Geçen yıl En İyi Yabancı Film Oscar’ını kıl payı kaçırmıştık. Kendisini değil, başvuru tarihini tabii.
SESAM ve Kültür Bakanlığı, Oscar için gönderilecek film üzerinde anlaşmaya varmaya çalışırken geçmişti Bor’un pazarı. Aday adaylığı ne SESAM’ın desteklediği Yazı Tura’ya, ne de bakanlığın gözdesi Vizontele Tuuba’ya yar olmuştu.
2005’te yaşadığımız bu trajikomik olayın tarihimize nasıl harflerle yazıldığını tahmin edersiniz herhalde, ben burada detaya girmeyeyim...
Şimdi geleceğe bakma zamanı, yani 2006 Oscar’larına.
Akademi, 2006 En İyi Yabancı Film yarışı için startı verdi bile. Tam tamına 91 ülkeden filmlerini yollamaları resmen istendi. Geçen yılki ülkelere neredeyse bir o kadarı daha eklenmiş. Film sayısı arttıkça işler de zorlaşıyor tabii. Hem seçenler, hem de seçilenler açısından.
Fransa, İspanya, Almanya gibi Yabancı Film Oscar’ının gediklilerinin olduğu listede, adını Oscar’larda ilk kez duyduğumuz Kazakistan Cumhuriyeti bile var.
Türkiye, umarım geçen yılki hatadan ders almış olarak, vakti zamanında aday adayını belirler ve Akademi’ye bildirir.
5 Mart’a, Los Angeles’taki Kodak Tiyatrosu’nda yapılacak Oscar törenlerine çok var deyip, rehavete kapılmayalım. Bir bakmışız tarih kaçmış, olmasın.
DVD artı aldı
Artık hepimiz çok iyi biliyoruz ki, DVD satışları, filmlerin gişede yaptığı hasılat kadar önem taşıyor. Hatta şirketler filmlerinin DVD’leri için artık eskisi kadar çok beklemiyorlar. Film vizyona giriyor, kısa bir süre sonra da DVD’si satışa çıkmış oluyor.
Türkiye’de DVD sektörü hızla gelişmekte. Uzun süredir faaliyette olan üç büyük şirket Tiglon, Palermo ve Sony’ye, Esen Elektronik, AE Film ve Gala da eklendi.
Burak Göral’ın dediğine göre, DVD pazarında İtalya ve İspanya’nın önüne geçmeyi başarmışız bile.
Kim mi Burak Göral? Senaryo yazarı, sinema eleştirmeni ve henüz üç aylık olan DVD + adlı derginin genel yayın yönetmeni.
DVD +, Türkiye’nin ilk DVD dergisi. Bir ilk olması, zengin içeriği ve de her ay dergi ile verdiği DVD’ler neredeyse yok satmasını sağlıyor. İlk iki sayısında okurlarına New York Çeteleri ve Diğerleri filmlerinin DVD’lerini veren derginin Temmuz sayısı Konuş Onunla hediyeli. Derginin bu üçüncü sayısında animasyon sineması dosyası, Terminatör üçlemesi hakkında bir inceleme yazısı, Atıf Yılmaz’la yapılmış bir röportaj, Hababam Sınıfı filmleri üzerine bir inceleme yazısının yanı sıra ev sinema sistemleri bölümü ve DVD eleştirileri gibi sabit sayfalar da var.
Hem DVD arşivcilerine hem de sinemaseverlere seslenen DVD +’ya yayın hayatında başarılar...
Hiç okula gitmemiş
11 yaşındaki Dakota Fanning’i bu yıl üç ayrı filmde başrolde izledik. Önce Denzel Washington’la Gazap Ateşi’nde rol aldı, sonra Robert de Niro ile Saklambaç(’ta) oynadı, en son da Dünyalar Savaşı’nda Tom Cruise’la birlikte uzaylılardan kaçtı. Dikkatinizi çekerim. 11 yaşındaki bir çocuktan söz ediyoruz.
Bu ufaklık ne zaman okula gider, ne zaman arkadaşlarıyla oynar diye merak ediyor insan. İşte cevaplar: Dakota Fanning, yakın arkadaşlarıyla daha çok telefonda ve e-mail aracılığıyla görüşebiliyormuş. Oyun arkadaşları ise setteki figüranlarmış. Ders konusuna gelince. Tahmin edilebileceği gibi Dakota, yaşıtları gibi okula gidemiyor. Eğitiminden geri kalmaması için beş yıldır, günde 4 saat evde eğitim alıyormuş. Yani henüz okula adım bile atamamış ünlü çocuk yıldız. Her şeyin bir bedeli var, diye boşuna demiyorlar.
Beyaz perdeden inciler...
‘Bu dünyada duvarlar arasında yaşıyoruz ve bu duvarların silahlı adamlar tarafından korunması gerekiyor.’ (A Few Good Men-Birkaç İyi Adam, Yön: Rob Reiner, 1992)
Beyaz perdeden inciler...
Umut Sanat’ın düzenlediği yerli filmler haftası başladı. G.O.R.A., Hırsız Var, Eğreti Gelin, Gönül Yarası ve Hababam Sınıfı Askerde bir hafta boyunca sinemalarda olacak.