Paylaş
Oyuncaklarla çocuklar arasında nasıl bir ilişki var?
Oyuncaklar, çocuklar açısından oyun oynamanın ve oyunun en temel malzemesidir. Çocukların doğal ortamda doğal gelişen oyunlar kurmaları ve bu oyunların içinde bedensel ve düşünsel olarak yer almaları hem psikosoyal gelişimleri hem de fiziksel gelişimleri açısından çok önemli. Oyuncaklar genellikle çocukların yaşı, ilgi alanları ve cinsiyetleri gözetilerek özellikle okul öncesi çocuklar adına anne babaları tarafından seçiliyor. Çocuklar ise oyuncak seçiminde genellikle renklerine, seslerine ve hareketlerine göre oyuncak seçerken günümüzde farklı etkenlerin bu seçime etki etmeye başladığını görüyoruz. Gelişen teknolojik imkânlar, televizyonlar, bilgisayarlar ve internet biz yetişkinleri olduğu kadar hatta belki daha da fazla çocuklarımızı etkisi altına alıyor. Dikkat edilirse çocukların oyun oynarken gerçek hayatı oyuncaklar aracılığıyla sembolize ettikleri, ‘miş’ gibi yaparak kendi hemcinsi ebeveynlerini ya da yetişkinleri taklit ettikleri görülebilir. Örneğin, anne baba olmak, doktorculuk oynamak, aileye yakın bireyleri taklit etmek ya da anne baba mesleğini rol model almak sıklıkla görülen oyun biçimleridir.
Yetişkin görünümlü abartılı oyuncaklar çocukları nasıl etkiliyor peki?
Çocuklarda erken büyüme baskısı yaratıyor. Abartılı makyajlarıyla dikkat çeken oyuncak kız bebekler ya da kahraman rollerini canlandıran atletik erkek bebekler ön planda yer alıyor. Çocukların hayatı anlamlandırmaları açısından büyük önem taşıyan oyuncaklar tam da bu noktada bir anda farklı işlevler edinmeye başladı ve bu durum çok da sağlıklı görünmüyor. Yine son yıllarda çevresel koşullar, katkı maddeleriyle harmanlanmış hormonlu gıdalar, bilgisayarlar, televizyonlar ve internet vasıtasıyla erken uyaranlarla karşılaşan çocuklarımız ‘erken ergenlik’ dediğimiz çok sıkıntılı bir gelişim evresi yaşamaya başladılar. Çocukluk sürecini henüz yaşayamadan hormonlarının gereğinden önce harekete geçmesi olarak tanımlayabileceğimiz erken ergenlik bir de bu abartılı kadınsı ve erkeksi görüntülü oyuncaklarla pekiştirilince durum iyice içinden çıkılmaz hale gelmeye başladı. Bir çocuk önce çocukluğunu yaşamalıdır. Çocuklara yönelik makyaj malzemeleri üretmenin, onları kendine uygun oyunlarla özdeşleştireceği oyuncaklar yerine tam bir kadın ya da erkek görüntüsü verilmiş sözde bebeklerle tanıştırmanın çocuklara yönelik olumlu bir katkısı olmadığı gibi aksine yanlış mesajlar içerdiğini söylemek mümkün. Henüz olgunlaşmamış, soyut düşünme evresine geçmemiş küçücük beyinlere bu abartılı oyuncakların vereceği şey, “Bak sen de bu ideal ölçülerde olmalısın, böyle görünmeli, böyle makyaj yapmalı, böyle kaslara sahip olmalısın. Aksi halde beğenilmezsin, güzel ya da yakışıklı sayılmazsın” mesajıdır. Bu da çocukların kendilerine saygı ve güven duyarak büyümeleri yerine, hep daha fazlası, daha süslü, daha modaya uygun, daha abartılısı, daha göz alıcısı gibi anlamsız pek çok sanal kavramlar arasında kaybolması anlamına gelir. Sanırım bu da anne babaların isteyeceği bir durum değildir. O nedenle oyuncak seçimi, şu dönemde belki de daha önce hiç olmadığı kadar önemli bir hale gelmiş durumdadır.
Çözüm için ne yapılmalı?
Çocuklara çocuksu içerikler sunulmalı, çocuksu oyuncaklar tercih edilmeli. Sade görünümlü, çocuk ruhunu içinde barındıran oyun ve oyuncaklar, çocuklara çocukluklarını yaşatacaktır.
Paylaş