50’lik Madonna’yla Amsterdam’da nefes nefese iki saat

Sticky&Sweet turnesinin Amsterdam’daki konserinde Madonna’yı Türk popçular full kadro izledi: Hande Yener, Kenan Doğulu ve Tarkan.

50’lik "kaslı" Madonna ise 20’lik dansçılarıyla çatır çatır dans etti, gitarıyla sevişti, "Aptal olmayın, Obama’ya destek olun" mesajını verdi ve eski imajlarıyla dalga geçti.

Aylar öncesinden Viagogo adlı internet sitesinden biletlerimizi alıp beklemeye koyulmuştuk. Neyi? Madonna’nın yeni turnesi Sticky&Sweet’in Amsterdam konserini.

Sonunda salı gecesi beklenen konser gerçekleşti ve iflah olmaz bir Madonna hayranı olarak bir kez daha muradıma /images/100/0x0/55eb5ed4f018fbb8f8bcbbf7erdim.

Peki konser nasıldı? Neler izledik, hangi sürpriz isimleri gördük?

İşte Amsterdam’dan giderayak Madonna konseri notlarım...

AYLAR ÖNCE BİLET ALINDI AMA...

n Biletlerimizi siteden alıp beklemeye koyulmuştuk dedim ya...

O biletler, konserden bir gün önce gelebildi! Tabii ki İstanbul’a değil, Amsterdam’daki otele. Gecikeceğini anlayınca oraya istedik.

Bu süreç esnasında İngiltere merkezli Viagogo’nun müşteri hizmetlerinden Max’la sürekli irtibat halinde kalındı.

Eğer bilet alacaksanız en iyisi/en zahmetsizi, konser verilen şehirde -varsa- bir tanıdığınıza satın almasını rica etmek. Netten almak biraz çileli.

n Konser mekanı Amsterdam Arena’ya gitmek de (merkezden trenle 10 dakika), içine girmek de (yarım saat kuyruk bekledik sadece) çok kolaydı.

HANDE YENER 1200 EURO’YA İZLEDİ, TARKAN 350’YE

n Amsterdam Arena, üstü gerektiğinde kapanabilen (konser sırasında kapalıydı) çok ama çok modern bir stadyum. Tek kelimeyle bayıldım. Kaldığım oteldeki Hollandalı resepsiyon görevlisi, "Oranın akustiği sorunludur" demişti. Ama öyle bir sorun göremedik, her sesi en ince detayına kadar duyduk, şahaneydi.

n Türk ünlüler de konserdeydi. Önce Tarkan’ı gördüm. Sonra da Yılmaz Erdoğan ve eşi Belçim’i. Onlar da bizim oturduğumuz tribünde konuşlanmışlardı.

Yani ortalama 250-400 Euro’luk biletlerden almışlardı. Hande Yener ise şanslıydı. Bizim gibi aylar öncesinden bilet almadı.

Son dakikada Amsterdam’a geldi ve karaborsadan 1200 euro’luk sahne önü bileti buldu! Kendisine, "çok fenasın, çok şanslısın" türü mesajlar atıp kıskandığımı söyledim. Konser bitiminde öğrendim ki, Kenan Doğulu da arkadaşlarıyla sahne önünde izlemiş konseri.

Popçular full kadro oradaydı yani.

GİTARA SÜRTÜNEREK ŞOV YAPTI!

n Ve gelelim konsere...

Saat 21.15 gibi başlayan konser, "Candy Shop" şarkısıyla, Madonna’nın arkası M harfli kraliçe koltuğunda seyirciye selam çakmasıyla açıldı. Böylece daha konserin başında hatun kişi ilk mesajını da altyazı geçmiş oldu herkese: Bu alemin kraliçesi (hálá) benim, kimse beni durduramaz!

n Candy Shop sonrası sahneye 1930 model bir klasik araba geldi ve Madonna bu arabanın içinde "Beat Goes On"u şakıdı. O dans ederken herkesin dikkat kesildiği yerler, tabii ki kaslı kolları ve bacaklarıydı. Guy Ritchie’nin geçenlerde Maddy’nin bacakları için "Olimpiyat’a katılan sporcuların bacakları gibi" dediğini okumuştum.

Adam haklı. Kadının kolları-bacakları taş ötesi.

n En bilindik Madonna şarkısı Vogue, "4 Minutes" esintili bir düzenlemeyle söylendi. Danslar iyiydi de, bu düzenlemeye pek alışamadım ben.

n Madonna’nın "Sex" kitabı ve "Erotica" albümü sonrası gelen eleştirilere karşılık yazdığı "Human Nature"ı (ki bu şarkıda seksten bahsettiği için özür dilemeyeceğini beyan eder), asansörde kapana kısılmış Britney Spears videosu eşliğinde dinledik. Madonna gitar çaldı bu şarkıda.

