Paylaş
Hatta Maça Kızı’ndan ilham alan diğer Türkbükü mekanları da aynı mantıkla fiyatlarını yükseltir sezon boyunca.
Bu olay kaç sezondur böyledir, değişmez.
Ama nedense bu yaz bir lahmacunla ayranın Maça Kızı’nda 50 liraya satılıyor oluşuna birdenbire şaşırıldı.
Bu dibi çoktan tutmuş, yani geç kalınmış yazlık temcit pilavı sanki yeni bir şeymiş gibi önümüze kondu.
Mekanın sahibi de 50 liralık lahmacunu basbayağı dalga geçerek savunmayı tercih etti.
Vahap Munyar’a verdiği röportajda, “Konsept satıyoruz, kırılan pahalı tabak çanağın parasını lahmacundan çıkarıyoruz” filan diyerek...
Maça Kızı’nın konsepti, ambiyansı, hali tavrı şöyle özetlenebilir aslında:
Çok sadık bir müşterisi vardır.
Bu yüzden sadece yazın değil, sezon dışı geleni de çoktur.
Tüm bu pahalı fiyatlara ise buraya gelen pek aldırmaz.
Aynı zamanda olaylı bir yerdir Maça Kızı.
Mesela 2010 yazında meşhur bir çiş skandalı yaşanmıştır.
Mekanın hatırı sayılır müşterilerinden biri restoran kısmından bara doğru alkolün de etkisiyle çişini koyvermiş ve bazı müşteriler bu ani idrar sağanağından haliyle ıslanmışlardır.
Her ne kadar mekan bu olayı kabul etmese de, ünlü oyuncu Pınar Altuğ başta olmak üzere mekandaki birçok kişi şahit olmuştur olaya.
İşte böyle bir yerdir Maça Kızı.
İşeyen de olabilirsin, kazara üzerine işenen de...
Çıkarken de bir lahmacunla ayrana neden 50 lira verdim demezsin zaten.
Çünkü kaç sezondur aynı şeyi yapmaktasındır.
FSM anıları
Önceki gün öğle vakti Hürriyet Dünyası’ndan kalabalık bir ekip Fatih Sultan Mehmet Köprüsü üzerindeydik.
Amacımız günlerdir konuşulan trafik çilesinin ne durumda olduğunu gözlemlemek, insanlarla konuşmaktı...
Birçok ayrıntıyı an be an hurriyet.com.tr üzerinden
yazılı-videolu olarak paylaştık.
Köprü üzerinde bir oraya bir buraya koşturarak, kimi zaman dev TIR’lar arasında tost olma tehlikesi atlatarak...
Peki FSM anılarımdan geriye ne kaldı? İşte şunlar:
- Trafikteki vatandaş şuna inanmış vaziyette: Bu trafik kaosu üçüncü köprünün gerekliliğine inanmamız için özelllikle yaratılıyor!
- Korna çalınmaya başladığı vakit kulakları tıkamak gerekiyor.
Çünkü bütün araçlar aynı anda başlıyor çalmaya ve cidden inletiyorlar ortalığı.
Polisler korna olayını üzerine alınmış. Diyorlar ki, “Bizi görünce çalmaya başlıyorlar. Oysa trafiğin bizimle alakası yok ki...”
Toplu kornaya dair bir başka iddia ise radyolarda yapılan “Trafiği korna çalarak protesto edin” anonsları...
- TIR ve kamyon şoförleri mikrofon uzatılır uzatılmaz bülbül gibi şakımaya başlıyor. Trafik çilesi konusunda demeç vermeye alışmışlar ve hep aynı şeyi söylüyorlar.
Klimalı otomobilinin camını hiç açmayanlar, özellikle kadın şoförler ise temkinli. Konuşmak istemiyor, hatta yüzünüze dahi bakmıyorlar.
Belli ki trafikten de trafiği haber yapan medyadan da bıkmışlar.
- Karayolları kapatılan şeritin başına kocaman tabela asmış, “Çevreye verdiğimiz rahatsızlıktan dolayı özür dileriz” yazıyor.
Oysa insan, “Hemen terk edin şehri, tatile çıkın” tavsiyesini bekliyor o tabelanın üzerinde koca puntolarla...
David ve Tom
David Beckham ve Tom Cruise’un aynı yatakta basıldığı iddiası sosyal medyada en çok konuşulan konulardan biriydi. Konuşmaların özeti şuydu:
- Erkekler Beckham’ın futbolcu kimliğinden hareketle kaba saba yatak/maç esprileri yaparak iddianın geyiğini çevirdi.
- Kadınlar olası yerli David/Tom çiftine seve seve örnekler vermeyi, hatta bunun üzerine fanteziler kurmayı tercih etti.
“Gerçi öyle olsa çok üzülürüm ama...” demeyi ihmal etmeden.
Zeynep’in ne dediğini duyan var mı
Bütün aile vır vır vır konuşuyor. En başta Oya anne. Sonra onu susturmak için devreye giren yerli Britney Spears Ayşe kız. Derken olaya sessiz kalamayan Bodrum limanına demirlemiş Neco baba. Peki abla Zeynep ne düşünüyor bilen var mı?
Hayır. Şu ana kadar konuşmuşluğu, ortalıklara dökülmüşlüğü yok. Zerre demeç vermişliği, kardeşinin özel hayatı konusunda medyaya ahkam kesmişliği de... Herhalde telefon açıp söylüyordur kardeşine fikrini.
Zeynep ailenin en cool’u.
Bir köşede sessiz sedasız kendi hayatını yaşıyor ve caz söylüyor. Güzel de caz söylüyor, bir ara dinlenmeli...
Son Baskı’da an itibariyle!
Kelebek’teki topraklar yetmedi, geçen haftadan beri taze akşamüstü gazetemiz Son Baskı’ya da sızdım.
Tablet gazetesi Son Baskı, her akşam 18.30’da Emre İskeçeli ve deneyimli ekibi tarafından güncelleniyor. Oradaki köşe topraklarının adı, “An itibariyle.”
Bir ara girin okuyun, olmuş olmamış mı bildirin.
An itibariyle üzmeyin beni...
Paylaş