Çocuklara müziği sevdirirsek, dünyanın geleceği kurtulur

Dünyaca ünlü keman virtüözü Cihat Aşkın, çocuklara müziği sevdirmek için 'Cihat Aşkın ve Küçük Arkadaşları (CAKA)' projesini hayata geçirdi. Müziğin, dünyanın kuruluşundan beri hayatımızda olduğunu söyleyen Cihat Aşkın ile çocuklara müziği ve sanatı sevdirmenin yollarını konuştuk.

Haberin Devamı

Bir çocuktaki müzik duygusu ne zaman başlar?
Her çocuk, bir aile ortamına doğuyor. Aile ortamındaki hava nasılsa, çocuk için de gelecekte öyle bir ortam gelişiyor. Yani anne babanın bir çocuğun yetişebileceği huzur ortamını evde sağlaması gerekiyor. Bu noktada, çocuk eğitimine başlamadan önce mutlaka aile eğitimini sağlamak gerekiyor. Bizim, ‘Cihat Aşkın ve Küçük Arkadaşları (CAKA)’ adlı bir projemiz var. Bu projede biz sadece çocukların değil, ailelerin eğitimini de çok önemsiyoruz. Çünkü çocuğun müzikle olan ilişkisi, annesinin ona söylediği ninni ile başlıyor. Bebek için kalp atışları ve ninni iki önemli unsur. İşte bu ikili müziğin ilk hali… Üstelik çocuk anne karnındayken belli bir salınma içerisinde. O salınma daha sonra beşikte sallanma ve ninni ile devam ediyor. Çocuğun kucağa alıp sallanması, bebeğin anne tenini ve kokusunu hissetmesi çok önemli! Bebeğin kucakta veya beşikte sallanması, bir nevi anne karnındaki sallanmanın harici dünyada devam etmesi anlamına geliyor. Kalp atışları ise annenin ona verdiği ritim. O ritim daha sonra çok önemli bir kavrama yol açıyor. Çocuğun günlük hayatındaki düzen ve dünyanın düzeni… Yani büyük evren!

Haberin Devamı

Çocuklara müziği sevdirirsek, dünyanın geleceği kurtulur

Bu aslında müzikle ve sanatla ilk tanışma, öyle mi?
Evet. Bir annenin, çocuğuna ninni söyleyerek onu büyütmesi çocuğun ilk müzik zevkini oluşturuyor. İyi bir müzik zevki ile doğan çocuğun gelecekte müziği sevmesi ve benimsemesi açısından yol açıcı oluyor bu durum. Sonrası ise müzik eğitimi, yetenek ve yönlendirmelerle devam ediyor. Ben yeteneğin genetik olduğuna inanıyorum. Mozart’ı düşünün. İlk bestesini 4 yaşındayken yapmış. Çünkü babası da müzisyendi ve genetik bir yatkınlığı var. Bizim genlerimizden gelen bazı şeyler var. Hangi genimiz daha zenginse o genimiz gelecekte biraz daha fazla gelişebiliyor.

Peki, müziğin önemini çocuklara nasıl anlatabiliriz?
Müzik hayatın ta kendisidir. Doğumumuzda var, ölümümüzde var, düğünümüzde var, günlük hayatımızda var… Müzik yalnızca bizim duyduğumuz melodiler değildir, bir rüzgâr sesi, yağmur sesi, doğadaki kuş sesleri, hepsi birer müzik unsurudur. Çünkü müzik kültür olarak kendini doğadaki seslerden alıyor. Çünkü müzik bir 'fizik kanunu' aslında! Seslerin birbirinden farklı frekans aralıkları var ve bu sesler insanları etkiliyor. Biz çocuklarımıza müziğin önemini anlatmak istiyorsak, onları müzik ortamlarında bulundurmalı ve algılarını açmalıyız. Örneğin, çocuk, sancıdan sonra kendini ifade etmek istiyor ve ağlıyor. Ağlamak, onun kendini anlatması için bir yol. Ona ağlarken müziğin eşlik etmesi, onu daha sakin yapacak ve dinlendirecektir. Örneğin çocuğun ağlaması da bir müzik ve çocuğun ağlamasını yatıştırmak için de yine müzik bir yol olarak kullanılabilir.

