerin akın ettiği kulüplerden biriymiş.

Açıkçası öyle ahım şahım bir kulüp gibi gelmedi bana. Fazla karanlık ve müziği sıkıcı.

Zaten Andrea buradan da memnun olmadığımı görünce, "Tamam, bak sonraki gideceğimiz kulüp şahane olacak" deyip durdu.

Hollywood’un tek iyi özelliği içerde sigara içilmemesi! Koca kulüpte sigara yasak yani, depomsu bir yer var, orada sigaranızı tüttürebiliyorsunuz...

Bir ara ihtiyaçlar gereği tuvalete gittim. Meğer dikizlenmişim de haberim yokmuş!

Sonradan ekipteki kız arkadaşlardan biri durumu ifşa etti: Kadınlar WC’sinin aynasından erkekler WC’si görülüyormuş!

Böyle bir güzellik yapmışlar kadınlara. Erkeklere ise hainlik...

Düşünün, aynada saçınıza şekil verirken afili bakışlar fırlatıyorsunuz kendi kendinize.

Ama tüm bunlar kadınların aynasından birebir görünüyor. Çok fena çok!
Yazarın Tüm Yazıları