Paylaş
Çok uzağa gitmeyelim, geçen yıl toplam 983 bin 808 trafik kazası meydana geldi. Bunların 150 bin 275’i maalesef ölümlü, yaralanmalı kazalar.
Büyük şehirlerden tatil beldelerine ya da memleketlerine doğru yola çıkacakların akıllarında tutması gereken bir gerçek var:
Yol hipnozu.
Yol hipnozu, çoğu sürücünün bilmediği ve farkında olmadığı bir fiziksel durum.
Kontağı çevirip gaza bastıktan 2.5 saat sonra yol hipnozu başlıyor.
Gözlerinizin açık olması bir şey fark ettirmiyor o andan itibaren.
Gözün gördüğünü beyin kaydetmiyor, analiz de edemiyor. Yol hipnozunun neden olduğu kazaların başında yol kenarında duran araca veya önde giden TIR’a arkadan çarpma geliyor.
Son 15 dakikayı sürücü genelde hatırlamıyor bile.
Kaç kilometre hızla gittiğini, önündeki araçla mesafesini bilmiyor.
Bu yazıyı okuyorsanız ve yola çıkacaksınız, sizden ricam lütfen yol boyunca her 2 ya da 2.5 saatte bir 15 dakikalığına da olsa durun, hava alın, yürüyün, bir şeyler yiyin, çay ya da kahve için. Hele bir de gece yolculuk yapıyorsanız durum daha da tehlikeli.
Çünkü yol hipnozu geceyi daha çok seviyor.
Şimdiden herkese iyi tatiller, kazasız, belasız, yol hipnozsuz yolculuklar.
Antalya’yı özlemiştik
Pandemide ertelenen, iptal edilen, bizden alınan, eskisi gibi yapılamayan etkinliklerin başında konserler ve film festivalleri geliyordu.
Hayatımızın tadı tuzuydu onlar.
Özellikle Antalya Altın Portakal ve Adana Altın Koza’yı nasıl özledim bu ara dönemde anlatamam.
Hasret bitiyor neyse ki.
2-9 Ekim tarihleri arasında 58’inci Altın Portakal için Antalya’da festivalde olacağız.
Orada bizimle olacak filmlerin sahiplerine duyurmuş olayım, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın katkılarıyla Antalya Büyükşehir Belediyesi ev sahipliğinde düzenlenecek festivalin Ulusal Uzun Metraj, Belgesel ve Kısa Film dallarındaki yarışmalar için başvurular açıldı.
Son başvuru tarihi ise 9 Ağustos.
Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, bu yıl toplam 1 milyon 400 bin TL ödül dağıtılacağını duyurdu.
Altın Portakal alacak film, heykelcikle birlikte 300 bin TL’lik ödülün sahibi olacak.
Peki bu yıl festival yine geçen yıl ilk kez gerçekleştirilen açık hava gösterimleriyle mi ilerleyecek?
Hem evet, hem hayır.
Bu yıl açık hava gösterimleri olacak ama kapalı salonlarda da film izlenebilecek.
Covid-19 önlemleri alınmış olarak tabii.
Erkekler de cesur olsun
Gülşen ve Hande Yener’in sahne kıyafetleri üzerindeki tartışmaya iki ayrı pencereden şöyle bakıyorum...
Herkes istediğini giymekte özgürdür, kimse kimseye karışmasın.
Sahnede sıra dışı olmak devrim niteliğindedir, iyidir.
Ayrıca Gülşen ve Hande güzel seçimlerle iyi de yapmışlardır.
İkisine de bakmaya doyamadım.
Eminim izleyenler de aynı şeyi düşünmüştür.
Diğer yanda kadınlardaki bu yaratıcılığı, özgüveni, cesareti erkek solistlerde neden göremediğimizi sorguluyorum tabii.
Ben hep kadınların kıyafetlerinin tartışılmasından sıkıldım.
Yok mu medyayı sallayacak şöyle iddialı, çılgın bir popçu ya da rock’çı...
Paylaş