Aslında konser boyunca birçok şarkıda gitarını elinden düşürmedi.

"Hung Up"ı, "Ray Of Light"ı, "You Must Love Me"yi hep gitarla söyledi.

Zaten bu rock esintisi gelecek 10 yılda çıkacağı turnelerde Madonna’nın nereye yöneleceğinin belirtisi. Daha az şov, daha az hareket.

Onun yerine elinde gitarla sadece şarkı söylemece (DETAY: Bir ara poposu ve ön tarafıyla sürtünerek çaldı elektro gitarı. Tuhaf sesler çıktı diyebilirim).

ESKİ İMAJLARIYLA DALGA GEÇTİ

n Şovun en eğlenceli bölümlerinden "Old School"da, Madonna New York’a ilk geldiği zamanlarõ, 80’leri yád etti.

Kırmızı bir şort (konser çıkışı benzerleri 80 Euro’ya satılıyordu), dize kadar çekilmiş çoraplar, dizlik ve kakülleri yanlara tokalanmış saçlarla 50’lik Madonna bu bölümde 18’lik gibiydi. "Into The Groove", "Borderline" ve "Heartbeat"i bu şekilde liseli kızlar gibi ip atlayarak söyledi!

Arkada dönen videolarda ise Keith Haring’in meşhur tablolarının anime edilmiş hali dönüyordu, nefisti.

n "Devil Wouldn’t Recognize" şarkısında teknolojinin olanakları sonuna kadar kullanılmıştı. Önce dönen bir piyanonun üzerinde siyah, başlıklı bir pelerinle hani o bildik Azrail görsellerine gönderme yapan Madonna ortaya çıktı. Sonra da Madonna’yı yukardan inip çepeçevre saran yuvarlak iki dev led ekran!

Hani bu bölüm anlatılmaz, görülür diyorum. Çünkü düzeneği anlatmaya kelimeler yetersiz kalıyor.

n Justin Timberlake’le düet yaptığı "4 Minutes" ise şov olarak zayıftı.

Bu şovun normalinde (New York’taki promo konserde öyleydi) Justin’le karşılıklı dans ediyorlar ve Madonna /images/100/0x0/55eb5ed4f018fbb8f8bcbbf9Justin’in önüne yamanıp seksi bir şekilde popo sallıyordu.

Justin olmayınca onun klipteki görüntüsüne yamanmak zorunda kaldı Maddy.

n "She’s Not Me" şarkısında eski Madonna imajlarını "giyinmiş" dansçılar çıktı sahneye. Biri "Like A Virgin" Madonna’sı, biri Gaultier imzalı meşhur füze göğüslü "Vogue" Madonna’sı, bir başkası "Material Girl"deki Marilyn Monroe esintili Madonna’ydı.

Sahnedeki esas Madonna, "She’s Not Me / O, ben değil" diyerek eski imajlarının yanına gidip hepsini hırpaladı, elbiselerini yırtıp attı, peruklarını çıkarttı.

SEKS BİTTİ, ARTIK SEKSİ OLAN POLİTİKA VE DİN

n "Like A Prayer"ın ve final şarkısı "Give It 2 Me"nin yeni versiyonları da en çok beğendiklerim arasında.

"Give It 2 Me"de taktığı Ray Ban’in Wayfarer model eski gözlüğünün de yeniden moda olduğunu söyleyeyim.

n Roman müzik grubuyla söylediği La Isla Bonita tüm stadyumu coşturdu.

Şarkıyı bir çingene şarkısıyla karıştırıp söylemesi iyiydi hoştu (aynı versiyonu Live Earth’de söylemişti), ama malum grubun ekstra bir şarkı daha söylemesi gereksizdi.

n Özetlemek gerekirse: Madonna "Give It 2 Me" hariç, şarkılarını bu kez canlı söyledi. Önceki turnesi "Confessions"ı izlemiş olanlar bilir. Orada çoğunlukla half-playback’tir şarkılar. Yani önceden kaydedilmiş vokallerin üzerine arada bir canlı söyler.

Cumhuriyetçi John McCain’i diktatörlerle bir tutup Barack Obama’yı Rahibe Teresa/Mandela gibi isimlerle yan yana getiren "Get Stupid" videosu ise artık son beş-altı yıldır olmazsa olmaz Madonna tarzı politik mesajlardandı.

Çünkü seks bitti, politika ve din artık daha seksi Madonna’nın gözünde. Ha bir de rock ve gitar tabii.

Ne de olsa hem devir değişti hem de Madonna 50’sine geldi, o kadar olur...

EKSTRA NOT: Madonna yaşıyla da barışık olduğunu gösterdi konserde. "Doğum günümü neden kutlamıyorsunuz?" dedikten sonra seyirciye mikrofonu uzattı. Ve koca stadyumdan hep bir ağızdan "Happy birthday" nidaları yükseldi.
Yazarın Tüm Yazıları