Paylaş
Anadolu’nun her yöresinden, her yaştan ve her düşünceden insandan aldığı yüzlerce mektubu geceler boyu okuyup, onlara Foto Roman Dergisindeki köşesinden yanıtlar yazmış Türkân Şoray. Onun yazılarını okuyunca bir kez daha hayran oluyor insan! Kullandığı dil, seçtiği sözcükler, yaşadıklarını ifade ediş biçimi, hayranlarıyla iletişimi, samimiyeti muhteşem. 10 yılda 511 bin mektup almış, okumuş ve Foto Roman Dergisi aracılığıyla yanıtlamış.
Bu yanıtlarında küçük hayranlarına bir ‘abla’ gibi tavsiyeler veriyor, büyük hayranlarıyla bir 'kız kardeş' gibi dertleşiyor, bu kitabın her sayfasında karşımıza yepyeni bir Türkân Şoray çıkıyor. 1974 yılında yayımlanan bir yazısında “Bu köşede size sinemadan daha yakınım” diyor sinemanın Sultanı! Halkı ile iletişim kuruyor… Bu yanıtları okuyunca insan “Bir Sultan işte tam da böyle olmalı!” diyor. Halkıyla konuşmalı, dertleşmeli, dinlemeli…
Türkân Şoray’a hayranları öyle şeyler soruyor ki, bazılarını şimdiki ünlülerin yanıtlaması çok güç! Ancak o, hepsini de bütün samimiyetiyle yanıtlıyor… İşte ona gelen mektuplardan birinde, hayranının sordukları ve Sultan’ın o sorulara verdiği yanıtlar:
1 – Rüçhan Bey ile gerçekten evlenmek istiyor musunuz? Veya bu mümkün değil mi? Bir başka nokta, buna yoksa lüzum görmüyor musunuz?
2 – Zayıflamak için gayret sarf eder misiniz? Çünkü aşırı hayranınız olarak sizi fazla kilolarınızı atmış görmek isterim.
3 – Saçlarınızın ve gözlerinizin güzelliği için neler yapıyorsunuz?
4 – Bende hatıra olarak kalması için ufak bir şey rica etsem yollar mısınız?
5 – Postaladığım resminizi imzalar mısınız?
Şimdilerde kaç kişi bir yıldıza böyle sorular yöneltir ve acaba kaç yıldız onlara şu şekilde yanıtlar verir:
Türkân Şoray: “Üçlü Küçükağaoğlu cici bankacılarımızdan biri, Ankara’dan yazıyor. Soruları gerçekten çok ilginç. Fakat benim görevim sevgili seyircimin arzularını yerine getirmek. Şimdi birinci sorudan itibaren başlıyorum. Her genç kız ve kadın gibi ben de evlenip mutlu bir yuva kurmak isterim. Ama istemek bu kutsal beraberliği gerçekleştirmek için kâfi gelmiyor. Acaba evlenmeye lüzum görmeyen bir kadın düşünebilir misiniz?
Zayıflamak için gayret sarf ederim. Ben halkımın istediği kilodayım. Türk kadını kendisine yakışan ve istenilen fiziği korumaya mecburdur. Bizde ‘Twiggy’ tipinde kadın örneği yoktur. Bu görüntüdeki kadını erkeklerimiz pek tutmazlar.
Saçlarım ve gözlerim için her hanımın yaptığı şeyleri yapıyorum. Bunun dışında özel bir gayretim yok.
Hatıra olarak yakında sevgili seyircilerime bazı sürprizlerim var. Gönderdiğiniz resmi imzaladım, birkaç güne elinize geçer. Hakkımdaki güzel duygularınıza çok teşekkür ederim. Ankara’ya geldiğim zaman bankanıza uğrayarak bir kahvenizi içmek istiyorum. Size ve bütün mesai arkadaşlarınıza başarılar dilerim.”
Şu yanıtlardaki güzellik, samimiyet, kullanılan üslup, içtenlik muhteşem, muhteşem! Türkân Şoray’a zaten hayrandım, bu kitabı okuyunca ona hayranlığım birkaç kat daha arttı. O gerçek bir Sultan!
Bir yazısında ise İran’dan aldığı bir başrol teklifiyle ilgili gelen sorulara şöyle yanıt veriyor:
“İran’da yapacağımız film 8 milyon liraya mal olacak. Bana da başrol için 1 milyon lira veriyorlar. Filmde İran’ın Tarık Akan’ı Ferdin ile oynayacağım. Bu aktörü bütün Arap dünyası seviyor.”
Şimdilerde kaç sinema oyuncusu “Bana da başrol için 1 milyon lira veriyorlar” gibi samimi bir cümle ile seyircisinin karşısına çıkar acaba? Sinemanın Sultanı, seyircisini evinden biri gibi görüp, o samimiyetle ve o içtenlikle yanıtlar vermiş hep. Çok yaşa Sultan!
Kitabın yazarı Ercan Akarsu’ya ayrıca teşekkür borçluyuz. Sultan’ın çok güzel bir yönünü daha bizlerle buluşturduğu ve o zamanın köşe yazılarını okumak fırsatı bulamayanlar için yeniden yayımladığı için… Akarsu bu kitabı yazma gerekçesi olarak, “Türk sineması deyince akla gelen kadın oyunculardan ilki şüphesiz ki Türkan Şoray’dır. 3 kitaptan oluşan bir ‘Sultan Serisi’ hazırladım. Serinin son bölümü olan ‘Bir Nesil Türkan Şoray’la Mektuplaştı’da Türkan Şoray’ın buğulu gözleri, şahane saçları ve büyüleyici güzelliğinin dışında; bir kadının, bir sanatçının şöhretiyle şımarmadan, halkın bitmeyen hayranlığını yıllarca saygıyla taşıyabilmesine dikkat çekmek istedim. Kısacası insani yönüne…” diyor.
Ercan Akarsu
Türkân Şoray’ı ve iletişimin en güzel olduğu çağları okuyup, anlamak için “Bir Nesil Türkân Şoray’la Mektuplaştı” kitabını okumanızı tavsiye ediyorum. O zamanlardaki samimi ve içten dili yeniden yakalarsak, Türkiye’deki sorunların çok büyük bir çoğunluğu çözüme ulaşır.
Paylaş