Paylaş
Yolumuz artık daha kuzeye, İstanbul Havalimanı’na doğru olacak.
Geçenlerde yolum düştü oralara.
Diğerine göre uzak geldi biraz tabii.
Ama en büyük avantajı trafik sorunu yaşanmayacağı için ev ile havaalanı arasındaki sürenin sabit olacak olması.
Uçağımız günün hangi saatinde olursa olsun trafik sıkıntısı yaşamadan kaçta orada olacağımızı bileceğiz.
Dünyada en fazla ülkeye uçan Türk Hava Yolları eminim bu yeni havalimanına çok daha rahat sığacak, yaşanan tıkanıklıklar giderilmiş olacak.
Dünyanın en büyük Duty Free alanına da kavuşmuş olacağız.
Ancak gelin görün bu yeni yol haritamızda bir sorun var.
Kemerburgaz sonrasında EDS kameraları ve hız uyarıları olmadığından ve yol da oldukça geniş ve boş olduğundan insanlar hız sınırını aşmaktan çekinmiyor.
Bu geniş yollar adeta bir Formula pistine dönmüş durumda.
Artık yolcuların rotası İstanbul Havalimanı’na çevrildiğinde göre uçağa giderken kazalar yaşanmasını istemeyiz.
Yeni havalimanı yolunun her iki yönündeki geniş yollara ne zaman hız sınırı getirilecek acaba?
Gelmeyin, istemiyoruz! Rue Cremieux...
Paris’te güzeller güzeli, pastel renkleriyle öne çıkan tablo gibi bir sokak.
Bu haliyle tabii ki Instagram kullanıcılarının cenneti.
Ama işte gelin görün ki o kullanıcılar da bu sokağın sakinlerinin cehennemi olmuş durumdalar.
Instagram’da #ruecremieux hashtag’i ile 33 milyar fotoğraf var.
Yani dünyanın insanı bu küçücük sokağa gelmiş, video ve fotoğraf çekmiş.
Zıplayanlar, akrobasi hareketleri yapanlar, merdivenlere oturanlar, köpekleriyle gezenler, öpüşürken, sarılırken aşk pozları verenler, seksi pozlarla sokak kadar kendilerini de gösterenler.
Ne ararsanız var yani!
Rue Cremieux sakinlerine önceleri hoş gelen bu durum bir süre sonra kabusa dönüşmüş, yeter artık noktasına gelmelerine neden olmuş.
Şimdilerde Paris yetkililerinden sokaklarını akşam saatlerinde ve hafta sonları yabancı girişine kapatmalarını istiyorlar.
Bunu duyunca insanın Rue Cremieux’a gidip bir selfie çekme dürtüsü daha da güçleniyor.
Sokağın güzelliği kadar yasak olanın da cazibesi diyelim.
Yolunuz Paris’e düşerse uğrayın mutlaka.
Atilla Dorsay’la bir ömür
Sinema yazarlığı konusunda kendime en yakın bulduğum, araştırmacı, hayata ve sinemaya merakı hiç bitmeyen duayenimiz Atilla Dorsay, 80’inci yaşını 18 Mart’ta yeni kitabıyla kutladı.
Atilla abi öyle dinç, enerjisi, fiziği, zekası o kadar yerinde ki ona bakınca 80 yaşa orta yaş diyesi geliyor insanın.
Hatta genç mi desem diye bile düşünmüyor değilim.
Balık burcu olduğundan bir o kadar da duygusal bir yapısı var.
Pek çok filmin basın gösteriminde gözyaşlarını silerken görmüşlüğüm vardır kendisini.
Hatta Çağan Irmak’ın Babam ve Oğlum’unu izlerken sesli ağlıyorduk birlikte.
Zaten kendisi her seferinde sinema yazarlığının matematiksel, bilimsel değil duygusal ve sanatsal bir meslek olduğunu da vurgular.
Ona göre sinema bir aşktır, sevdadır, duygudur, tutkudur.
Tıpkı kendi hayatı gibi.
İşte bu aşkın ürünü olan son kitabı “Bir Ömürden Seçilmiş Tablolar” piyasaya çıktığından beri herkesin dilinde.
Kendi hayatından seçilmiş samimi itiraflar, hikayelerin olduğu bu değerli eseri başucu kitabı yaptım bile.
Kesinlikle tavsiye ediyorum.
Unutulmaz bir dizi repliği
“Biz ayrı ayrı cümleler içinde şiir gibiyiz de bir araya gelince devrik bir cümleden ileri gidemiyoruz...” Leyla ile Mecnun
Paylaş