Paylaş
“Hayat Yolunda” sayesinde yıllar sonra sizi tekrar izleme fırsatı bulduk. Neden bu kadar ara verdiniz?
- Ben profesyonel bir sanatçıyım. 131 filmde başrol oynadım. 1963’ün kasım ayında “Genç Kızlar”la başlayan meslek hayatım hiç durmaksızın 1974 senesine kadar devam etti. Sonra Norveç’e gittim, üniversite tahsili yaptım geldim. Geri gelince de bazı projelerde yer aldım. Çok şükür sağlıklı da bir insanım. Hep ağırlıklı ve beğeni kazanmış rollerde oynadım. Bu nedenle ikinci ya da üçüncü rol çalışmam. Dolayısıyla yaş ilerleyince roller kısıtlandı.
Ne anlamda kısıtlandı?
- Bu yaşımda genç ve zarif bir hanımla nasıl başrolü paylaşabilirim ki; aşk olmaz, olsa da sonu hüsran olur. Bana yılda sekiz-dokuz senaryo geliyor. Ağırlıklı olarak baba rolleri... Çoğu fonksiyonel olmuyor. Benim izleyiciye karşı sorumluluklarım var. “Yazık olmuş Ediz’e” dedirtmek istemem. Bu nedenle uzun süre bekledim doğru senaryo için. Diğer işlerime devam etmeyi tercih ettim. Ta ki “Hayat Yolunda” gelene kadar. “Ancak kuvvetli bir senaryoda ağırlıklı bir rol olursa çalışırım” demiştim, o rol geldi.
Diğer işler derken, akademik kariyerinizden bahsediyorsunuz değil mi?
- Evet. İki üniversitede hocaydım, bu dizi nedeniyle birini bırakmak zorunda kaldım. Okan Üniversitesi’nde Çevre ve Ekoloji dersi veriyorum. Doğuş’ta ise Türk Sinema Tarihi ve Oyunculuk dersine giriyordum ama ona bir süreliğine ara verdim.
YARIŞMAYA KIZLARLA TANIŞIRIM DİYE GİRDİM
Küçükken ne olmak isterdiniz?
- Zoolog. Evimde yılan bile besledim. Bir odada da tropikal akvaryum balıklarım vardı...
Oyunculuğa nasıl başladınız peki?
- Cüneyt Arkın, Tarık Akan, Ayhan Işık ve benim gibi mecmua yarışmalarıyla gelip sinemaya girmiş olanlar var. Ki biz bir eğitim almadan doğrudan başrol oynadık. Tabiri caizse paraşütle başrole indik.
Yarışmaya katılmaya nasıl karar verdiniz?
- Almanya’da diş doktorluğu okurken tatilde buraya geldim. Babam Acar Film’in genel müdürü Sabahattin Sürmeligil ile tanıştırdı beni. Ses Mecmuası’nın yarışmasına katılmamı söylediler. Orada güzel kızlar vardır, hiç olmazsa onlarla tanışırım diye katıldım. Kızlarda Ajda Pekkan, erkeklerde ise ben birinci oldum. Birincilere altışar filmlik anlaşma imzalattılar. Şaşkınım, ne yapacağımı bilemiyorum. “Yaparsın, yaparsın” dediler, beni kameranın önüne attılar. “Genç Kızlar” filminin setinde buldum kendimi. 22 yaşımda kızlardan oluşan bir okulda geçen filmin başrolüydüm. Benim o tuhaf halimi görünce 60 kız birden kıkır kıkır gülmeye başladı. Düşüp bayılacak gibi hissettim kendimi.
Sonuç?
- Film bitti, izledim ve hiç beğenmedim kendimi. “Ediz sen hemen Almanya’ya dön” dedim kendi kendime. Ama film çok iş yaptı. İkinci film için Ülkü Erakalın aradı. “Mualla” diye bir film çekeceğim, Türkan Şoray’la rol alacaksın dedi. O filmde çok farklı bir Ediz Hun vardı.
KOÇYİĞİT DEDİKODUSU REKLAM İÇİN UYDURULDU
Siz genç kızların sevgilisi olan bir jönken evlendiniz, bu kararı nasıl aldınız?
- Jönler evlenince bitiyor aslında. Ben de evlenmeden evvel tehdit mektupları aldım.
Bunlara rağmen evlendiğinize göre Berna Hanım’dan çok etkilenmişsiniz demek...
- Berna çok cici, tatlı, cana yakın, evcil, uysal bir kızdı. Tanınmış bir adama kadınlar bakar ve bu bakışların normal karşılanması lazım. Bunu dert edecek biriyle hayat zor. Berna bu anlamda çok doğru bir insandı.
Sonrasında nasıl bir hayatınız oldu?
- Evlendikten sonra işler kesildi. 1974’te iki filme düştüm. Sonra da yurtdışında gittim zaten. Kişiler beni aşk filmlerinin jönü olarak görmeye şartlandılar. Böyle olunca evlilik ters etki yaptı kariyerimde. 33-34 yaşında işe ara vermiş oldum.
Hülya Koçyiğit’le bir ilişki yaşamışsınız, böyle bir şehir efsanesi var...
- Erman Film tarafından Hülya ile çalıştığımız filmlerin tanıtımı için çıkarılmış uydurma bir haber o. Hülya ile iş arkadaşlığı dışında hiçbir ilişkimiz olmadı.
Yeni dönem Türk sinemasını ve genç oyuncuları nasıl buluyorsunuz?
- Diziye başlamadan önce itiraf etmeliyim ki peşin hükümlüydüm. Yenilerin bu işi tam manasıyla yapamayacağını düşünüyordum. İzlediğim birkaç dizi sahnesinde kötü oyunculuklar görmüştüm. Ama bizim settekiler beni şaşırttı. İnanır mısınız hepsi için benden tecrübeli, hatta daha iyi oyuncular diyebilirim. 100-200 bölümlük dizilerden gelmişler. Ezber yapıyorlar, doğaçlama yapıyorlar. Mükemmeller. Bizi geçmişler.
Kendinizi nasıl buldunuz ekranda?
- Biraz yaşlı buldum ama ses ve oyun olarak beğendim. Abartılı bir şey görmedim. Hocalarımız, yani izleyici, sanırım bu imtihanda bana iyi not verecektir.
KAVGAYI BIRAKALIM
Politikaya dönecek misiniz?
- Tavsiye edebileceğiniz bir kanal varsa söyleyin gireyim. Ben olduğunu sanmıyorum.
Ülkenin son durumunu, yaşananları nasıl değerlendiriyorsunuz?
- Üzülüyorum. Türkiye büyük, her türlü imkana sahip ve saygın bir ülke. Bunu dünyaya da böyle göstermeliyiz. Bu ülkede yaşayan tüm insanların birbirine kardeşçe yaklaşmasını diliyorum. Dost olalım. Kavgayı bırakalım.
Paylaş