Haberin Devamı

Çocuklara müziği sevdirirsek, dünyanın geleceği kurtulur

Peki, hangi müzik aleti çocuğun müzik yapmasını kolaylaştırır?
Çocuğun kolaylıkla ses çıkarabileceği bir alet çok önemli! Çünkü çocuk nefesli, yaylı veya telli bir enstrüman ile ses çıkarmakta zorlanır. Oysaki vurmalı çalgılar onun için çok daha kolaydır. Bu, insanlığın gelişimi ile de çok ilgili. Çünkü insanlık önce kendi iç ritimlerini uygulayarak müzik yapmışlar. Beden diliyle, yani bedenine dokunarak, vurarak sesler çıkarmış ve bunları bir konuşma aracı yapmış. İnsanlığın evriminde ortaya çıkan bu merhaleler, çocuklukta daha kısa oluyor. Öncelikle çocuk için yoğun çaba gerektirmeden ses çıkarabileceği vurmalı çalgılarla tanıştırılmasını çok önemsiyorum. Ayrıca çocuğun kendi sesi var. Şarkı söyleyerek de ses çıkarabiliyor insan. Bir müzik aletinden çok, bence içinden gelen sesi çıkarması ve bir ritim duygusunu hissetmesi çok önemli! Müzik, bir güzel sanatlar aracı olmasına rağmen aynı zamanda bir ifade aracı… Bu nedenle çocuğun da ifade gücünün gelişmesi için ritim ve ses çıkarabilme kabiliyeti kazanması gerekiyor. Vurmalı çalgılardan sonra çocuğun en kolay ses çıkarabileceği aletler, telli olanlardır. Çünkü çocuk müzik aletini eline aldığı zaman, o telden çıkan sesi kolaylıkla çıkarabilmeli ve duymalıdır. Piyano gibi, org gibi müzik aletlerinden çıkan sesler önemli! Keman, viyolonsel gibi enstrümanlar daha zor. Çünkü belli bir tutuş şekli, belli bir duruş gerektiriyorlar. Sonra ise nefesli enstrümanlar geliyor.

Haberin Devamı

Çocuklara müziği sevdirirsek, dünyanın geleceği kurtulur

Fakat birçok müzik aleti çocukların boyutlarına uygun değil…
Çocukların hem şarkı söyleyebileceği hem de tellerine dokunarak ses çıkarılabileceği müzik aletleri onlarda çok çabuk karşılık bulacaktır. Çocuklar için daha küçük ebatlarda yapılmış mandolinler, vurmalı çalgılar, telli çalgılar yol açıcı olacaktır. Eskiden okullarda mandolin çalınırdı ancak müzik bilmeyen biri onu kaldırdı ve flütü müfredata soktu. Bu çok yanlıştı. Onun mutlaka telli bir alet olması gerekiyordu. Örneğin çocuklar kısa saplı bir bağlama ile müziğe başlatılabilir. Bağlama, üç telli bir çalgı ve bizim yüzlerce yıllık geleneğimizin bir ürünü… Çocuklar aşina oldukları bu sesleri kolaylıkla çıkarabilir. Çocuklar içlerinden gelen müziği, bir anlatım gücü olarak kullanabilir. Daha anne karnındayken müzikle tanışan çocuğun müzik gücünün gelişmesi ve kendini ifade yolu olarak benimsemesi geleceğimiz için çok önemli! Türkiye’de bir ‘çocuk udu’, ‘çocuk kanunu’ yoktur. Müziği geliştirmek istiyorsak, onu önce çocuklara uygun hale getirmeliyiz. Müzik barışın ve kardeşliğin yoludur. Eğer çocuklara müziği sevdirebilirsek, dünyanın geleceği kurtulur.

Haberin Devamı

Çocuklara müziği sevdirirsek, dünyanın geleceği kurtulur

CAKA: CİHAT AŞKIN VE KÜÇÜK ARKADAŞLARI
CAKA, Cihat Aşkın’ın çocukları eğitmek ve onları müzikle tanıştırmak için hayata geçirilmiş bir proje. İlk kez 2001 yılında Bursa’da hayata geçirilen projede çocuklara nitelikli müzik eğitimi veriliyor. CAKA’nın felsefesi yaşam boyu öğrenmeyi esas alıyor. Eğitim sisteminde ise çocuklar, yeteneklerine bakılmaksızın programa dâhil ediliyor ve çocuk, aile ve eğitimci birlikteliğiyle 12 hafta süren bir eğitim gerçekleştiriliyor. Bu eğitimin sonunda ise büyük bir konser veriliyor. CAKA’nın genel merkezi şu an Afyon’da bulunuyor ve genel başkanlığını da Afyon Kocatepe Üniversitesi (AKÜ) Devlet Konservatuarı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Uğur Türkmen yürütüyor. CAKA ayrıca Ankara, İstanbul, Bolu, Bursa, İzmir, Kayseri Konya, Manisa ve Mersin’de faaliyet gösteriyor.

Haberin Devamı

Çocuklara müziği sevdirirsek, dünyanın geleceği kurtulur

Yazarın Tüm Yazıları