Paylaş
Atmosfere öyle bir giriyorsunuz ki bir süre sonra sanki dördüncü boyut da eklenmişçesine rüzgarı, soğuğu bile hisseder hale geliyorsunuz.
Dünyanın zirvesine, Everest’e tırmanmak, oraya bayrak asmak ya da “başardım” işaretiyle fotoğraf çektirmek için yola koyulan dağcılar Nepal’e vardıklarında önce önbilgilendirmelerden geçiyorlar. Tam bu sırada, bizi ilgilendiren karakterleri tanıyoruz. İki aylık hamile eşine “görüşmek üzere” diye veda eden ekip başı Rob Hall (Jason Clarke), eşi ve çocuklarıyla arasının pek iyi olmadığını, yola çıkarken onlara haber bile vermemesinden anladığımız Texaslı Beck Weathers (Josh Brolin), daha önceki Everest’e tırmanma denemeleri başarısızlıkla sonuçlanmış olan ve bunları birer takıntı haline getirmiş olan postacı Doug (John Hawkes), alkolle arasına mesafe koyamayan Scott Fisher (Jake Gyllenhaal) bunlardan bazıları. Biz bu karakterlere yakınlaşırken ekibinin karşılaştığı yoğun kar yağışı ve yapılan basit hatalar büyük felaketin başlangıcı olur. Konusunu, 1996 yılında Everest’te meydana gelen gerçek bir hikâyeden alan filmin yönetmeni Kormakur, gerçeğe uygun senaryoyu, müthiş bir teknik altyapının desteklediği görsellikle süslemiş.
Paylaş