Paylaş
Zararsız, küpeli, aşılı köpekleri, son derece kötü yöntemlerle, boyuna, kilosuna bakmadan iğneler atarak toplayan, birçoğunun ölümüne neden olan Eyüp Belediyesi önünde az beklemedik.
Sessiz dostların sesi olmak için az çaba harcamadık.
Durmadılar, devam ettiler, yılmadık, biz de karşılarında durduk.
Eyüp Belediyesi’nin sokak hayvanlarını toplama işlemlerine karşı; yasayı ihlal ettikleri gerekçesi ile yapmış olduğumuz şikayete, Eyüp Kaymakamlığı’nca soruşturmama kararı verildi.
Bu talihsiz karar karşısında yılmadık.
Başkanı olduğum HAÇİKO Derneği adına yönetim kurulu üyemiz avukat Serdar Uluç önderliğinde derneğimiz davanın peşini bırakmadı.
HAÇİKO ile birlikte İstanbul Barosu Hayvan Hakları Merkezi, Hayvanlara Adalet Derneği ve Adana Barosu da başvurularını yaptı. Ve sonuç; bu ülkede öyle elini kolunu sallaya sallaya, kafana estiği gibi, “Ben yaptım oldu” diyerek sokaktaki canların canına, güvenliğine, huzuruna kast edilemeyeceği anlaşıldı.
Eyüp Kaymakamlığı’nın kararına tarafımızca itiraz sonuçlandı ve Eyüp Belediyesi Veteriner İşleri Müdürlüğü çalışanlarına soruşturma izni kararı verildi.
Tabii burada toplama işlemini yapan, emirleri uygulayanlar kadar kararı verenler de sorgulanmalı.
Biz sokak hayvanlarının hakları adına kazandığımız bu zaferi çok önemsiyoruz.
Umarım örnek alınacak, yetkilileri ileride yapacakları benzer zulümlerden caydıracak bir sonuç çıkar soruşturmadan.
Takipte olacağız ve ben bu köşeden sizleri bilgilendirmeye devam edeceğim.
Şifalı sularımızı tanıtabiliyor muyuz?
Musluktan akan suyu içmenin keyfini yaşamak var ya, müthiş bir şeymiş.
Kana kana içiyorsunuz, tamamen doğal, temiz, katkısız.
Üstelik içmekle kalmayıp yüzünüzü yıkadığınızda da cildiniz birden değişiveriyor.
Hani pahalı bir krem sürmüşsünüz gibi.
Dahası tedavi edici özelliği de var.
Anne babamın, arada benim de katıldığım, termal turizme ilgi duyan bir arkadaş grubu var, sık sık gidiyorlar Kütahya’ya, Afyon’a.
Araştırma raporlarına kadar edinmişler; Kütahya Gülümser Hatun’daki suyun tedavi edici özelliği efsane olmaktan çıkıp laboratuvar ortamında da kanıtlanmış.
Kütahya dünyada sadece üç ülkede olan bu şifalı suların merkezlerinden biri konumunda.
Buradaki doğal suyun sıcaklığı, vücut ısısına en yakın olan 37-42 derece arası.
Gülümser Hatun efsanesi ise Selçuklu dönemine kadar uzanmakta.
Efsaneye göre Sultan II. Alaeddin Keykubat’ın Gülümser adındaki dünya güzeli kızı toplum içine çıkmasını engelleyecek kadar ciddi bir cilt hastalığına yakalanıyor.
Babasından kendisini uzak bir yere göndermesini isteyen Gülümser Hatun, Kirazlı Dağı’nın eteklerinde, bugün Yoncalı olarak bilinen yere getiriliyor.
Burada çadırlar kuruluyor ve Gülümser kaderine küsüp yalnızlığını yaşamaya başlıyor.
Çadırında dinlendiği günlerden bir gün, uyuz bir tilkinin çamurlu sularda yıkandığına şahit oluyor.
Tilki her gün gelip kendini çamura bulamaya devam ederken o arada da iyileşmeye başlıyor.
Çıbanları iyileşen, tüyleri çıkan tilkiyi gören Gülümser Hatun tilkinin yaptığının aynısını yaparak vücudunu çamura bulamaya başlıyor ve bu sayede iyileşiyor, eski güzelliğine kavuşuyor.
Kızının burada hayata döndüğünü gören babası ise bölgeye hamamlar ve bir cami yaptırıyor.
İşte Gülümser Hatun’un hikayesi böyle... Ve şimdi o bölgede hamamlar, termal tesisler var.
Sedef, egzama gibi cilt hastalıklarının yanı sıra romatizma ve eklem ağrıları çekenler de buralara şifa bulmaya geliyor.
Bu özel su ve çamur, anladığım kadarıyla sadece iç turizme hizmet vermekte.
Oysa biraz tanıtımla yurtdışı şifa ve sağlık turizmine de açılabilir.
Yetkililere ve ilgililere duyurmuş olayım.
Paylaş